İstanbul Tiyatro Festivali’nin ilk sürprizi Pina Bausch
İstanbul’un içme suyunu karşılayan Ömerli Barajı Havzası’na biyo-teknoloji organize sanayi bölgesi yapılacak. Barajı besleyen derelerden birinin de geçtiği alana kurulacak tesis için Çevre Bakanlığı da onay verdi. İSKİ 'Buraya OSB yapılamaz' diyor.
İstanbul’un en önemli içme suyu havzalarından olan Ömerli Barajı havzası içine Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yapılması kararı alındı. Sanayi Bakanlığı’nın bu bölgeye bir ‘Biyo-teknoloji vadisi’ kurma kararı aldığı, kararı Tuzla Belediyesi’nin ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da onayladığı ortaya çıktı. OSB’nin yapılacağı alanda İstanbul’un içme suyu ihtiyacının yarıdan fazlasını karşılayan Ömerli Barajını besleyen derelerden biri akıyor. OSB’nin yapılacağı alan, İSKİ’nin belirlediği baraj koruma alanının içinde kalıyor.
Evrensel’den Özlem Songül Abayoğlu’nun haberine göre Ömerli Barajının uzak mesafe koruma ve besleme havzası içine yapılması kararı alınan Biyoteknoloji İhtisas OSB içinde 180 firma faaliyet gösterecek. OSB’de, ilaç, aşı, tıbbi ürün, tıbbi cihaz, nanoteknolojik ürün, tarım ilaçları, tıbbi bitki ve tohum, ham maddeler, antibiyotik, moleküler genetik kit, biyosensör ürünler, biyoaktif ortez protez, kemik grefti, spinal implant, embriyo, antikor, pigment, bakteri, hormon, plazminojen aktivatörü gibi birçok tıbbi ilaç ve malzeme üretilecek.
OSB projesi için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED onayı verdi, OSB için yapılan çevre düzeni plan değişikliği de geçen şubat ayında Tuzla Belediyesi Meclisi’nden geçti.
Çevre Mühendisi Selahattin Beyaz yer seçimi ve izin süreçlerinde seçilen alanın İstanbul’un en önemli su kaynağı olan Ömerli Barajını besleyen su toplama havzasında olduğu bilindiği halde önemsenmediğine dikkat çekerek “OSB için planlanan alanda bulunan bir kısım küçük dereler ve yüzey akışı barajı beslemekte. Bu nedenlerle bu alanın temiz kalması önemlidir” dedi. Beyaz planlanan OSB’de çok tehlikeli kirletici atıklar oluşacağı ve OSB içinde kurulacak atıksu arıtma sisteminin su havzası için oluşan riskleri ortadan kaldırmayacağı uyarısı yaptı: “OSB ile birlikte İstanbul’un su kaynağı olan Ömerli Havzası ve baraj sistemi sürekli risk altında olacak. Bu Melen su sistemini de olumsuz etkileyecektir” dedi.
Ömerli Havzası’nın azami biriktirme hacmi 235.371 milyon metreküp. Yıllık verimi ise 220 milyon metreküp. Bugün ise Ömerli Havzası’ndaki barajın doluluk oranı yüzde 72. İktidar ve temsilcilerinin İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için alternatif olarak uygulamaya çalıştığı ancak Melen barajının hâlâ yapılamaması nedeni ile fiyaskoya dönüşmüş Melen Su Sistemi İstanbul’a yaklaşık 200 km uzaklıktan su iletimi yapılıyor.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından hazırlanan “Ömerli Baraj Gölü Havzası Koruma Planı” raporunda, OSB’nin kurulması planlanan bu alandan Ömerli İçme Suyu Barajı Havzası’nda kalan Balçık Deresi’nin geçtiğini vurguladı.
