Dört ülkeden ortak imza: Milyarderlerden servet vergisi alınsın
İzlanda'da geçen ay Amerikalı turist buz mağarasında öldü. Bu can kayıpları sık karşımıza çıkmasa da buzullara duyulan ilginin artması nedeniyle kazaların ve ölümlerin artacağı tahmin ediliyor. Çaresi olmayan bu sorunu yaratan da temelde biziz.
Yıl 2019. Bir yaz akşamı. Deneyimli tur rehberi Zach Sheldon rehberliğini yaptığı turistlerle Alaska’daki Valdez Buzulu’nda. Buzuldan kopan devasa buz parçalarının aşağıdaki göle düşmesini hep beraber seyrediyorlar. Sheldon ertesi sabah kafileyi toplayarak buzulun üstündeki tepeye götürüyor ki buzulun ötesini görebilsinler. Buzla kaplı suya baktığında bir de ne görsün… Üç ceset!
İlk iki ceset bir kanoya tutunmuş, üçüncüsü onlardan 45 metre kadar uzakta. Hayatını kaybeden bu üç turist aslında güvenli bölgeye, yani buzulun kenarına çok yakın olmalarına rağmen buz, çamur ve enkazın arasına sıkışıvermiş. Sheldon’un anlatımı bu yönde. Sonunda bu kurbanların ikisinin Alman, birinin Avusturyalı olduğu öğreniliyor. Üçlü Valdez Gölü’nde tekneyle gezintiye çıkmış. Sheldon’un tahminine göre buzun alışılmadık mavi rengine kanarak derinlere çekilmişler ve bunun aslında buzulun çözülmek üzere olduğunun uyarısı olduğunun farkında değiller.
Alaska’da hayatını kaybeden bu üç kişi hızla yok olan buzulları görmek için seyahate çıkıp da hayatını kaybedenlere üç örnek sadece. Şu an can kayıplarının sayısı az olabilir ama bu zamanla artmayacağı anlamına gelmiyor.
Buzul turizmi son yıllarda büyük rağbet görüyor. Bunun birçok sebebi var. Kimi ölmeden önce yapılacaklar listesinde yer alan bir hayalini gerçekleştirmek için bu yola giriyor, kimi de manzarayı daha yakından görmek için. Macera arayanlar da var tabii. Ancak son zamanlarda artan başka bir motivasyon var: Buzulları yok olmadan önce son bir kez görme arzusu.
Ottowa Üniversitesi’nde doçent olan ve bu fenomeni inceleyen Jackie Dawson bunun “son şans turizmi” ve büyümekte olan bir piyasa olduğunu söylüyor. CNN International’a konuşan Dawson söz konusu turizmin çoğu zaman ilklerle ilgili olduğunu söylüyor. Yani bir dağa ilk tırmanan kişi olmak, bir su parçasına ilk kez yelken açan kişi olmak. Ama artık bir şeyi son gören ya da yapan kişi olmak da rağbette.
Buzullar da bu “son şans destinasyonlarının” simgesi olmuş durumda. Malum, sebep olduğumuz sera gazları gezegenimizi ısıtmayı sürdürdükçe bu buzulların çoğu ölüm sarmalında sıkışıyor ve günden güne azalıyor. En iyi senaryoda bile dünyadaki buzulların 2100 yılına kadar yok olabileceğine işaret ediliyor. Buzullar eridikçe daha erişilebilir hale geldiği gibi daha da tehlikeli oluyor. Çünkü eriyen buz daha hareketli oluyor. Buzullar dengesizleştikçe daha çok parçası kopuyor. Bu da çatlakların artmasına neden oluyor.
İzlanda Dağ Rehberleri Birliği adına konuşan dağ rehberi Garðar Hrafn Sigurjonsson “Buralar ziyaret edilmesi karmaşık yerler. Manzara o kadar hızlı değişiyor ki fark etmemeniz çok anlaşılır” diyor. Tur rehberlerinin büyük kısmının güvenliğe öncelik verdiğini söyleyen Sigurjonsson elde olmayan dengesiz durumların oluşmasının mümkün olduğunu anlatıyor.
