Aşırı sağın avuçlarında: Macron’un kumarı kötü bitebilir

Fransa'da erken seçim rüzgarları her an fırtınaya dönüşebilir. Macron'un kumarı ters teperse, Le Pen'in 265 sandalye kazanma ihtimali gündemde.

Dünya 16 Haziran 2024
Bu haber 5 ay önce yayınlandı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron / Fotoğraf: AA

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve onun kumarı diyecek olursak dış politika takipçileri neyden bahsettiğimizi anlayacaktır. Hatta 6-9 Haziran’da yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın yükselişi öyle konuşuldu ki, aktif olarak dünya siyasetiyle ilgilenmeyenler dahi bu söyleme kulak aşinalığı taşıyor olabilir.

Evet girişte de bahsettiğimiz gibi Avrupa’da aşırı sağın yükselişi epey bir konuşulmuştu ancak bu yükselişin en çok vurduğu ülkelerden biri de şüphesiz Fransa oldu. Macron da aşırı sağcı rakibi Marine Le Pen’e “blöfünü görüyorum” dedi ve erken seçim kararı aldı. Macron blöfü gerçekten gördü mü yoksa altında ezileceği bir kumar mı oynadı, bunu 30 Haziran’da göreceğiz. 30 Haziran’a da bir şey kalmadı. Haliyle uluslararası basın da sürekli Fransa’yı ve Macron’un bir garip hamlesini mercek altına alıp duruyor. Bunlardan kendi mecramıza taşıyacağımız analiz de The Guardian’da yayımlanan Jon Henley imzalı analiz.

Henley, anketlerin Le Pen’in liderlik ettiği aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin ülkenin geniş bölgelerinde rekor kırdığını ve etkisinin kaçınılmaz olarak arttığını gösterdiğine dikkat çekiyor. Hatta Henley aşırı sağ zaferinden o kadar emin ki yazısına seçimlerin ikinci turunun yapılacağı 7 Temmuz’a hayali bir zaman yolculuğuyla başlıyor: “7 Temmuz Pazar günü akşam 8. Fransa’nın yaşayan hafızasındaki en önemli seçim olan erken parlamento seçimlerinin ikinci turunun ardından sandıklar henüz kapanmış ve ilk tahminler ülkenin televizyon ekranlarına yansıyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron oynadığı kumarı kaybetti. Marine Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi (RN), Millet Meclisi’ndeki milletvekili sayısını üç kattan fazla arttırarak 290’ın üzerine çıkardı: mutlak çoğunluk. Fransa’nın bir sonraki hükümeti aşırı sağcı olacak.”

Ancak kendisi de fazla iddialı olduğunu düşünmüş olacak ki sonrasında şerh düşüyor, “sonuç bu olmaya da bilir ama kesinlikle olacak gibi!”

265 sandalye kazanması mümkün

Son anketlere göre Le Pen’in partisi RN, ivme kazanmış durumda. Ancak Macron da ipleri elinde tutuyor. Zaten bu bir parlamento seçimi olacak. Ancak Macron’un partisi zemin kaybederse işte o zaman aşırı sağcı bir başbakan atamak zorunda kalabilir bu ülkenin rotasının hem içte hem de dışta Macron’un rotasından sapması anlamına geliyor.

RN, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde cumhurbaşkanının listesinin iki katından fazla bir oran olan yüzde 31’i gördü. Bu onlar için bir rekordu. Anketlere göre ise parlamentoda 265 sandalye kazanması mümkün.

Partinin barajı aşması için zaten fazla bir şeye ihtiyacı yok.

Macron’un erken seçiminin olası üç sonucu

IFOP’tan Jérôme Fourquet, “Fransa’nın büyük bir bölümünde, özellikle de büyük şehirlerin dışında, nüfusun neredeyse her kesiminde – cinsiyet, yaş grubu, meslek – RN şu anda rekor düzeyde yüksek puanlar alıyor. Çok sayıda seçmen için bu da diğerleri gibi bir parti” diyor.

Paris merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Avrupa uzmanı Rym Momtaz, aşırı sağcı partinin 2017’den bu yana her seçimde performansını artırdığını ve son iki seçimde rekor kırdığını belirtiyor: “Bu gerçekten çirkin bir şekilde sonuçlanabilir.”

Beklenilen kadar sandalye almasa bile, Macron’un partisine yakın bir çoğunluk bile RN’ye çok daha fazla nüfuz kazandıracak. Bu da Macron’u oldukça zorlayacak. Nasıl mı, Henley anlatsın: “Düşmanca duygular barındıran ve parçalanmış bir parlamentoda, güvensizlik oylarına karşı mücadele edecek ve bir hükümet kurmak için neredeyse imkansız ittifaklar aramaya zorlayacaktır.”

Böyle bir arada kalmayı Fransa hiç görmedi

Eurasia Group danışmanlık şirketinden Mujtaba Rahman, Fransa’nın geçmişte cumhurbaşkanının parlamento ve hükümetten farklı bir ideolojide yer aldığı pek çok dönem geçirdiğini ancak bu seferkinin kesinlikle farklı olacağını söylüyor: “Macron ve Le Pen kadar ideolojik anlamda zıt iki siyasetçi arasında hiç kalınmamıştı.” diyor.

Sonra da ekliyor:

Fransa’nın anayasası böyle bir durumla hiç sınanmadı. Daha önceki ittifaklarda her iki parti de aynı temel ilkelere saygı duyuyordu. Le Pen’in programı, eğer dayatmaya kalkarsa, Macron’la neredeyse tümüyle çatışacaktır.

İsterseniz bir açıklayalım, Macron merkez siyasette, iş dünyası ile sıkı fıkı, Avrupa Birliği (AB) yanlısı ve Ukrayna destekçisi. Le Pen ise milliyetçi, popülist, AB karşıtı ve Moskova dostu.

Rahman, Le Pen’in göç planlarının Avrupa insan hakları yasalarını ihlal edeceğini ve ulusal tercihlerinin AB’nin üyeliğiyle bağdaşmadığını da ekliyor.

Fransa anayasası başbakanın “hükümetin eylemlerini yönlendirdiğini ve yasaların uygulanmasını sağladığını” açıkça belirtirken, hükümet iç politikanın çoğunu yürütmekte, dış politika ve savunma politikası ise büyük ölçüde ülkenin cumhurbaşkanının yetkisinde bulunmakta. Bu, emeklilik, işsizlik yardımı, eğitim, vergilendirme, göç, vatandaşlık, kamu istihdamı, kanun düzen ve çalışma mevzuatı gibi temel politika alanlarının prensipte aşırı sağın hakim olduğu bir parlamento ve hükümetin kontrolüne gireceği anlamına geliyor. Yani Macron hükümetteki ağırlığını kaybederse birçok şeyi de kaybedecek gibi görünüyor.

Elbette RN’nin çoğunluğu kazanacağına, hatta başkalarıyla ittifak halinde çoğunluk oluşturabileceğine dair hiçbir kesinlik yok. Kamuoyu yoklamaları ve çoğu uzman, en muhtemel sonucun parlamentonun askıya alınması olacağını varsayıyor. Ancak her iki durumda da Fransa’nın önünde zorlu birkaç yıl var.

Fransızlar aşırı sağa karşı tek yürek olmaya hazır: İttifaklar arasında Macron ortada mı kalıyor?Fransızlar aşırı sağa karşı tek yürek olmaya hazır: İttifaklar arasında Macron ortada mı kalıyor?

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.