Deprem bölgesindeki esnafa 400 milyon liralık yeni kredi
Jeofizikçiler, uzaktan algılama yöntemini kullanarak 6 Şubat depremlerini haritalandırdı. Fayın bir bölümünün kırılmamış ve kilitli kaldığını keşfeden araştırmacılar, Malatya'nın Pütürge ilçesinde 6,8 büyüklüğünde yeni bir deprem yaşanabileceğine dikkat çekiyor.
Bilim insanları, Türkiye’nin bir sonraki büyük depremi hakkında pek çok şey biliyor. Olası merkez üssünü saptayabiliyor, gücünü tahmin edebiliyor ve hasarın en çok nerede meydana gelebileceğinin uzamsal izini tespit edebiliyorlar. Sadece ne zaman olacağını söyleyemiyorlar.
Topluluk odaklı ve açık erişimli Seismica dergisinde 20 Nisan’da yayınlanan ve Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin (USC) yürüttüğü yeni çalışmanın asıl çıkarımı bu.
USC’den jeofizikçi Sylvain Barbot ve araştırmacı arkadaşları, 50 binden fazla insanın hayatını kaybettiği ve 100 binden fazla binanın yıkıldığı büyük 6 Şubat depremlerini uzaktan algılama yöntemini kullanarak haritalandırdı.
Araştırmacılar, fayın bir kısmının kırılmadığını ve kilitli kaldığını keşfettiler. Bu endişe verici bir buluş, zira plakalar arasındaki sürtünmeler arttığında, fay hattındaki kilitlenmenin çözülerek 6,8 büyüklüğünde bir deprem oluşabilir. Barbot, “Neye hazırlanmamız gerektiğini biraz daha iyi biliyoruz. Zamanını bilmesek de nerede olabileceğini biliyoruz” dedi.
Büyük depremler tektonik plakaların kaymasından kaynaklanıyor. Yerkabuğunun yavaşça hareket eden parçaları olan levhalar, birbirlerine basınç uygulayarak on yıllar, yüzyıllar ve çağlar boyunca kademeli olarak enerji biriktiriyorlar. Levhalar nihayet kaydığında ise bu enerji yerkabuğunda dalgalar halinde patlıyor. Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta önce 7,7, sonra da 7,6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Felaketten iki hafta sonra 20 Şubat’ta 6,4 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı. Grafikte bölgedeki sismik aktivite ve faylardaki kayma miktarı görülüyor.
Grafikte Pütürge ilçesinin altındaki bölgede fay boyunca bir dizi sismik aktivite mevcut. Ancak herhangi bir kayma yok. Bu da fayın bir kısmının kilitlendiği ya da sıkıştığı, yani gelecekte herhangi bir zamanda kayma yaşanabileceği anlamına geliyor. Barbot, bu bağlamda 6,8 büyüklüğünde bir depremin yaşanabileceğini söylüyor.
Barbot, “Çöken binaların fotoğraflarında gördüğümüz şey, bazılarının krep şeklinde olduğu, bazılarının ise kelimenin tam anlamıyla un ufak olduğu. Betonun kendisi bile parçalanmış. Bu depremin bina yönetmeliklerinde öngörülenden daha fazla sarsıntı yaratmış olma ihtimali var. Tabii daha fazla araştırma yapmak gerekiyor” dedi.