İsrail ve UCM kararı endişesi: Ayrıcalık tanınırsa meşruiyet krizi çıkar
81 yaşındaki ABD Başkanı Biden BMGK kürsüsünden dünya liderlerine veda etti. Aradığı alkışı alamadı. Salonda esen soğuk rüzgarlar belki de onun başarısız diplomasisinin bir örneğiydi. Çünkü "Biden diplomasiyi sevse de diplomasi onu sevmiyor."
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ev sahipliğinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) bir veda konuşmasına sahne oldu. Kasım ayındaki seçimler için adaylıktan çekilen 81 yaşındaki ABD Başkanı Joe Biden kürsüden dünya liderlerine seslendi, veda konuşması yaptı.
Foreign Policy’den Michael Hirsh izlenimlerini aktardığı veda konuşması için “Pek sıcak bir veda olmadı” diye yazdı.
Salı günü BMGK’da veda konuşmasını yapan Biden kamu hizmetinde geçirdiği yarım asırdan bahsederken ve yaşıyla ilgili artık bıkkınlık veren esprisini de yaptı. Biden “Sadece 40 yaşında gibi göründüğümü biliyorum” dedi. Bu cümleyi kurarken hafif bir kahkaha patlatan ABD Başkanı ardından “sıkıcı” bir şekilde konuşmasına devam etti. Hirsh, Biden’ın dünyada devam eden krizler hakkında konuşmasının salonda pek yankı uyandırmadığını “küçük bir alkış aldığını” söyleyerek vurguladı. Biden’ın küçük alkışla destek bulduğu konular Ukrayna ve Ortadoğu olurken Afganistan’dan çekilme kararını savunduğunda salon adeta sessizliğe büründü. Hirsh salondaki Afganistan tepkisini “ölüm sessizliği” diye yazdı.
“Lider dostlarım, bazı şeylerin iktidarda kalmaktan daha önemli olduğunu asla unutmayalım” diye konuşan Biden beklediği alkışı burada aldı. Ancak bu da oldukça ironikti. Hirsh bu ironiyi salonu dolduran dünya liderlerinin otokrat olmasından gördü. Biz de Hirsh’e bu vesileyle Biden’ın iktidarda kalmak için ne kadar çabaladığını anımsatalım. Çünkü Biden’ı başkanlık yarışından çekilmeye ikna etmek için Demokratların epey mesai harcaması gerekmişti.
Seçimlere çok az bir süre kaldı. Biden’ın seçimlerden sonra görevi devretmesine de yaklaşık dört ay kadar var. Ve 81 yaşındaki başkanın uluslararası arenada kurmaya çalıştığı “istikrarı” sağlayacak kadar zamanı da kalmadı. Walter Russell Mead pazartesi günü Wall Street Journal için kaleme aldığı yazısında buna değindi. “Biden diplomasiyi seviyor olabilir ama diplomasi onu sevmiyor” diye yazan Mead “Ortadoğu’da bombalar düşerken Başkan Biden ve yönetimi tarafları sakin olmaya çağırmaya devam ediyor. Kimse dinlemiyor ve bu da bizi tökezleyen sorunlu bir başkanlığın temel paradoksuna getiriyor. Biden diplomasiyi seviyor olabilir ama diplomasi onu sevmiyor” diyor.
Mead neden diplomasinin Biden’ı sevmediğini düşünüyor, bunu mercek altına alalım. Birçoklarına göre dünya liderlerinin soğuk karşıladığı “veda”sı aslında başarısız bir ABD yönetiminin dünya siyasetindeki son “perdesiydi.” Ancak seçimleri Kamala Harris’in kazanması halinde bu dış politikanın benzer şekilde ilerlemeyeceğini düşünenler çoğunlukla yanılıyor. Yine de Biden’dansa daha genç biri diplomaside daha etkili olabilir, kim bilir. Biden’ın sevdiği ama onu sevmeyen diplomasinin 81 yaşındaki başkanın kariyerinin kötü gitme nedenlerine bakalım.
Mead ABD tarihinde hiçbir yönetimin Ortadoğu diplomasisinde bu denli başarısız olmadığına dikkat çekiyor.
Meads’e göre bu başarısızlıkların bir sebebi de var: Biden yönetimi Ortadoğu’da azalan varlığıyla nüfuzunu sürdürmek istiyor.
Diplomasisi başkanın umutsuzca kaçınmak istediği türden bir Amerikan güç projeksiyonuna bağlı olan bölgesel bir düzeni korumayı amaçlıyor. Mead’e göre Biden’ın “nefret ettiği” Ortadoğu’da metastaz yapan çatışmalar kendi politikalarının doğal ve kaçınılmaz sonucu.
Ancak onun yine de umudu var. Çünkü Biden veda konuşmasında “(Orta Doğu’da) Kapsamlı bir savaş kimsenin çıkarına değil, diplomatik çözüm halen mümkün” dedi.
Hatta savaşın sona ermesinin zamanının geldiğini belirterek “(Gazze’de) Artık tüm tarafların kendi koşullarını sonuçlandırma, esirleri evlerine getirme, Gazze’deki acıları sonlandırma ve bu savaşı bitirme zamanı gelmiştir” diye de konuştu.
Biden’ın düşündüğü gibi bu mümkün mü, yoksa veda ederken de başarısız bir diplomaside mi çözüm arıyor bunu zaman gösterecek.