İşletmelerin yüzde 47’si yapay zekanın potansiyelinden endişe duyuyor
Yapay zeka alanında çalışmalarına hız kazandıran Microsoft, bilim dünyasını karıştıracak bir makale yayımladı. Buna göre geçen yıl üzerine çalışmaya başladıkları yapay zeka modeli, bir mantık sorusuna insan zekasına yakışan bir cevap verdi.
Microsoft’taki bilgisayar uzmanları geçen yıl yeni bir yapay zeka modeli üzerinde çalışmaya başladı. Bu araştırmacılar, söz konusu modelden fiziksel dünyayı sezgisel olarak anlamasını gerektirecek bir bulmacayı çözmesini istedi.
Soru şuydu: Önümüzde bir kitap, dokuz yumurta, bir dizüstü bilgisayar, bir şişe ve bir çivi var. Bana bunları birbirinin üzerine dengeli bir şekilde nasıl dizebileceğimi söyleyebilir misin? Araştırmacılar yapay zeka sisteminin verdiği cevap karşısında şaşkına döndü.
Cevap da şuydu: Yumurtaları kitabın üzerine aralarındaki boşluk olacak şekilde üç sıra halinde dizin. Kırmamaya dikkat edin. Dizüstü bilgisayarı, ekran aşağıya, klavyesi ise yukarıya bakacak şekilde yumurtaların üzerine yerleştirin. Dizüstü bilgisayar, hem kitap ve yumurtanın üzerine rahatça sığacak hem de bir sonraki katman için de sabit bir zemin sağlayacak.
Modelin sunduğu bu zekice öneri, araştırmacıları yeni bir zeka türüyle karşılaşıp karşılaşmadıklarını merak etmelerine yol açtı. Ekip, mart ayında geliştirdikleri modelin insan beyninin yapabildiği her şeyi yapabilen yapay genel zekaya doğru yeni bir adım olduğunu savundukları 155 sayfalık bir makale yayımladı.
Böylesine cesur bir iddiada bulunan makaleyi yayımlayan ilk büyük teknoloji şirketi olan Microsoft, teknoloji dünyasının en sert tartışmalarından birine de öncülük etti: Sektör insan zekasına benzer bir şey mi geliştiriyor? Yoksa sektörün en parlak beyinlerinden bazıları hayal dünyasında mı yaşıyor?
‘Yapay genel zekanın kıvılcımları’ başlıklı makale, teknoloji uzmanlarının onlarca yıldız üzerinde çalıştıkları ve için için korktukları meselenin özüne gidiyor. Eğer insan beyni gibi ya da insan beyninden de iyi çalışan bir makine yaparlarsa dünyayı değiştirebilirler. Ama aynı zamanda Pandora’nın kutusunu da açabilirler.
Öte yandan böyle bir şey yapmaları bilgisayar uzmanlarının itibarını da yerle bir edebilir. Bir araştırmacının zeka belirtisi olduğuna inandığı şey, bir başkası tarafından oldukça kolay bir şekilde açıklanabilecek bir şey olabilir. Bu da laboratuvarlardan ziyade felsefe kulüplerine daha uyacak bir faaliyet olur.
Google da geçen yıl Microsoft’un iddiasının bir adım ötesinde ama yine benzer bir şekilde yapay zekanın bilinç kazandığını iddia eden bir araştırmacısını kovmuştu. Bilinç kazanmak nedir peki? Bilinçli olmakta tek ölçüt zeka değil. Bilinçli olduğu iddia edilen şeyin çevresindeki dünyada neler olup bittiğini algılayabilmesi ya da hissedebilmesi gerekir. Yapay zekanın o noktaya gelip gelmeyeceğini ise zaman gösterecek.