Türkiye’de biz sabah sekizde oy vermeye başlarız, sandıkları genellikle 5’te kapatırız ve sonra beklemeye başlarız. Yüksek Seçim Kurulu seçimle ilgili yayın yasaklarını 7’de kaldırdığında sonuçları öğrenmeye başlarız; son birkaç seçimdir yaşıyoruz, saatler gece yarısı olmadan da sonuçlar hemen hemen belli olur, hatta zafer kazananlar çıkıp balkon konuşmalarını da o saatlerde yaparlar.
Ama Amerika böyle değil. Bu ülkede seçim kanunları ve seçim uygulamaları eyaletten eyalete değişebiliyor; ayrıca bizim hiç alışık olmadığımız bir uygulaması da var Amerika’nın. İsteyenler oylarını önceden kullanabiliyor, hatta oylarını postayla gönderebiliyor.
2016’da yapılan ve Donald Trump’ın kazandığı seçimde kullanılan toplam 139 milyona yakın oyun yüzde 40’ı erkenden verilmiş. Yani insanlar ya özel olarak kurulan merkezlere gidip seçimden günler önce oy sandığına oylarını atmışlar veya oylarını postayla göndermişler. Oysa bu seçimde 102 milyon oyun erken oy olduğunu biliyoruz. Bunlardan 36 milyonu “erken oy” 65 milyondan fazlası ise postayla verilmiş oy. Şu linke bakarsanız, hangi eyalette kaç tane oyun erken kullanıldığına dair ayrıntılı bir döküm görebilirsiniz.
Amerikan seçimi yapıldı. Dolayısıyla oy sayımına da başlandı. Ben bu yazıyı yazmak üzere bilgisayarım başına oturduğumda 7 eyalet hariç oyların sayımı ya tamamlanmış ya da adaylardan biri diğerine ciddi fark attığı için henüz sayılmamış oylarla o farkın kapanmasının imkansız olduğu kabul edilmişti.
Geri kalan, yani henüz sayımın tamamlanmadığı 7 eyaletten 4’ünde Başkan Donald Trump, üçünde ise Demokrat aday Joe Biden önde gözüküyordu.
Bu eyaletlerden Kuzey Carolina’da oyların yüzde 95’i sayılmış durumda ve Trump yüzde 1.4 önde. İki aday arasında 70 bin civarında oy farkı bulunduğu için bu eyalette seçim mahkemede bitecek büyük ihtimalle. Başkanlık seçimi için 15 delege veren eyaleti Trump’ın kazanma ihtimali daha yüksek gözüküyor. Eyalet valisi oyların sayımının en geç yarın tamamlanacağını söylüyor.
Georgia eyaletinde ise oyların yüzde 92’si sayılmış durumda; burada da Trump’ın yüzde 2’lik bir üstünlüğü var. Trump bu eyaleti 2016’da kazanmıştı ama bu seçimde Joe Biden buraya çok yüklendi. The New York Times gazetesine göre oyların tamamı sayıldığında şu an Trump lehine olan 100 bin oyluk fark kapanacak ve Biden’ın seçimi kazanma olasılığı var. Eyalet başkanlık seçimi için 16 delege veriyor. Oyların sayımı çarşamba akşamı, yani bizim için perşembe sabaha karşı tamamlanacak.
Wisconsin’de oyların yüzde 89’u sayılmış durumda. Bu eyalette Joe Biden burun farkıyla, 7 bin civarında oyla önde Biden. Bu eyalette kaç kişinin erken oy kullandığına dair bir bilgi yok. O yüzden son saniyeye kadar heyecan sürecek ve bu eyalet de büyük olasılıkla seçimi mahkemede tamamlayacak. Wisconsin’ın 10 delegesi var.
Benzer bir durum 6 delegeli Nevada için de geçerli. Oyların yüzde 86’sı sayılmış ve Joe Biden sadece 8 bin oy farkla önde. Trump bu eyaleti 2016’da minik bir farkla kaybetmişti. Bakalım bu sefer ne olacak, kestirmek zor. Eyalet mektupla kullanılan oyları seçimden sonraki hafta da ulaşsa sayıyor. O yüzden sonuç gecikecek.
Michigan’dan 16 delege çıkacak ve bu eyalette oyların yüzde 84’üm sayılmış durumda. Trump 67 bin oy farkla (yüzde 1.3) önde. Ancak henüz sayılmamış olan oylar erken kullanılan veya postaya verilen oylar ve anketlere göre bu çeşit oylarda Joe Biden’ın ezici bir üstünlüğü var. Bakalım o üstünlük aradaki farkı kapatıp Trump’ı yenmeye yetecek mi?
Arizona’da 11 delegeyi kapmak için yapılan yarışta oyların yüzde 82’si sayılmış durumda ve Biden 5 puan (130 bin oy) önde. Bazı haber ajansları kendi anketlerine dayanarak bu eyaleti Joe Biden’ın kazandığını ilan etti bile ama oyların beşte birinin henüz sayılmadığını, erken kullanılan oylarda da Biden’ın belirgin bir üstünlüğü olmasına rağmen Trump’ın da güçlü göründüğünü unutmamak gerek. Zaten, bu eyalet Trump’ın kaybetmesi halinde sonuçları mahkemeye götüreceği eyaletlerden biri. Her şart altında sonucu bekleyeceğiz.
Ve seçimin en kritik eyaleti Pennsylvania. 20 delegeli bu eyalet her iki aday için de kritik önemde. Şu anda Trump lehine 11 puanlık ciddi bir fark var. Ama Biden pes etmiş değil, çünkü oyların dörtte biri sayılmayı bekliyor ve bu önceden kullanılan oylarda Biden’ın ciddi bir üstünlüğü var. Bakalım o üstünlük 600 binden fazla oy farkını kapatmaya yetecek mi?
Evet, Amerikan Başkanlık seçimi ancak bu tartışmalı ve kavgalı eyaletlerde seçimin tamamlanması, yani gerekirse mahkemelerin de kararlarını vermesinden sonra bitecek ve kazananı büyük olasılık o zaman göreceğiz.
Bu yazı yazılırken Joe Biden’ın 227, Donald trump’ın ise 213 kazanılmış delegesi vardı. Başkan olmak için 270 delegeye ulaşmak gerekiyor.
Hep söylenen, Demokrat Partili seçmenlerin erken veya postayla oy kullanmayı tercih ettiği, Cumhuriyetçilerin ise seçim günü gidip oylarını vermeyi seçtiği.
Belki tam da bu yüzden, Başkan Donald Trump kendi partisi tarafından bile ayıplanan bir şey söyledi, önde gözüktüğü eyaletlerde sayımların durdurulmasını istedi. Oysa daha yüzbinlerce oy sayılmayı bekliyor.
Uzun zamandır yaşanmadığı kadar çekişmeli bir seçim yaşanıyor Amerika’da ve bu yüzden de dünyanın geri kalanı seçimin sonucunu cuma günü ancak öğrenebilecek büyük olasılıkla. Ayrıca yine büyük olasılıkla seçim sonuçları mahkemelere taşınacak, hatta belki konu Federal Yüksek Mahkeme’ye kadar da gelecek.