İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’dan Erdoğan’a: Türkiye’yi işgal planımız hiç olmadı
Gazze'de ateşkesle esir takası öngören ve İsrail tarafından 'dolaylı olarak onaylanan' anlaşma şartlarının Mısır tarafından değiştirildiği iddia edildi.
Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonu’nda 1200 İsraillinin öldürüldüğü yaklaşık 250’sinin de rehin alındığı saldırılar sonrasında Gazze’yi işgale başlayan İsrail sivil ayrımı yapmadan bölgeyi ateş altında tutmayı sürdürüyor. İlk ve son olarak kasım ayında yapılması başarılan “insani ara” ve esir takası anlaşması sonrasında bir anlaşma için daha çabalar sürse de, İsrail’in Hamas’ın ateşkes teklifini kabul ettiğini duyurmasına rağmen Refah’a saldırmasıyla süreç tıkanmıştı.
İsrail’in Refah’a kara harekatına başlaması, arabulucu olan Mısır ve Katar’ın da elini kolunu bağlamıştı. Aslında süreç yalnızca Refah operasyonu nedeniyle de tıkanmış değil, önceki önerileri ne İsrail ne de Hamas tarafı kabul etti, Tel Aviv Hamas’ın siyasi kanadına ev sahipliği yapan Katar’ın da arabuluculuk için uygun bir profil olmadığında diretti. Katar’ın Hamas’a ev sahipliği yapmasının gündeme gelmesiyle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de Doha’ya “ilişkilerimizi gözden geçirmek zorunda kalırız” tehdidinde bulunmuştu. Katar ise her ne kadar Hamas’ın Katar’da olmasının eski ABD Başkanı Barak Obama döneminde alınmış bir karar olduğunu söylemesine rağmen söz konusu durumu yeniden değerlendirmeye alacaklarını belirtmişti. Katar’ın arabulucu olarak uygun bir profil olmadığını tartışmasının şimdi ki öznesi ise Mısır. Mısır’ın İsrail ve diğer arabuluculara haber vermeden anlaşma çerçevesini değiştirdiği iddiaları ortalığı karıştırdı.
Ateşkes çıkmazı bu ve benzeri nedenlerle tıkansa da, görüşmeler ağır aksak da olsa yürütülmeye çalışılıyor. Bu konuda son gelişme Mısır’ın attığı adım oldu. CNN International’a konuşan ismi açıklanmayan üç yetkili Mısır istihbaratının İsrail’in bu ayın başlarında imzaladığı ateşkes önerisinin şartlarını sessizce değiştirdiğini iddia etti. Kaynaklar Hamas’ın 6 Mayıs’ta kabul ettiğini duyurduğu ateşkes anlaşmasının Katarlıların ya da Amerikalıların Hamas’a olası bir son gözden geçirme için sunulduğuna inandıkları anlaşma olmadığını söyledi. Mısır istihbaratı tarafından yapılan ve ayrıntıları daha önce bildirilmeyen değişiklikler ABD, Katar ve İsrail yetkilileri arasında öfkeye neden oldu ve görüşmeler bu kez de başka bir çıkmazla karşı karşıya kaldı.
CNN’e konuşan üç kaynak Mısır istihbaratının yaptığı değişikliği “Hepimiz kandırıldık” sözleriyle anlattı. Amerika’nın ateşkes anlaşması çabalarına öncülük eden CIA Direktörü Bill Burns Mısırlıların anlaşma şartlarını değiştirdiği haberi kendisine ulaştığında bölgedeydi. Dolayısıyla CNN’e konuşan söz konusu üç kaynak da Burns’ün o anki tepkisini gördü. Şöyle anlattılar; “Burns’ün kızgın ve mahcuptu. Bunun kendisini haberdar değilmiş ya da İsraillileri değişikliklerden haberdar etmemiş gibi gösterdiğini düşündü.”
CIA ise CNN’in yorum taleplerini reddetti.
CNN’e açıklamalarda bulunan üç kaynak söz konusu “gizli” değişikliğin sorumlusu olarak Ahmed Abdel Khalek isimli üst düzey Mısırlı istihbarat yetkilisini işaret etti. Khalek Mısır istihbaratının başındaki Abbas Kamil’in baş yardımcısı olarak biliniyor. Aynı kaynak Abdel Khalek’in “İsraillilere bir şey, Hamas’a ise başka bir şey söylediğini” anlattığını iddia ederken Hamas’ın onayının alınabilmesi için Mısır’ın İsrail’in zımnen kabul ettiği orijinal çerçeveye Hamas’ın taleplerini eklediğini ileri sürdü. İddialara göre bu değişiklikten ne diğer arabulucular ne de İsrail’in haberi yoktu. Üç kaynaktan ilki, “Hamas, kendi insanlarına ‘Yarın bir anlaşmamız olacak’ diyordu. Tüm taraflar, Mısırlıların aynı belgeyi sunduğunu varsayıyordu” dedi. İkinci kaynak Mısırlı yetkililerin bunun yerine orijinal çerçeve ile Hamas’ın yanıtı arasındaki ‘çizgileri bulanıklaştırmaya çalıştığını’ ifade etti.
