Deprem suçları ‘infaz indirimi’ dışında kaldı

Türk Ceza Kanunu’nda “deprem suçu” diye bir kategori olmadığı için yapılacak “ceza” tanımıyla deprem suçları düzenlemenin kapsamı dışına çıkarılacak. 

Gündem 24 Aralık 2025

Habertürk’ten Bülent Aydemir’in yazdığına göre TBMM’de görüşülen yargı paketinin en çok merak edilen ve tartışılan maddesi, ‘Covid-19 infaz indirimi’ kapsamının genişletilmesini öngören düzenleme. İnfaz düzenlemesi teklifinin ilk aşamada 50-55 bin hükümlüyü kapsaması bekleniyor. Bu hükümlüler Covid-19 döneminde getirilen erken denetimli serbestlik-açık cezaevine ayrılma imkânından önce yararlanmamış olanlar gibi belirli şartları taşıyanlar olacak.

31 Temmuz 2023’teki infaz düzenlemesinden tarihi nedeniyle özellikle suçu pandemi öncesi işleyenler ile hükmü pandemi sonrası kesinleşenler yararlanamamıştı. Şimdi bu konudaki adaletsizliğin azaltılması amaçlanıyor. Düzenleme ile kapalıdan açığa geçiş süresi kısalırken; açık cezaevine ayrılanlar daha erken denetimli serbestlik hakkı elde edecek. Bazı mükerrer suçlular ilk kez sınırlı da olsa özellikle alt sınırı düşük suçlarda infaz oranlarında esneklik getirilecek. TMK kapsamındaki terör suçları, kasten öldürme, cinsel saldırı ve cinsel istismar, kadına karşı şiddet, uyuşturucu ticareti, devletin güvenliğine karşı suçlardan hüküm giyenler düzenlemeden yararlanamayacak. Bu suçlardan hükümlü olanlar için infaz oranı değişmiyor.

6 Şubat 2023 depremlerinde yakınlarını kaybeden aileler, deprem sanıklarının da istisna tutulması talebiyle TBMM önünde nöbet başlattı. Bunun üzerine AK Parti ve MHP grubu bu konuda bir önerge verme üzerinde anlaştı. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in yürüttüğü çalışma sonucunda bir “ceza” tanımı yapılarak deprem suçlarından hüküm giyenler kapsam dışında bırakılacak. Halihazırda yargılamaları devam eden 2 bin 300 dosya bulunuyor.

TBMM’de yasalaşması beklenen düzenleme ile kısa vadede cezaevi nüfusunda yüzde 10-12 oranında geçici rahatlama olması bekleniyor. 50-55 bin hükümlü düzenlemeden yararlanacak.

Orta-uzun vadede ise tutukluluğun yaygınlığı, uzun yargılama süreleri ve alternatif cezalara geçilememesi gibi sorunların giderilmesine dönük yeni çalışmalar yapılması bekleniyor.

Bir af değil infaz düzenlemesi olan bu paket, toplumsal af beklentisini tam olarak karşılamasa da örtülü infaz affı niteliği taşıyor. Asıl hedef cezaevlerindeki aşırı doluluk, AİHM ve AYM baskısının giderilmesi, cezaevlerinin yönetilemez olmaktan çıkarılması.

Cezaevlerindeki doluluk yönetilemez noktaya ulaşmış durumda. Aralık 2025 itibarıyla toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 433 bin 543 kişi. Eylülde bu rakam 419 bin 194 kişi idi. Haziran’da ise 416 bin 927 tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde bulunuyordu. Tutuklu sayısından ziyade hükümlü oranlarının artması iktidar çevrelerinde geçmişe göre başarı olarak değerlendiriliyor ancak cezaevi nüfusu kapasitenin çok üzerinde. Hükümlüler cezaevi nüfusunun yüzde 85’ini, tutuklular ise yüzde 15’ini oluşturuyor.

Cezaevlerinin resmi kapasitesi 295 bin-305 bin kişi iken şu anda 433 bin kişi ile kapasitenin yüzde 130-yüzde 146 üzerinde bir cezaevi nüfusu bulunuyor. Tahliyelerle bu nüfusta yüzde 10-12 bir azalma bekleniyor ancak yine de ideal nüfusa ulaşılmış olmayacak. Son 10 yılda cezaevi nüfusunda 2.5 kat artış yaşandı. 2015’te cezaevi nüfusu 177 bin iken, bugün 433 bine ulaştı. Nüfus artışının çok üzerinde bir artıştan söz ediyoruz. Son 10 yılda hükümlü sayısı 152 binden 370 bine çıktı. Artışın büyük kısmı daha fazla mahkumiyet kararı ve uzun infaz sürelerinden kaynaklanıyor. Tutuklu sayıları da 10 yılda 25 binden 63 bine çıktı. Toplam içindeki payı ise yüzde 14-16 civarında seyrediyor.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.