Türkiye'nin en kıdemli sinema yazarı Atilla Dorsay, Türkan Şoray'la dostluğunu, sonra da aralarının bozulmasının hikayesini ilk kez anlattı. Dorsay'ın yeni kitabı raflarda yerini aldı.
Türkiye medyası ve sinemasının en kıdemli yazarlarından Atilla Dorsay’ın, “Türk Sinemasının Sultan”ı olarak bilinen Türkan Şoray için kaleme aldığı “Bir Kraliçeyle Dostluk ve Ayrılık Hikâyem” adlı kitabı Profil Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Bugüne kadar çok sayıda film yazılarını ve sinema yazarlığı sürecindeki anılarını kitaplaştıran Dorsay bu kitabında Türkan Şoray ile olan dostluğu ve daha sonra dostluklarının kopuş hikâyesine yer veriyor. Dorsay kitabın arka kapağında yer alan yazısında Şoray için “O kendisine toplum tarafından verilmiş o eşsiz unvanın bir eldiven gibi uyduğu müstesna bir kadındır; o Türkan Sultan’dır. Onu sevmemek kimin haddine!” ifadelerine yer verdi.
Kitabın sunuşunda hayatının merkezinde yer alan sinema yazarlığının kendisine çok çeşitli deneyimler kattığını söyleyen Dorsay “Elbette bunun bana kazandırdığı bir başka sey sinemanın her alanından sayısız dostluklarım oldu. Yönetmenlerden teknik elemanlara ama en çok yıldızlarına…” dedi.
“İkimizi de tanıyanların bu kopma olayının gerisini bilmeye hakları var”
Kitapları arasında Yılmaz Güney ve Türkan Şoray için yazdıklarını kendisi için ayrı bir yeri olduğunu ifade eden Dorsay şöyle yazdı:
“İkisiyle ilişkili tartışmalar, farklı görüşler, özellikle de sevgi gösterileri hâlâ sürüyor. Ülkemiz kültür tarihinin hiç eskimeyecek iki dev ismi onlar. Ama, yakın zamanda işler biraz değişti. Özellikle de Türkan Soray alanında. Onunla dostluğumuz benim açımdan onun kimi davranışları nedeniyle bir yerinden kopuverdi. Bu kitabı yazıyorum; çünkü Allah’a şükür, ikimiz de hâlâ dimdik ayaktayız ve ikimizi de tanıyanların bu kopma olayının gerisini bilmeye hakları var. İkimizi de sinema denen ortak alanda farklı biçimler ve değişik nedenlerle ama aynı zevkle izlemiş fanlarımızın da tüm bunları öğrenmesi gerekiyor.
Ancak şunu söylemeliyim: Naçizane görüşüme göre onun için yazdığım Sümbül Sokağın Tutsak Kadını bizde yazılmış en açık, dolu ve duygusal biyografilerden biridir. İlk beşe mutlaka girecek… Ayrıca onun için bu kitapta geniş biçimde hatırlattığım çok özel bir albüm-kitap da çıkarmıştım… Ama yıllardır hiçbir yerde yok. Ben dahil! Bu kitaba Sümbül Sokağın Tutsak Kadını kitabından hiçbir yazı almadım. Belki dikkatimden kaçmış olabilecek birkaç satır dışında… Onun Yeşilçam’da yıldızlaşmasının başladığı 60’lardan itibaren değilse de (o zamanlar gazete yazarı değildim), özellikle 90’lardan başlayarak hiçbir yerde çıkmamış yazıları veya özel notları da bulup bu kitaba almayı denedim. Ve sanırım başardım. İlk başta yer vereceğim uzunca yazı ise tarihini bulamadığım daha genel bir yazı. Ama bir dönem için öylesine kapsayıcı ki başa almak istedim.
İşte bu kitabın asıl misyonları bunlar. Umarım ilginizi çeker.”