Jamess Webb can çekişen yıldızı görüntüledi
Dünya’da yaşayan faniler olarak Mayıs 2020’de biz işimize gücümüze bakarken, galaksimizdeki başka bir gezegen, bir yıldızın akşam yemeği olarak kendi ölümünü karşılıyordu. Araştırmacılar yaşanan bu olayı fark etti ve gezegen yutan bir yıldız ilk kez görüntülenerek kayda geçmiş oldu.
Yıldızların yaşam döngüleri kütlelerine bağlı olarak değişiyor. Kızıl cüceler gibi küçük yıldızlar trilyonlarca yıl parlayabilirken, en büyük yıldızlar doğumlarından sadece birkaç milyon yıl sonra patlıyor. Güneş gibi yıldızlar ise milyarlarca yıl sonra ölmeye başladıklarında, yüzlerce kat büyüyerek sınırları dahilindeki her şeyi yutan kızıl devlere dönüşüyor.
Bu yutulma olaylarının izleri Samanyolu’nun dört bir yanını sarıyor. Bazı yıldızların ışığının gezegenlerin kimyasal izleriyle kirlenmesi, bazı dünyaların gözlerimizin önünde sindirildiğini düşündürtüyor. Bilim insanları gelecekte kızıl devlerin çekim alanına girmeye mahkum olan düşük yörüngeli yüzlerce gezegen tespit etti. Ancak şimdiye kadar hiçbir bilim insanı bir yıldızı gezegen yutarken kayda alamamıştı.
Ancak şimdi bu değişti. Gökbilimciler Dünya’dan yaklaşık 12 bin ışık yılı uzaklıktaki yaşlı bir yıldız tarafından uyutulan ve Jüpiter’den biraz daha büyük olduğu düşünülen bir gaz gezegenini tesadüf eseri tespit etti. Nature dergisinde çarşamba günü yayımlanan çalışmada, bu keşfin ‘içinde yaşadığımız gezegen de dahil olmak üzere gezegen sistemlerinin evrimi ve kaderlerinin varacağı nokta hakkındaki bilgilerimize bir yenisini eklediği’ belirtildi.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden NASA Einstein araştırmacısı ve çalışmanın yazarlarından biri olan Kishalay De, “Bu, Dünya’nın yaşayacağı son. Bundan beş milyar yıl sonra Dünya’nın neyle karşılaşacağını izliyoruz” dedi.
Aslında Dr. De, Mayıs 2020’de Kaliforniya’daki Palomar Gözlemevi’nde bulunan Zwicky Transient Facility kamerasını kullanırken kızıl novalar olarak adlandırılan yıldızları arıyordu, amacı böyle bir olaya şahit olmak değildi. Ancak gözlemleri sırasında ilginç bir ışık patlaması gördü.
Dr. De yaşananların bundan sonrasını bir ‘dedektif hikayesi’ne benzetiyor. Ekibi patlamayı tanımlamak için Kasım 2020’de Hawaii’deki W.M. Keck Gözlemevi’nin yakaladığı görünür ışık gözlemlerini inceledi. Bu görüntüler, kızıl novalardan beklenen yakıcı sıcaklıklardan yaklaşık 10 kat daha soğuk olan titreyen bir yıldızı ortaya çıkardı.
Doğal olarak şaşkına dönen Dr. De ve ekibi, Palomar Gözlemevi’ndeki başka bir kamerayı ve NASA’nın NEOWISE uzay teleskobunu kullanarak, yıldızı bu kez da kızılötesi ışıkta tekrar gözlemledi. Yıldız sisteminin kızılötesinde parlak olduğu gözlemlendi. Araştırmacılar buradan hareketle bir yıldızın gezegen yutma anını canlı canlı izlediklerini fark etti.
Ortaya çıkan veriler ise şöyle: İlk patlama 10 gün sürdü. Bu patlamada ölmekte olan yıldız, Jüpiter’in kütlesinden aşağı yukarı 10 kat fazla olan gaz gezegenini tamamen sardı. Gezegen ölümünden önceki bir yıllık sürede yıldızın çevresini saran gaz bulutundan parçalar kopardı. Bu da araştırmacıların neden yıldız sisteminin etrafında asılı duran gaz ve tozları gördüğünü açıklıyor. Patlamadan sonra ise yıldız, gezegenin kalıntılarını yuttuğu yaklaşık altı ayda parlamaya devam etti.
Artık bilim insanları gezegen yutulmasının gerçek bir örneğine rastladığına göre gökyüzünde buna uyan benzer örnekler arayabilir. Öte yandan bu yeni keşif, dünyanın sonunun da bir ön gösterimi. Güneş’imiz kızıl dev evresine girdiğinde, üzerinde yaşadığımız gezegenimiz de muhtemelen onun bağrında sona erecek.