CNN’in ulaştığı Hamas belgesinde kabul edilen çerçevede Gazze’de kalıcı ateşkes ve ‘sürdürülebilir ateşkes’ atıf olduğu belirtildi. CNN, İsrail tarafının Gazze Şeridi’nde Hamas bertaraf edilmeden ve rehineler serbest bırakılmadan savaşı bitirmeyi konuşmaya isteksiz olduğu da anımsatıldı. CNN’in ulaştığı Mısır hükümeti de CIA gibi yorum yapmamayı tercih etti. Salı günü CNN’den Jake Tapper’ın Mısır’ın gelecekteki ateşkes görüşmelerine dâhil olmasından endişe duyup duymadığını sorduğu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail’in Hamas’ın İsrail’e yeniden saldırmasına izin verecek şartları kabul etmeyeceklerini ifade ederek “Umarım Mısır böyle bir şeyi kabul edemeyeceğimizi anlar” dedi.
Değişiklikler Mısırlı müzakerecilerden oluşan bir ekibin çatışmalara ara verilmesi ve Filistinli tutukluların iadesi karşılığında İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını öngören bir çerçevenin son ayrıntılarını belirlemek üzere nisan ayı sonunda İsrail’e gönderilmesinin ardından yapıldı. Çatışmalara son olarak aralık ayı başında ara verilmesinden bu yana görüşmeler aylardır devam ediyordu. İsrail’in daha önce olduğundan daha ileri gitmeyi büyük ölçüde kabul etmesiyle birlikte, bir anlaşmanın yakın olduğuna dair iyimser bir hava esmeye başlamıştı. İsrail daha az rehine kabul etmeye, daha fazla Filistinli mahkumu serbest bırakmaya ve yerleşim bölgesinin güney kesimindeki Gazzelilerin sınırsız bir şekilde kuzeye dönmelerine izin vermeye istekli görünüyordu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken bunu “olağanüstü cömert” olarak tanımlamıştı.
CNN’e konuşan iki kaynağa göre Mısır’ın ateşkes konusunda başına buyruk çalıştığını öğrenen Katar Başbakanı Muhammed bin Abdurrahman bin Casim El Sani, İsrail istihbarat servisi Mossad’ı Mısır’ın tek başına hareket ettiği konusunda bilgilendirdi. Bunun ardından da El Sani ve CIA Direktörü Burns İsrail’in ihtiyaç duyacağını bildikleri unsurlarla anlaşmayı yeniden dengelemek için işe koyuldu. Biden yönetiminden üst düzey bir yetkili Mısır istihbaratının neden İsrail’den gerekli katkıyı almadan bir şeyi kabul ettirmeye çalıştığına ilişkin olarak “Bu hiç mantıklı değil” dedi. Bir kaynağa göre Mısırlılar İsrail’den döndükten ve Hamas’la görüştükten sonra örgütün İsrail’in kabul ettiği şeylere uymayacağı anlaşıldı. Bunun üzerine Mısırlı yetkili Hamas’ın kabul etmesi için önemli değişiklikler yaptı. Hamas’ın 6 Mayıs’ta öneriyi kabul ettiğini açıklamasından bir gün önce CNN’e konuşan Mısırlı bir kaynak Mısır’ın Hamas’ın yanıtını aldığını ve İsrail tarafına ilettiğini söyledi. Kaynak “Savaşın sona erdirilmesiyle ilgili ana anlaşmazlık noktasını aşmak için çeşitli alternatifler ve senaryolar önerildi” dedi. Anlaşmanın savaşın sona erdirilmesine ilişkin dili müzakereler boyunca belki de en çetrefilli konu oldu. Ancak Netanyahu, Hamas’ın geri gönderdiği şeyin “İsrail’in temel taleplerinden çok uzak olduğunu” söyledi.
Burns’ün de aralarında bulunduğu müzakereciler Hamas’la bir tur daha dolaylı görüşme yapmak üzere Kahire’ye döndü. İsrail de Katar gibi bir ekip göndermeyi kabul etti ancak her ikisi de üst düzey yetkili göndermedi; bu da daha önceki iyimserliğe rağmen bir anlaşmanın umulduğu kadar yakın olmayacağının bir göstergesiydi.
Hamas’ın 6 Mayıs’taki yanıtından iki gün sonra Burns Washington’a döndü ve kaynaklar CNN’e görüşmelerin “duraklatıldığını” söyledi. Arabulucular çatışmaların duraklamasının İsrail’in Refah’a ciddi bir saldırı düzenlemesini geciktireceğini hatta önleyeceğini umuyorlardı. İsrail’in Refah’taki askeri operasyonları, Biden yönetiminin güvenlik için oraya kaçan yüz binlerce sivili tehdit edeceği yönündeki tepkilerine rağmen genişliyor.
Müzakereler hakkında bilgi sahibi olan ikinci kaynak, görüşmelerin yeniden başlaması halinde Katarlıların bir sonraki turda daha büyük bir rol oynamasının beklendiğini söyledi. Müzakerelerin yeniden başlaması pek olası görünmüyor, ancak gerçekleşmesi halinde Hamas’a yakınlığı ve İsrail’in Mısır’ı Katar’a tercih etmesi nedeniyle Mısır’ın yine merkezde olabileceği de ihtimaller dahilinde. Görüşmelerin 33 kadar İsrailli rehinenin en az 6 hafta içinde serbest bırakılacağı bir başlangıç aşamasını içeren geniş bir çerçeve üzerinde yoğunlaşması bekleniyor. Hamas ilk aşamada rehinelerin cesetlerinin de teslim edilmesini ve ilk aşama sonrasında ara verilmeden ikinci aşamaya geçilmesini istiyor.
Bunun da İsrail’in istemediği bir hamle olduğuna dikkat çekiliyor.