Sekiz işçinin öldüğü maden faciasında savcı değişti, karar verilemedi
Avukat Barış Yıldırım İliç’teki maden için verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararından sonra dava açtığını belirtti. Şirketin bütünsel ÇED raporu almadığını söyleyen Yıldırım "Ruhsat sahalarını parça parça bölerek ÇED kararları aldılar” dedi.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi Avukat Barış Yıldırım Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeni için verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değildir’ kararından sonra dava açtığını belirtti. Yıldırım şirketin hem dava öncesinde hem de sonrasında bütünsel ÇED raporu almadığını söyleyerek “Şirket ruhsat sahalarını parça parça bölerek ÇED başvuruları yapmakta ve hukuka aykırı ÇED kararları almakta” dedi.
Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde 13 Şubat’ta yaşanan toprak kaymasında enkaz altında kalan dokuz işçiyi arama çalışmaları heyelan riski nedeniyle durdurulurken olayla ilgili soruşturma sürüyor. TBB Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu üyesi Avukat Barış Yıldırım altın madeni ile ilgili yürütülen ve kendisinin dahil olduğu hukuki süreci anlatarak ‘ÇED gerekli değildir’ raporunu açtığı davayla 2016’da iptal ettirdiğini söyledi. Bölgede birçok HES projesini de iptal ettiren Yıldırım Çöpler Altın Madeni’nin bulunduğu sahanın Munzur Havzası’nda olduğunu ve kimyasal maddelerle altın ayrıştırma işleminin devam etmesi ile bölgede yaban hayatının ve ekosistemin yok olacağını söyledi.
Yıldırım şirketin bütünsel ÇED raporu değil parçalar halinde rapor aldığını belirterek “Şirket ruhsat aldığı sahanın tümüne dönük bütün ÇED raporu alması gerekirken ruhsat sahalarını parça parça bölerek ÇED başvuruları yapmakta ve hukuka aykırı ÇED kararları almakta. İşte tam da bu ‘ÇED gerekli değildir’ hukuksuzluğuna 2016 yılında itiraz ederek yöre halkı adına dava açmış ve iptal kararı almıştık. Erzurum 1’inci İdare Mahkemesi, projeye dair verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etti” dedi. Yıldırım şirketin hem dava öncesinde hem de sonrasında bütünsel ÇED raporu almadığını ifade ederek bu durumun hukuksuz olduğunu söyledi.
Yıldırım şöyle devam etti:
“Projenin ikinci kapasite artışına ilişkin 2021’de verilen ÇED olumlu kararına karşı açılan iptal davasının 13 Nisan 2022 tarihinde proje mevkisinde keşif icra edildi. Ben de Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu Üyesi sıfatıyla keşif gözlemcisi olarak katıldım. Oradaki hukuka aykırılıkları gerek TMMOB vekilinin yetkilendirmesiyle gerekse de gözlemci sıfatıyla aktarmıştık. Nihayetinde Türkiye Barolar Birliği İliç Çöpler Altın Madenciliği projesine dair bir rapor hazırlayarak projenin hukuka aykırı olduğunu, Munzur ekosistemine zarar verdiğini ve projenin faaliyetlerinin durdurulması gerektiğini ifade etmişti. Nitekim 21 Haziran 2022’de altın madeninin bulunduğu sahada siyanür taşıyan borulardan biri patladı ve 20 tona yakın siyanürlü solüsyon toprağa aktı. 13 Şubat’a geldiğimizde de maalesef büyük bir facia yaşandı.”
Öte yandan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı maden sahasında basın mensuplarına arama kurtarma faaliyetlerine ilişkin açıklama yaptı, soruları yanıtladı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya güvenlik gerekçesi nedeniyle ara verilen arama faaliyetleri ile ilgili olarak “üç bine yakın personel ve 800’ün üzerinde araç sahada. Tüm arama faaliyetlerinde önce süreçte çalışan arkadaşlarımızın güvenliğini düşünüyoruz. Sahanın üst kısmında kaymanın aktif hale geldiğini gösteren rapor nedeniyle ara vermiştik. Bölgede sismik çalışmalar devam ediyor. Son nihai rapora göre, arama faaliyetlerine ara veriyoruz. Yukarıda liç alanındaki aktivasyon durana kadar ara veriyoruz. Büyük metanet gösteren ailelerimize ve aziz milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum” dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ise “Toprakta zehirli atığa rastlanmadı. Her gün numune almaya devam edeceğiz Herhangi bir tehlikenin oluşmaması için gerekli çalışmayı yapacağız. Çok şükür bir tehlike yok. Bu bizim için önemliydi. Biz çalışmalarımızı titizlikle sürdüreceğiz. Yer altındaki suların nehre dökülmesine engel olacak çalışmaları, üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Bakan Özhaseki’ye “İliç’e neden günler sonra geldiniz?” sorusu da yöneltildi. Özhaseki soruya “Bir ay kadar önce sekiz saat süren bir operasyon geçirdim. Olayın olduğu gün iki saatlik bir operasyon daha geçirdim. Gelmeme nedenim özel sağlık sorunlarım. Özür dilemem gerekirse bütün kamuoyundan özür dilerim” yanıtını verdi.
Bakan Özhaseki avukat Barış Yıldırım’ı doğrulayacak bilgiler de verdi. Özhaseki “2008’de ilk ÇED raporu alınmış. Aradan geçen zaman içinde aralıklarla genişletme gibi bir takım ÇED raporunda yenilenmeler söz konusu olmuş. ÇED raporu için başvurulduğunda uzunca bir süre var. ÇED raporu için bazen 20’den fazla kamu kuruluşuna tek tek soruluyor. İstenen ne kadar şart varsa getirildiğine emin olunduğunda izin veriliyor. Arkadaşlarımız şu ana kadar bu bölgede 135 denetim yapmış. En son 2022 ortalarında kapatma kararı vermiş, en ağır para cezası vermişler ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuşlar. O günden sonra neredeyse hemen her gün uğrayarak çevreye zarar veriliyor mu diye ölçümler yapmaya devam etmişler. Adli ve idari boyutta inceleniyor” diye konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar arama kurtarma faaliyetleri için “Halk sağlığına zarar vermeyecek şekilde ölçümler sürüyor. Heyelan riski nedeniyle çalışmalar durmuştu. O alanlar tespit edildi ve 9 çalışanın aranmasıyla ilgili faaliyetler devam ederken aileleri sürekli bilgilendirdik. Onların yanında olacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Olayın oluş şekliyle alakalı çalışmalarımız adli ve idari yönden sürüyor. Adli süreç konusunda dokuz kişi hakkında cezai ve adli işlemler devam ediyor, bu sayı artabilir. Bu süreç titizlikle devam ediyor. 14 Şubat itibarıyla maden faaliyetleri durdu” dedi.