Çevre düzeni planında ‘kritik öneme sahip alan’ ve ‘doğal ve kırsal karakteri korunacak alan’ kapsamında olduğunun altı çizilen İSKİ değerlendirmesinde “OSB yapılması kararı İSKİ içme suyu yönetmeliği, yürürlükteki çevre ve imar planları kararlarına aykırıdır. İnsan sağlığına ve çevreye zararlı endüstriyel atıksu üretecek faaliyetlere teknik olarak izin verilmemesinin yanında bu tür maddelerin havza içinde depolanması dahi sel, taşkın ve deprem gibi doğal afetlerde ve/veya oluşabilecek kazalarda telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır. Bu İstanbul ilinin içme suyunun yüzde 50’sinden fazlasını karşılayan Ömerli Barajı Havzası için ciddi bir risk oluşturacaktır” ifadelerine yer verilerek İSKİ’nin olumlu görüşü olmayan imar planlarının onaylanmaması ve uygulanmaması gerektiği vurgulandı.
Çevre düzeni planı geçtiği sırada Tuzla Belediyesi AK Parti’deydi, seçimlerde CHP’ye geçti. Ancak yeni yönetimin habere tepki vermediği belirtildi.
Bu OSB’nin yapılması için öncülüğü Biyateknoloji Sanayicileri Derneği, BİYOSAD adlı dernek yürütüyor. OSB kuruluşu için başlangıç onayını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verdi, arsa tahsisini de bu bakanlık yaptı. Söylendiğine göre buraya toplamda 12 milyar TL yatırım yapılacak.
Biyoteknoloji Sanayicileri Derneğinin (BİYOSAD) resmi sitesinde, Biyoteknoloji Vadisi’ni hayata geçireceklerini “Özel şirketler, kamu kuruluşları üniversiteler, test sertifikasyon merkezleri, AR-GE merkezleri, start-up’lar gibi akla gelebilecek sektörün tüm paydaşlarının yer alacağı bir biyoteknoloji ekosistemi kurulacaktır” şeklinde tanımlıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının resmi sitesinde yer alan bilgiye göre yer seçimi, Bakanlığın koordinatörlüğünde ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katılımıyla oluşan yer seçimi komisyonunun yerinde yaptığı inceleme sonucunda yapılıyor. Komisyonda kararlar oy birliği ile alınıyor. Mevzuat gereğince korunması gereken ve sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmeyen alanlar OSB yeri olarak incelemeye alınmıyor.
Aslında yönetmeliklere ve kanunlara göre Organize Sanayi Bölgelerinin biyolojik arıtma tesisi kurması zorunlu. Burada kurulacak kimi tesislerin ortaya çıkaracağı atıklar ise öyle biyolojik arıtmayla giderilemeyecek nitelikte tıbbi atıklar olacak.
Yasalar arıtma tesisini zorunlu kılsa ve OSB’ler veya diğer kuruluşlar arıtma tesisi inşa etse bile fiiliyatta bu tesisler ‘Fazla enerji harcadığı’ gerekçesiyle çalıştırılmıyor. Türkiye uzun yıllardır Marmara denizini kirleten ve geçtiği her alanı da kirli hale getiren Bursa’daki Nilüfer Deresi ve Edirne’den başlayan Ergene Nehri üzerindeki sanayi tesislerinin yarattığı kirlilik sorununu tam da bu sebeple çözemedi. Hemen hemen her fabrikanın yasal zorunluktan ötürü arıtma tesisi var ama bu tesisler kapalı tutuluyor, atıklar derelere bırakılıyor.
Ömerli Barajı havzasına kurulacak OSB’de de bundan korkuluyor. Sanayicilerin atıklarını sağlıklı hale getirecek arıtma tesisini kursa bile çalıştırmamasından, bu maliyete katlanmaktan kaçınmasından endişe ediliyor. Çünkü bu tesisleri çalıştırmayıp atıklarını derelere bırakanlara uygulanan ceza, genellikle tesisleri çalıştırma maliyetinden daha düşük. Kaldı ki denetim de zaten ancak kamuoyu baskısı oluştuğu dönemlerde uygulanıyor.
