Erdoğan-Zelenski görüşmesi: Tahıl koridoru ve Ukrayna’nın NATO üyeliği için ılıman iklim
Almanya yeni düzenlemeyle gelen sınır kontrollerinin Türklere vize verme sürecini etkilemeyeceğini bildirdi. Yapılan açıklamada söz konusu uygulamayla ülkeye güvenli, düzenli ve yasal girişin sağlanmasının hedeflendiği belirtildi.
Almanya son dönemde düzensiz göçle mücadele kapsamında sınır kontrollerini genişletme kararı alırken, bu uygulamanın Türkiye vatandaşlarına vize verilmesi sürecini etkilemeyeceğini açıkladı.
Almanya İçişleri Bakanlığı özellikle Avusturya, İsviçre, Çekya ve Polonya sınırlarında yürütülen kontrollerin, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Belçika ve Danimarka sınırlarına da yayılacağını duyurdu. Amaç ülkeye güvenli, düzenli ve yasal girişlerin sağlanması olarak belirtildi.
Berlin yönetiminin başlattığı sınır kontrol uygulaması düzensiz göçü engellemeyi hedeflerken, ülkeler arası ticaret, seyahat ve sınır ötesi işçi hareketliliğini de minimum düzeyde etkilemeyi amaçlıyor. Bakanlık yetkilileri Almanya ile sınır komşusu olan ülkeler arasında iş için seyahat eden vatandaşların bu kontrollerden olumsuz etkilenmemesi için gereken tedbirlerin alındığını ifade etti.
Almanya’nın sınır kontrolleri başlamış olsa da Türkiye vatandaşlarının vize işlemlerinin normal seyrinde devam edeceği belirtildi. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği, bu konuda sosyal medya platformu X üzerinden bir açıklama yaparak, kontrollerin Türk vatandaşlarına yönelik vize sürecini etkilemeyeceğini vurguladı.
Açıklamada “Almanya sınırlarında güvenlik ve göç politikası nedenleriyle geçici sınır kontrolleri yapılacaktır. Ancak bu uygulama, Türkiye’den gelen ziyaretçilerin vize başvurularını etkilemeyecek ve vize süreçleri normal şekilde devam edecektir. Sınır kontrolleri ülkeye izinsiz girişleri engellemek amacıyla alınmış bir önlemdir ve Schengen ortaklarına da önceden bildirilmiştir” dendi.
Almanya’nın bu hamlesi Avrupa’da artan düzensiz göç hareketleri ve güvenlik endişeleriyle birlikte sınır güvenliğini artırma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bununla birlikte Türk vatandaşlarının vize başvurularını etkilememesi ise Türkiye-Almanya arasındaki seyahatlerin sürdürülmesi açısından önemli bir mesaj olarak öne çıkıyor.
Avrupa’da serbest dolaşımın simgesi Schengen Bölgesi son dönemde ciddi bir tehdit altında. Almanya’nın, 2015 mülteci krizine yanıt olarak başlattığı sınır kontrollerini genişletmesi, Schengen’in geleceği üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi. 2015’ten bu yana Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler, iç sınır kontrollerini geçici olarak 404 kez yeniden başlattı. Ancak Almanya’nın bu hamlesi, geçici sınır kontrollerini kalıcı hale getirme riski taşıyor. Bu durum, Schengen Bölgesi’nin temel ilkesi olan serbest seyahatin sona erebileceği endişesini de beraberinde getiriyor.
Almanya’nın geçtiğimiz yıl Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarında sıkı kontroller başlatması, Schengen ilkelerine aykırı görülmekle birlikte, düzensiz göçle mücadele için alınmış bir tedbir olarak sunuluyor. Alman gazetesi Die Tageszeitung’a göre Almanya, geçici olarak uyguladığı sınır kontrollerini kalıcı hale getirerek, AB’de bu konuda bir istisnayı kurala dönüştürüyor olabilir. Avrupa Parlamentosu tarafından yayımlanan bir araştırma da bu endişeyi destekler nitelikte; araştırmaya göre Almanya’nın uygulamaları AB hukukuna uyumsuzluk gösteriyor ve hukuk devleti ilkelerinin zayıflaması tehlikesini doğuruyor.
Bu adım, sadece Almanya’nın değil, diğer AB ülkelerinin de benzer sınır kontrollerine başvurabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Danimarka’da yayın yapan Der Nordschleswiger gazetesi, Almanya’nın sınır kontrollerinin diğer ülkeler üzerinde de zincirleme bir etki yaratacağını savunuyor. Gazetenin göç uzmanı Walter Turnowsky, “Almanya’nın sınırlarını kapatması, Schengen Bölgesi’nde serbest seyahatin fiilen sonu anlamına geliyor” yorumunu yaptı. Bu görüşe göre, Almanya’nın izinden giden diğer ülkeler de sınırlarını kapatabilir.
Almanya’nın aldığı bu tedbirler AB’nin serbest dolaşım ilkesine zarar verebilir. Macaristan’ın da sınırlarını sıkılaştırarak Sırbistan’dan gelen göçmenleri ücretsiz otobüslerle Brüksel’e taşımayı planlaması bu gelişmeleri daha da karmaşık hale getiriyor. Avrupa Adalet Divanı’nın Macaristan’a kestiği 200 milyon euro’luk cezaya misilleme niteliği taşıyan bu karar, Schengen Bölgesi’ne karşı açık bir meydan okuma olarak değerlendiriliyor.
Belçika’nın da bu gelişmeler üzerine sınırlarını kapatabileceği konuşuluyor. Schengen Bölgesi’ndeki serbest dolaşım yasalarına göre Kıbrıs ve İrlanda dışındaki AB ülkeleri, İsviçre ve Norveç gibi AB üyesi olmayan ülkeleri de içerecek şekilde serbest seyahate izin vermekte. Ancak “iç güvenlik endişesi” nedeniyle Schengen kurallarının askıya alınabileceği ve bunun için Brüksel’e bildirimde bulunulmasının yeterli olduğu belirtiliyor.
Almanya’nın sınır kontrollerine başlaması Schengen’in geleceği konusunda endişeleri artırıyor. HEC Paris’te Avrupa hukuku profesörü Alberto Alemanno, bu durumu “Schengen Bölgesi’nde serbest seyahatin açıkça orantısız bir ihlali” olarak nitelendiriyor. CEPS araştırma görevlisi Sergio Carrera ise sınırların kapatılmasının Avrupa genelinde zincirleme bir etki yaratabileceğini söyleyerek “Bu durum AB’nin özünü oluşturan hakların erozyona uğramasına yol açabilir” uyarısında bulunuyor.