Çok sayıda Arap ülkesinin Dışişleri Bakanı ile Hakan Fidan ve ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken Ürdün’ün Akabe kentinde buluştu. Gündem Suriye’ydi. Bakanlar ‘kapsayıcı bir geçiş’i destekleme kararı aldı. ABD, HTŞ ile buzları eritti.
Suriye’de rejim değişikliği sonrası çok hızlı gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmelerin bir bölümü de, Suriye’de kurulacak yeni rejimin uluslararası meşruiyetinin kabul edilip edilmemesiyle ilgili.
Suriye’de şu an iktidar radikal İslamcı Heyet Tahrir el Şam adlı örgütte. Ancak bu örgüt bunun bir geçiş süreci olduğunu, yeni Anayasanın ulusal uzlaşmayla hazırlanacağını ilan etti.
HTŞ’nin geçmişi nedeniyle uluslararası toplum bu örgüte ve onun denetiminde kurulacak yeni Suriye’ye ‘ihtiyatlı bir iyimserlik’le yaklaşıyor.
Dün Ürdün’ün Kızıldeniz kıyısındaki liman kenti Akabe’de Suriye konulu önemli bir toplantı vardı. Toplantı çok sayıda Arap ülkesinin Dışişleri Bakanlarını bir araya getirmesi, bu Arap bakanlara Amerikan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da eşlik etmesi bakımından çok önemliydi.
Bakanlar toplantının sonunda yayınladıkları ortak bildiride Suriye’deki tüm siyasi ve toplumsal güçlerin temsil edildiği kapsayıcı ve barışçıl siyasi geçiş sürecine desteklerini vurguladı.
Toplantıda Ürdün, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Katar Dışişleri Bakanları ile Arap Birliği Genel Sekreteri vardı. Onlara Hakan Fidan, Kaja Kallas ve Anthony Blinken de eşlik etti.
Bildiride, ‘kadınlar, gençler ve sivil toplum da dâhil olmak üzere tüm Suriyeli siyasi ve toplumsal güçlerin adil bir şekilde temsil edildiği, BM ve Arap Birliği tarafından desteklenen ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararının ilke, hedef ve mekanizmalarına uygun kapsayıcı bir Suriye-Suriye barışçıl siyasi geçiş sürecine destek verilmesinin önemi’ vurgulandı. Ayrıca, ‘Suriyelilerin mutabakatıyla kapsayıcı bir geçiş dönemi yönetim organının oluşturulması ve geçiş döneminden Suriye halkının özlemlerini tüm bileşenleriyle karşılayan yeni bir siyasi sisteme geçiş için kararda belirtilen adımların uygulanması’ üzerinde duruldu. Bildiriye göre bu, BM gözetiminde, Suriyeliler tarafından onaylanan yeni bir anayasa temelinde ve kararda benimsenen mekanizmalara göre belirli zaman çizelgeleri içerisinde yapılacak özgür ve adil seçimler yoluyla, Suriye halkının tüm bileşenlerinin özlemlerini karşılayacak.
Arap Birliği Sözcüsü Cemal Ruşdi, Arap Birliği’nin bu zor aşamada Suriye’yi destekleyen birleşik bir Arap tutumuna ulaşma arzusunu dile getirdiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan toplantıda yaptığı konuşmada Suriye halkının güvenli, özgür ve refah içinde yaşamayı hak ettiğini söyledi. Fidan, Suriye’nin istikrarının hem bölge için hem de tüm dünya için son derece önemli olduğunu vurgulayarak, “Hepimizin düzenli, kapsayıcı ve Suriyelilerin yönlendirdiği bir geçiş sürecine ihtiyacı var” dedi.
Uluslararası toplumun Suriye’ye gerekli siyasi destek ve insani yardım konusunda desteklemeye devam etmesinin önemine dikkati çeken Fidan, “Terörizmin hiçbir şekilde bu geçiş döneminden faydalanmasına izin vermemeliyiz.” diye konuştu.
Fidan, çabaların koordine edilmesi ve geçmiş hatalardan ders çıkarılması gerektiğine işaret ederek, herhangi bir yanlış adımın düzensiz göçe neden olabileceğini kaydetti.
