Batan geminin malları bunlar: Titanic’ten çıkan eşyalar müzayedede
Tarihin en ünlü deniz felaketi Titanik'in en meşhur bölümü burun kısmı Atlantik'in derinliklerinde çürüyor. Geminin enkazının yeni görüntüleri korkuluklarının bir kısmının yok olduğunu gösteriyor.
Titanik enkazını görür görmez tanınmasını sağlayan Atlantik’in derin karanlığında yatan o meşhur burnudur. Enkaza yapılan yeni bir keşif dalışında geminin burnundaki (pruva) korkulukların önemli kısmının kaybolduğu anlaşıldı.
İnsanlık tarihinin en ünlü felaketlerinden biri olan Titanik’in hikayesinin aynı derecede ünlü beyazperde uyarlamasında en meşhur sahnelerden biridir; Jack ve Rose geminin burnundaki korkulukların üstüne çıkar, okyanus rüzgarı eşliğinde romantik anlar yaşanırken Rose “Uçuyorum” diye bağırır…
Robotlarla yapılan dalışta kaydedilen görüntüler 100 yılı aşkın süreyi su altında geçiren enkazın nasıl değiştiğini gösterdi.
1912 nisanında buzdağına çarpmasının ardından batan gemide 1500 kişi hayatını kaybetmişti.
Keşif dalışını yapan şirket RMS Titanic’in koleksiyonlar direktörü Tomasina Ray “Titanik’in burnu ikoniktir; popüler kültürde yeri vardır, gemi enkazı deyince akla gelen görüntüdür. Ve artık o görüntü yok. Her gün biraz biraz gerçekleşen çürümenin bir hatırlayıcısı sadece. İnsanlar hep ‘Titanic daha ne kadar suyun altında duracak’ diye soruyor. Bunu bilmiyoruz ama gerçek zamanlı olarak izliyoruz” diyor.
Keşif ekibi korkuluğun kaybolan 4.5 metre uzunluğundaki bölümünün son iki yıl içinde düştüğünü tahmin ediyor. 2022’de yapılan dip dijital tarama ve görüntülemesi korkuluğun bükülmeye başladığını ancak hala yerinde durduğunu gösteriyordu.
3 bin 800 metre derinlikte yatan gemiye bakteriler ‘yiyerek’ aşındırıyor ve pas sarkıtları oluşuyor.
Haziran ve temmuz aylarında yapılan keşif dalışında iki uzaktan kontrol edilen araçla iki milyondan fazla fotoğraf ve 24 saatlik yüksek çözünürlüklü görüntü kaydedildi. Görüntülerde 800 metre arayla okyanusun dibinde yatan geminin burun ve arka kısmıyla etrafında enkaz parçaları var. Şimdi buluntuları kaydetmek için görüntüler dikkatle inceleniyor, sonra da tüm enkaz alanının detaylı üç boyutlu dijital haritası yapılacak.
Bu turda keşfedilen bir başka sürpriz de Versaylı Diana heykeli oldu. Bronz heykel 1985 yılında Titanik’in enkazını bulan Rober Ballard tarafından bir sene sonra ilk kez fotoğraflanmıştı. Ancak o tarihten sonra heykeli bir daha gören olmadı. 60 santimetrelik heykelin yeniden görüntülenmesi heyecan yarattı.
Heykel geminin first class salonunda sergileniyordu. Salonun merkezinde yer alan heykel gemi batarken kaidesinden kopup diğer her şey gibi okyanusun soğuk sularına gömülmüştü.
RMS Titanic geminin enkazından eşya çıkarma haklarını elinde tutan tek şirket. Yıllar içinde enkaz alanından binlerce eşya çıkardı ve bir kısmını dünyanın dört bir yanında sergiliyor. Gelecek yıl daha fazlasını kurtarmak için geri dönmeyi planlıyorlar ve Diana heykeli gün yüzüne çıkarmak istedikleri eşyalardan biri.
Ancak enkazın mezarlık alanı olduğunu, bu neden dokunulmadan olduğu gibi bırakılması gerektiğini savunanlar da var.
Titanik araştırmacısı James Penca samanlıkta iğne aramak diye tanımladığı Diana heykelinin bulunmasının enkazın olduğu gibi bırakılmaması için mükemmel bir argüman olduğu görüşünde: “Görülmesi ve güzelliği takdir edilmesi gereken bir sanat eseriydi. Ve şimdi o güzel sanat eseri okyanus tabanında, 112 yıldır zifiri karanlıkta… İnsanlar kendi gözleriyle görebilsinler Diana’yı geri getirmek çok değerli. Tarihe, dalışa, gemi enkazlarına, heykele olan sevgiyi körüklemek demek, bunu asla okyanus tabanında bırakamazdım.”