Elon Musk, OpenAI ile işbirliğine giden Apple’a çok kızdı: Bütün Apple cihazları yasaklayacağım
Arkadaşınızla, sevgilinizle ya da ailenizle tartışırken ne söyleyeceğinizi bilemeyip ChatGPT'ye mi danışıyorsunuz? Yoksa dertlerinizi çevrenizdekilere anlatmak yerine sohbet robotuna mı yakınıyorsunuz? Bunun artıları, eksileri neler, inceleyelim.
Yapay zeka destekli sohbet robotu ChatGPT hayatımıza 2022 yılında girdi. Başta kullanımı ücretsizdi, şimdi de GPT-4o’ı sınırlı olarak ücretsiz kullanmak mümkün. Tarihin en hızlı büyüyen platformu oldu ChatGPT. Geliştiricisi OpenAI’ya göre haftada 200 milyonu aşkın insan ChatGPT’den faydalanıyor. Üstelik bunun sadece iş için olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü bu platform artık bir yaşam koçu, hatta cebimizde taşıyabileceğimiz terapist haline geldi.
Şarkıcı Lilly Allen kısa süre önce kendi podcast’inde eşiyle tartışırken nasıl mesajlar yollayacağı konusunda ChatGPT’ye danıştığını söyledi. Roman yazarı Andrew O’Hagan ise insanları reddetmek için başka bir sohbet robotundan faydalandığını söyledi. Bu sohbet robotunun “yeni en iyi arkadaşı” olduğunu da sözlerine ekledi.
Belki siz de aynı nedenlerle sohbet robotundan faydalanıyorsunuz. İşte tüm bunlar üretken yapay zekanın kişisel ve profesyonel hayatımıza nasıl sızdığını gözler önüne seriyor. Vrije Universiteit Amsterdam’da teknoloji alanında çalışan Ella Hafermalz’ın yakın zamandaki araştırmasına göre insanlar işyerinde akıllarına bir soru takıldığında bunu iş arkadaşlarına ya da yöneticilerine sormak yerine ChatGPT’ye soruyor.
ChatGPT’yi ilk çıktığı zamanlardan beri kullanan 50 kişiyle görüşen araştırmacılar, insanları platforma çeken şeyin “merak, anksiyete ya da her ikisi” olduğunu görmüş. Hafermalz insanların başta uygulamayı kurcaladığını ama sonra günlük hayatlarında kullanmaya başladıklarını söylüyor.
Mesela Hafermalz da uygulamayı yazılarını düzenlemek, kendini ikinci dili olan Hollandacada pratik yapmak ve hatta çocuklarını uyutmak için kurmaca hikayeler yazdırmak için kullanıyor. Teknolojiye olumsuz yaklaşmayan Hafermalz, esas sorunun kontrolsüzlük ve eşitsizlik olduğunu söylüyor. Yani insanların teknolojiyi algılayış şekilleri birbirinden farklı ve bazıları teknolojiyi daha etkili şekilde kullanıp kendine avantaj sağlarken, diğerleri geride kalıyor. Bu da arada dijital uçurum yaratıyor. Ya da insanlar ChatGPT kullanmasa bile onun çıktılarını farkında olmadan tüketebilir.
İşte görüyorsunuz, Lilly Allen eşiyle tartışırken ChatGPT’nin ağzından cevap veriyor, Andrew O’Hagan insanları reddetmek için kendi argümanlarını sunmak yerine ChatGPT’nin argümanlarını kullanıyor.
İngiliz gazetesi The Guardian’a konuşan Yvette bir vakıfta çalışıyor. ChatGPT’yi defon başvurularında şansını artırmak için kullanıyor. Yine de tüm metni ona yazdırmıyormuş çünkü bunun samimiyetsizlik olacağını düşünüyor. Ama kişisel yaşamında da ChatGPT’den faydalanıyormuş. “Eski kocam iyi biri değil, anlaşması hiç kolay biri değil” diyen Yvette, onun çocukların nafakasını ödemeyeceğini bildiren mektubunu aldıktan sonra çok öfkelenmiş. Tüm sinirini yazıya dökmüş ve ChatGPT’yle paylaşmış. ChatGPT ona çok daha dengeli bir yazı vermiş. Yvette bu şekilde duygusal zorluğun biraz olsun hafiflediğini söylüyor. Üstelik birkaç mesajlaşmanın ardından kocası nafakayı ödemeyi kabul de etmiş. Yvette’e göre sohbet robotu onun “kendisini daha iyi ifade edebilmesini” sağlıyor.
Terapist Susie Masterson’a göre ChatGPT’nin gerçek terapilerin içine de sızdığını söylüyor. “Başta oldukça rahatsız oldum. Yerimize başkası mı geçecek şimdi, diye düşündüm” diyen Masterson, daha sonra danışanlarının ChatGPT’ye olan ilgisini kendi yararına kullanabilmiş. Mesela bazen danışanları yazışmalarının transkriptini getiriyor, bazen de Masterson onlara araştırabilecekleri konular veriyormuş.
Yine de Masterson bazı danışanların artık uzmanlara başvurmak yerine ChatGPT’ye başvurmayı tercih edebileceğini söylüyor. Bazı müşterilerinin ChatGPT sayesinde ilerleme kaydettiğini kendisine söylediğini anlatan Masterson, bunun oldukça tehlikeli olduğunu söylüyor. Yapay zekanın insan terapistlerin sunduğu empati, bağ kurma ve derinlemesine anlayış gösteremeyeceğini anlatan Masterson, terapinin özünde kişinin kendi iç dünyasını keşfetmesi olduğunu ancak bunun metin tabanlı araçlarla mümkün olmayacağını söyledi.