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, Ömerli Barajı Havzası’na yapılması planlanan Tuzla Biyoteknoloji Organize Sanayi Bölgesi Projesine tepki gösterdi. ÇMO, “Bakanlıkların desteği ile planlanan Ömerli Havzasını OSB Vadisi yapma hayalinden vazgeçilmelidir. Biyoteknoloji İhtisas OSB Projesi ve planlamasına destek veren tüm kurumları, yetkilileri uyarıyoruz. Bu suça ortak olmayın!” dedi.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Karamanlı, kısa bir bilgilendirme yaptı. Basın açıklamasını ise Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şube Sekreteri Utku Fırat okudu.
Ömerli Barajı’nın Uzun Mesafeli Koruma Alanında kalmasına rağmen 20.01.2022 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca ÇED Olumlu kararı verildiğini, Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca 28.12.2022 tarihinde onaylanarak ilan edildiğini de söyleyen Fırat, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
“Bahse konu üretim prosesleri sonucunda atıksu, katı atık, tehlikeli ve özel atıklar ile baca gazı emisyonları ortaya çıkacaktır. ÇED Raporunda öngörülen atıksu arıtma tesisi ve atık yönetimine ilişkin önlemler alınsa dahi, bahse konu üretim süreçleri kompleks, ekosistem için kalıcı ve toksik kirleticileri üreteceği için ileri ve nitelikli arıtma prosesleri gerektirmektedir.
Üretim, depolama, nakliye faaliyeti yapılmasa dahi, havza sınırları içinde bu yoğunluktaki bir yapılaşmanın havzanın su toplama kapasitesini azaltacağı, kısa sürede havzanın ekosistemine zarar vereceği ve bu zararın onarılamayacağı aşikardır. Planlanan OSB projesinin hayata geçmesi halinde su ihtiyacının büyük kısmı yaklaşık 180 km. uzaklıktaki Melen Çayından sağlanan İstanbul’un kendi su varlıklarından biri daha yara alacak, bu proje emsal gösterilerek başka benzer projelerin ve geri dönüşsüz bir yıkımın önü açılacaktır.
İstanbul’un su varlıklarının yapılaşma ve kirlilik baskısından korunması için;
-Tüm havza koruma planları en kısa sürede tamamlanmalı, başta Ömerli Havzası olmak üzere hazırlanan planlar Tarım ve Orman Bakanlığında vakit geçirilmeden onaylanmalı, istisnasız olarak ve ivedilikle uygulamaya geçirilmelidir.
-Ömerli Havzası uzun mesafeli koruma alanı içinde, yapılaşma yoğunluğunu, trafiği ve kirlilik yükünü artıracak hiçbir faaliyete izin verilmemelidir. Havza mutlak olarak korunmalıdır.
-Çalışmaları devam eden Tuzla Biyoteknoloji İhtisas OSB ve benzeri projelere derhal son verilmelidir.
Bakanlıkların desteği ile planlanan Ömerli Havzasını OSB Vadisi yapma hayalinden vazgeçilmelidir. Ömerli Havzasını ekolojik kimliğinden koparacak, Havzayı yok etmeye yönelik yapılmaya çalışılan Biyoteknoloji İhtisas OSB Projesi ve planlamasına destek veren tüm kurumları, tüm yetkilileri uyarıyoruz. Bu suça ortak olmayın!
İstanbul’u ve yaşamın gerekliliği su varlıklarını tehdit eden her türlü projeye karşı doğadan, yaşamdan, İstanbul’dan yana mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyor ve duyuruyoruz. Tüm meslek odalarını, emek, ekoloji ve kent hakkı mücadelesi veren örgütleri, siyasi partileri bizimle birlikte tutum almaya ve mücadelemize destek vermeye davet ediyoruz.”