İsrail’in, Suriye’ye saldırılarının anında durması gerektiğini belirten Fidan, “Önümüzdeki günler kolay olmayabilir ancak Türkiye olarak biz Suriye halkı ile omuz omuza yürümeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin sınır ötesinde terör tehditleriyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Fidan, “Irak ve Suriye topraklarından tehdit altındayız. Son 10 yıldır PKK, Suriye’deki kaos ortamından faydalanmaya çalışıyor. Kendilerini SDG örgütü içerisinde yeniden yapılandırmaya çalışıyorlar. Biz onları oradan çıkarıp PKK terörizmiyle mücadele etmeye devam ediyoruz, nerede olurlarsa olsunlar” dedi.
Fidan, toplantıda bölgesel ve uluslararası ortaklarla bu konuları görüştüklerini paylaşarak, “Türkiye, Suriye Kürtlerinin haklarına saygı duyan bir ülkedir” ifadesini kullandı.
Suriye’deki Kürtleri, terör örgütü PKK’dan ayırmak istediklerini belirten Fidan, Suriye Kürtlerinin meşru temsilcilerinin, Suriye Kürtlerinin haklarını Şam’da savunmasını desteklediklerini vurguladı.
Aynı toplantıda konuşan Amerikan Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, ABD’nin ve diğer bölgesel güçlerin, Suriye’nin geçici liderlerinin gelecekteki bir Suriye hükümetine “destek ve tanınma” karşılığında uymasını umdukları bir dizi ilke üzerinde anlaştıklarını söyledi.
Blinken, Suriye’deki “kapsayıcı ve temsili” geçiş hükümetine, azınlıkların ve kadınların haklarına saygı gösterilmesi, terörist gruplara karşı hiçbir tolerans tanınmaması, kimyasal silah stoklarının imha edilmesi ve Suriye’nin komşuları ile iyi geçinmesi çağrısında bulundu.
Bir gazetecinin bu süreçte ABD’nin terörist grup olarak gördüğü HTŞ ile iletişimin olup olmadığı ile ilgili bir soruya Blinken, “HTŞ ve diğer taraflarla temas halindeyiz” dedi ve temas halinde olan herkese, Esed rejimi döneminde gözaltına alınan ABD’li gazeteci Austin Tice’ı bulmanın ve onu eve getirmenin önemini vurguladıklarını belirtti.
Blinken, Suriye’de SDG adını kullanan PKK/YPG terör örgütü gruplarının durumu hakkında da Türkiye’deki yetkililerle görüşmeler yaptığını hatırlatarak, DEAŞ’ın Suriye’deki geçiş sürecinden faydalanmaya çalışabileceğini öne sürdü ve bu gruplar için “bu anda bu rolü sürdürebilmek çok önemli” ifadesini kullandı.
Aynı toplantıda Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas da vardı. Kallas yaptığı açıklamada bir yandan ortak bildiriye de yansıyan ilkeleri tekrar etti, sonra Suriye’nin yeni yönetiminin, “ülkenin egemenliği, toprak bütünlüğü, azınlıklara saygıyı, kapsayıcılığı ve işlenen suçlarla ilgili hesap verebilirlik ilkelerine bağlı olması” koşuluyla AB’nin ülkenin içinden geçeceği sürece destek vermeye hazır olduğunu söyledi.
“Bugün komşularımızın problemi yarın bizim problemimiz haline geliyor” diyen Kallas, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu toplantıya bölgesel aktörlerin de katılması çok önemli. Suriye ümit vadediyor, ancak belirsiz bir geleceğe doğru yol alıyor. Suriye’nin yeni liderleri, istikrar, egemenlik, toprak bütünlüğü, azınlıklara saygı, herhangi bir radikalleşme olmama, kurulacak hükümetin kapsayıcılığı ve işlenen suçlarla ilgili hesap verebilirlik ilkelerine bağlı olmalı. AB bu çerçevede daha fazla katkı sağlamaya hazır. Ancak bu ilkeler bizim için son derece önemli.”