ABD Dışişleri Bakanı Blinken İstanbul’da
Hollanda AB'nin Türkiye'yle 1995'te imzaladığı Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesini Demirtaş ve Kavala hakkındaki AİHM kararlarının uygulanması şartına bağlayan önergeyi kabul etti. Bu gelişmenin ardından Fidan da Hollanda'yı ziyaret ediyor.
Hollanda parlamentosu Türkiye ticaretinde ve ekonomisinde dönüm noktası olan ve 1995’te imzalandığı andan itibaren Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan köprü vazifesi gören Avrupa Birliği (AB) Gümrük Birliği anlaşması, diğer adıyla Ankara Anlaşması’na ilişkin önemli bir önergeyi kabul etti.
AB’nin eski Türkiye raportörü Kati Piri ile Hollanda parlamentosunun ilk Süryani parlamenteri İsa Kahraman tarafından sunulan önerge yürürlükte olan Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine şart koşuyor. O şart, HDP’nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Gezi Davası hükümlüsü iş insanı Osman Kavala hakkındaki Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarının uygulanması.
AİHM’in kararları ikilinin serbest bırakılması yönündeyken Türkiye yargısı yıllardır süren ayrı davalarda Kavala ve Demirtaş’ın tutukluluğunun devamına hükmediyor.
Önergeye göre Kavala ve Demirtaş’ın serbest bırakılmaması halinde Hollanda Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine ilişkin oturumların yapılmasını AB’de bloke edecek.
Hollandalı vekil Kati Piri parlamentonun kararını X hesabından yaptığı paylaşımla duyurdu. Piri paylaşımında şöyle dedi:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın derhal serbest bırakılmasına ilişkin kararları uygulanmadan Türkiye ile gümrük birliği modernizasyonu mümkün değil. Hollanda parlamentosu önergemizi AB Konseyi öncesinde kabul etti.”
No modernization of customs union with Turkey until the verdicts of the European Court of Human Rights on the immediate release of Osman Kavala and Selahattin Demirtas are implemented.
Dutch parliament just adopted my motion with @isakahraman ahead of EU Council. pic.twitter.com/1lFLjN2u1y
— Kati Piri (@KatiPiri) April 17, 2024
Önergenin diğer mimarı vekil Kahraman da karara ilişkin paylaşımında “İnsan hakları medeniyetimizin özüdür. Kabineden bunları Türkiye ile gümrük birliği alanında daha fazla işbirliğinin tartışılmaz bir şartı haline getirmesini rica ediyorum” diye yazdı.
Mensenrechten vormen de essentie van onze beschaving. Samen met @KatiPiri verzoek ik het kabinet om ze als onbetwistbare voorwaarde te stellen voor verdere samenwerking met Turkije op gebied van de douane-unie. #Mensenrechten https://t.co/3P3wL88zyT
— Isa Kahraman (@isakahraman) April 17, 2024
Hollanda ikisi de siyasi tutuklu kategorisinde olan Demirtaş ve Kavala şartı içeren önergeyi kabul ederken Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da yarın Hollanda’ya gidiyor. Fidan’ın ziyaret amacı Türkiye ile Hollanda arasında 2008’den bu yana icra edilen Wittenburg Konferansı’nın 10’uncu toplantısına katılmak.
Bakan Fidan ziyaret kapsamında Hollandalı mevkidaşı Hanke Bruins Slot ve geçici Başbakan Mark Rutte ile bir araya gelecek. Dışişleri Bakanlığı’na göre Hollanda’daki temaslarda ikili ilişkilerin yanı sıra Türkiye-AB ilişkileri ve bölgesel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulacak.
Hollanda’da 16 Nisan’da toplanan Wittenburg Konferansı kapsamında “Türkiye-AB İlişkileri,” “Hollanda Türk Toplumu,” “Güvenlik, Terörle Mücadele,” “Düzensiz Göç,” “Deprem Sonrası Yeniden Yapılanma ve Sürdürülebilir Çözümler” ve “Temiz Enerjiye Geçiş” başlıklı altı Çalışma Grubu bir araya geldi.
Bakan Fidan’ın Türkiye’nin AB tam üyelik süreci, önergenin kabulüyle zora giren Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması konularındaki görüş ve beklentilerini paylaşması bekleniyor.
Avrupa geneline yayılan Kuran yakma eylemlerinin de görüşüleceği belirtilen temaslarda İsrail-Filistin, Ukrayna ve Kıbrıs başta olmak üzere yakın bölgedeki gelişmelerin de kapsamlı şekilde ele alınacağı sanılıyor.
İki ülke arasında “Türkiye-Hollanda İlişkilerinin Güçlendirilmesi ve Türkiye-Hollanda Konferansı Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” 2008’de imzalanmıştı. Bu çerçevede kurulan Türkiye-Hollanda (Wittenburg) Konferansları 2008’den bu yana iki ülke Dışişleri Bakanları başkanlığında dönüşümlü olarak Türkiye ve Hollanda’da düzenleniyor.
Konferans kapsamında bakanların görüşmelerine ilaveten iki ülkenin ilgili bakanlık ve kurumları arasında teknik düzeyli çalışma grubu toplantıları organize ediliyor.
Hollanda’da geçici hükümetin Başbakanı Mark Rutte ise önergenin kabulunden bir gün önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Türkiye bölgede çok etkisi olan jeopolitik bir oyuncu ve daha fazlası, bir NATO müttefiki ve birçok farklı alanda ortaktır. Terörle mücadele, güvenlik, iklim, enerji, ekonomi ve göç gibi” dedi.
AB Zirvesi’nde Türkiye ile AB ve Hollanda arasında bağların güçlendirilebilmesi için görüşmeler yapılacağını belirten Rutte “Türkiye ile iyi ilişkiler AB ve Hollanda için önemli” diye yazdı.
Türkiye ve Hollanda arasındaki Dostluk Anlaşması’nın 100. yılı ve İşgücü Anlaşması’nın 60. yılı 2024’e denk geliyor.
Hollanda 2005-2024 Ocak döneminde yaklaşık 29 milyar dolar ile Türkiye’deki en büyük yabancı yatırımcı konumunda.
İki ülke arasında yaklaşık 12.5 milyar dolar olan ticaret hacminin kısa vadede 15 milyar dolar, orta vadede 20 milyar dolara yükseltilmesi hedefleniyor. Özellikle enerji, çevre, iklim, dijital ve yeşil dönüşüm ile yeni teknoloji alanlarında işbirliğinin daha da geliştirilmesi potansiyeli bulunduğu ifade ediliyor.
Öte yandan iki ülke arasında ilişkileri gerecek tek şey Gümrük Birliği önergesi değil. Zira kasım ayında yapılan genel seçimleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski davalısı olan aşırı sağcı Geert Wilders kazanmıştı. Göçmen karşıtı görüşleri ve Erdoğan yönetimine sert tepkileriyle öne çıkan Wilders son olarak koalisyon kurmada başarısız olmuştu. Fakat kendisi yenilenmesi planlanan seçimlerin de favorisi olarak görülüyor.
2020 yılında Özgürlük Partisi (PVV) lideri Wilders X (o dönemki adıyla Twitter) hesabından Erdoğan’ı kafasında el bombasıyla tasvir eden bir karikatür paylaşarak “terörist” demişti. Wilders’a “faşist” diye hitap eden Erdoğan aşırı sağcı liderin düşünce özgürlüğü sınırlarını aştığını belirterek avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulunmuştu.