Büyük çevre felaketi: Koca Eğirdir gölü gözümüzün önünde ölüp gidiyor

Türkiye’nin en büyük tatlı su göllerinden, Isparta’nın da içme suyu kaynağı olan Eğirdir’de aşırı kirlilik, buna bağlı olarak bazı bitkilerle yosunların yüzeyi kaplaması büyük soruna yol açtı. Gölde oksijen oranı düştü, birçok canlı kitlesel olarak öldü. Onbinlerce ölü salyangoz, tatlı su midyesi kıyıya vurdu.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği kuraklık ve aşırı kirlilik nedeniyle son yıllarda su seviyesi ciddi düzeyde düşen Eğirdir Gölü’nün korunması için uzun zamandır mücadele ediyor. Ancak tarımsal sulama nedeniyle gölü besleyen derelerden göle gelen su miktarı çok azaldı. Gölde su seviyesi yıllardır düşüyor ve hiçbir anlamlı önlem alınmıyor. Sanayi atıklarının da atıldığı gölde en sonunda oksijen bitmeye başladı, bu da önce gölün dibindeki yosunların dirençlerini kaybedip kopmasına ve yüzeye vurmasına neden oldu, ardından bu bitkilerin etrafında yaşayan onbinlerce deniz kabuklusu toplu halde öldü, kıyıya vurdu.

Gölün yüzeyini özellikle kıyı kesimlerde kaplayan ölü yosunlar beraberinde başka bir sorun daha getiriyor, bunlar hep güneş ışınlarının gölün derinlerine ulaşmasına engel olup daha çok bitki ölümüne neden oluyor hem de ölü bitkilerin çürüyüp çözülmeye başlaması göldeki kimyasal dengeyi bozuyor. Bu da gölün sahip olduğu ekosistemin çökmesini hızlandırıyor.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’nin bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici yaşananlar için şunları söylüyor:

“Burada gördüğümüz su salyangozları, Eğirdir Gölü’ndeki ağır metaller, tarım atıkları gibi atıkların temizlenmesinde birebir rol alan canlılar. Eğirdir Gölü’nün çevresinde binlerce diyebileceğimiz sayıda bunların ölülerini görmekteyiz. Bunlar aynı zamanda ekonomik değeri de çok önemli canlılar. Ama maalesef burada kitleler halinde ölüm görmekteyiz. Ki bu da Eğirdir Gölü’nün ekosisteminin göçtüğünün, gölün yok olduğunun göstergesidir.”

‘Gölün direnci kalmamış’

Kesici ölümlerin temel nedenine ilişkin şu bilgileri veriyor:

“Su bitkilerinin her tarafa dağıldığını görüyoruz. Bunlar su bitkilerinin üzerine tutunup da yaşayan organizmalar. Büyümelerini, gelişmelerini, suyun içerisinde ancak bitkilere tutunmak suretiyle yapabiliyorlar.

Bitkiler koptukça, yaşam özelliklerini kaybettikçe bunlar da onlarla kenarlara kadar sürüklenmektedir. Sahilin her tarafında bunları görebilmekteyiz. Gerçekten çok üzücü. Gölün ekosistemi göçmüş. Yani başka bir ifadeyle gölün direnci kalmamış.

Fransa’da bunların altı yedisini çorba yapıp 20-30 Euro’ya satıyorlar. Yine aynı şey İngiltere’de, İtalya’da, Avrupa’nın birçok kısmında görülebilir. Ama maalesef bizde katledilmiş vaziyette duruyorlar.”