Serap değil gerçek; Sahra Çölü’nü su bastı
Fransa Cumhurbaşkanı Macron salı günü Fas parlamentosunda yaptığı konuşmada Fas ve Sahraviler arasında neredeyse 50 yıldır tartışma konusu olan Batı Sahra krizinde Fas'ı desteklediğini açıkladı. Cezayir Paris'teki büyükelçisini geri çekti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Fas parlamentosundaki konuşmasında Batı Sahra çıkmazında Fas’ın arkasında olduğunu söyledi ve bu bölgeye yatırım yapma sözü verdi. Batı Sahra neredeyse 50 yıldır Faslarla bağımsız devlet isteyen Polisario Cephesi arasında tartışma sebebi. Polisario Cephesi Cezayir tarafından destekleniyor. Hem Fas hem de Cezayir bir zamanlar Fransa’nın sömürgesiydi.
Batı Sahra çıkmazında filmi biraz başından saralım: Bir zamanlar İspanyol sömürgesi olan Batı Sahra 1975’te İspanya’nın bölgeden çekilmesiyle Fas ve Polisario Cephesi arasında anlaşmazlığın hakim olduğu bir bölge haline geldi. İspanya bölgeden çekilirken Fas ve Moritanya ile Madrid Anlaşması’nı yaptı. Bu anlaşmaya göre Batı Sahra’nın kuzeyi Fas’a, güneyi de Moritanya’ya bırakılacaktı. Ama Batı Sahra’nın yerel halkı olan Sahraviler’in oluşturduğu Polisario Cephesi, anlaşmayı tanımayarak bağımsızlık mücadelesini başlattı.
Polisario 1976 yılında tek taraflı Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti’ni ilan etti ancak uluslararası arenada çok büyük destek görmedi. Moritanya 1979’da bölgeden çekildi. Fas ise güneyi de ilhak ederek Batı Sahra’nın kontrolünü tamamen ele geçirmeye çalıştı.
Birleşmiş Milletler (BM) Batı Sahra sorununu nasıl çözüme kavuşturabilecekleri sorusu üstünde kafa yoruyor. Bu bağlamda 1991 yılında BM arabuluculuğunda ateşkes sağlandı ve BM Barış gücü MINURSO’yu kurdu. Ne var ki bugüne kadar bir türlü bölgede referandum yapılması için anlaşma sağlanamadı.
Fas’a göre Batı Sahra kendi toprağı olarak kalmalı, ama burada yaşayan Sahravilere “özerklik” verilebilir. Sahraviler ise tam bağımsızlık talep ediyor ve BM denetiminde referandum yapılmasını istiyor. Sahravilere askeri ve diplomatik desteği veren ülkeyse Cezayir. Bu durum Fas ve Cezayir arasındaki gerilimi artırıyor. ABD 2020 yılında Fas ve İsrail arasında ilişkilerin normalleşmesi koşuluyla Fas’ın Batı Sahra’daki egemenliğini tanıdı. Bu bakımdan İspanya ve İsrail de Fas’ın yanında. Ancak Avrupa Birliği ve daha birçok ülke Fas’ın egemenliğini tanımış değil. BM de referandum önerisini desteklemeyi sürdürüyor.
Fas parlamentosunda salı günü kürsüye çıkan Macron “Fransa için bu bölgenin bugünü de yarını da Fas’ın egemenliği altındadır” diye konuştu. Onun konuşması milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı. Oysa Fransa bugüne kadar diğer AB üyeleriyle benzer bir tavra sahipti. Şimdiyse Fas’ın egemenliğini kabul etmenin “adil ve kalıcı tek siyasi çözüm” olduğunu söyledi. Macron’un açıklamaları Cezayir’i kızdırdı. Hatta bu öfkesini Paris’teki büyükelçisini geri çekerek gösterdi.
Fransa ve Fas arasındaki ilişkiler bu yıla kadar bozuktu. Rabat Macron’u casuslukla suçluyor, Fransa Faslılara vize kısıtlaması uyguluyordu. Analistler şimdi Macron’un çıkışının bozulan ilişkileri tamir etme çabası olarak yorumluyor. Macron konuşmasında “Ortak tarihimizin karanlık tarafları var. Avrupa ülkelerinin kibrini dünyanın dört bir yanına dayattığında, eşit olmayan anlaşmalar yapıldığında Fas da bu sömürge tarihinin hırslarından ve şiddetinden kaçamadı” dedi.
Fransa ve Fas’ın yakınlaşmasının bir diğer işareti de enerji ve altyapı alanlarında yapılan yeni anlaşmalar. Fransız haber ajansı AFP’ye göre anlaşmaların toplam değeri 10,8 milyar dolar.
Aslında Fransa’nın Fas’a yanlamasının en büyük sebebi Afrika’da askerlerini barındırabileceği çok yerin kalmaması. Fransa’nın Afrika’daki en kritik kalesi Nijer’di. Özellikle terör örgütü IŞİD’le mücadelede ve enerji transferinde Nijer, Fransa için önemliydi. Ancak geçen yıl Rusya yanlısı cunta darbe yaparak Fransa’yı ülkeden kovdu. Sadece Nijer de değil. Burkina Faso ve Mali de son dönemde darbelerle Fransa’nın sömürge gölgesini ülkeden sildi.