İzlanda’daki Breiðamerkurjökull buzulunda geçen ay bir buz mağarasının çökmesi sonucu Amerikalı bir turist hayatını kaybetti. Bu olay ekonomisini büyük ölçüde turizme dayayan ülkeyi sarstı. Şirketler yaz aylarında düzenledikleri buz mağarası turlarını durdurdu, yetkililer yeni güvenlik düzenlemelerini değerlendirdi. Ancak Dawson tüm önlemler alınsa bile buzullar gibi öngörülemez şeyler söz konusu olduğunda daha çok kaza ve can kaybının kaçınılmaz olacağını düşünüyor.
2018 yazında Alaska buzullarını gezmeye çıkan iki kişi hayatını kaybetti. Byron Buzulu’ndan düşen buz parçalarının isabet ettiği 32 yaşındaki kadın öldü. Doğuda, Valdez yakınlarındaki Worthington Buzulu’nda ailesiyle gezintiye çıkan beş yaşındaki bir çocuk da kopan bir kayanın çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
İtalya’nın kuzeyindeki Marmolada Buzulu’ndan 2022 temmuzunda 64 bin metrik ton su, kaya ve buz koptu. Ardından gelen çığ, popüler patikada yürüyüş yapan 11 kişinin ölümüne neden oldu. Alışılmadık bir sıcaklıkta geçen bahar ve yaz ayları buzulun yüksek rakımlarında erimeye neden olmuştu.
İsviçre’deki ETH Zürich’te buzulbilimci olan Matthias Huss üstte eriyen buzulların yerinin suyla dolduğunu, bunun da basıncı artırarak buzun çökmesine neden olduğunu anlatıyor. CNN International’a konuşan Huss “Daima istikrarlı olduğu düşünülen buzullar aniden tehlike hale geliveriyor” diyor.
Buzulların yarattığı tehlikeyi anlamak ve erken uyarı sistemlerini devreye sokmak için teknoloji gelişmiş olsa da hangi bölgelerin tehlikeli hale geldiğini anlamak zor. Buzul rehberleri açısından bakıldığında yıldırım hızıyla değişen bu manzaraya uyum sağlamak hiç bitmeyen bir savaş.
Huss birkaç on yıl öncesine öncesine kadar buzullarda kayak yapmanın popüler olduğunu söylüyor. Oysa bugün tüm buzul kayak merkezleri yaz aylarında kepenk indiriyor. Yine eskiden buz tırmanışı için iyi bir alan bulmak mümkün oluyordu. Ama şimdi buzullar eridikçe tırmanıcıların kullanabileceği patikalar ancak iki, bilemediniz üç hafta dayanabiliyor.
Manzara küçülürken turistlerin sayısı artıyor. Sheldon tur taleplerinin her yıl yaklaşık yüzde 20 ila 30 arasında arttığını söylüyor. Oysa buzulların turistler için yarattığı güvenlik sorunları kadar, turistlerin kendileri de buzullar için tehlike yaratıyor. Nasıl mı?
Turistlerin buzulları görmek için bindikleri uçaklar dünya için en büyük kirlilik kaynaklarından biri. Bir araştırmaya göre her bir ton karbon kirliliği Kuzey Kutbu’ndaki buzullardan dokuz metrekare buz eksiltiyor. New York ile Alaska arasında gidiş dönüş için uçağa binen kişiler 21 metrekare buzun kaybına neden oluyor.
İsveç’teki Linnaeus Üniversitesi’nde turizm araştırmaları profesörlüğü yapan Stefan Gössling CNN International’a “İnsanlar bu durumlar arasında bağlantı kurmuyor. Cazibe merkezlerinin kaybolmasına neden olanlar kendileri” diyor.
Bu haberi Laura Paddison CNN International için kaleme aldı. 10Haber olarak haberin çevirisini sizler için yaptık. Haberin orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.