Bir soru daha: Trump’a açılan davalar şimdi ne olacak?
ABD Başkanı Joe Biden, pazartesi günü İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'yu yılsonundan önce görüşmek üzere ABD'ye davet etti. Netanyahu'nun aralık ayında başbakan seçilmesinden bu yana ilk kez Beyaz Saray'a davet edilmesi, iki lider arasındaki ilişkide çözülmeye işaret ediyor.
İsrail’de Başbakan Benyamin Netanyahu öncülüğünde meclise sunulan yargı reformu, altı aydır devam eden protestolara yol açtı. Yargı reformu, yüksek mahkemenin yetkilerini azaltarak, hükümetin gücünü artırmayı amaçladığından halkın tepkisini çekmiş; sivillerin yanı sıra yedek askerler, iş insanları ve muhalifler iktidarın bu adımını demokrasiden uzaklaşma şeklinde yorumlamıştı.
ABD de İsrail’de yaşanan durumu endişeyle takip ettiğini bildirmiş, ABD Başkanı Joe Biden, yargı reformunu geri çekmesi için Netanyahu’ya çağrıda bulunmuştu. Bunun üzerine Netanyahu ise Biden’ın yorumlarına, ‘İç meselelerimize kimse karışamaz’ minvalinde bir cevap vermişti. Aşırı sağcı ve dindar İsrailliler ise ülkedeki protestoların ABD’nin desteğiyle gerçekleştiğini iddia etmişti.
Öte yandan Netanyahu göreve geldiğinden beri Beyaz Saray’a bir kez bile davet edilmedi. Vilnius’taki NATO zirvesinden önce CNN’e röportaj veren Biden, bu konuyla ilgili gelen bir soruya, “İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u davet ettik” diyerek yanıt vermişti. Daha sonrasında Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada da Herzog’un ziyaretinin 18 Temmuz’da gerçekleşeceği bildirilmişti. Programa göre Herzog, İsrail’in kuruluşunun 75’inci yıldönümü münasebetiyle çarşamba günü Kongre’de konuşma yapacak. Netanyahu’nun bu şekilde atlanması, Biden’ın yargı reformuna tepkisi olarak yorumlanmıştı.
Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, gazetecilere yapyığı açıklamada Biden ve Ntanyahu’nun telefonda görüştüğünü bildirdi. İki lider görüşmede İran’dan gelen tehditlere karşı koyma çabaları, işgal altındaki Batı Şeria’nın güvenliği ve ABD’nin İsrail’in güvenliğine ‘sarsılmaz ve tereddütsüz’ bağlılığı da dahil olmak üzere çeşitli küresel ve bölgesel konuları ele aldı. Kirby, Biden’ın ayrıca İsrail vatandaşlarına yönelik son terör eylemlerini de kınadığını belirtti.
Sözcü konuşmasına, “Biden güçlü bir temeli olan ilişkilerimizi görüşmenin tam zamanı olduğunu düşünüyor. Sonbaharda Netanyahu ile bir araya gelip konuşmak için doğru zaman olduğuna inanıyor” diyerek devam etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da mı yoksa başka bir yerde mi gerçekleşeceği konusunda ise Kirby, “Biden ve Netanyahu muhtemelen bu yıl sonundan önce bir araya gelecekleri konusunda anlaştı. Ne zaman ve nerede görüşeceklerine dair detaylar henüz belli değil” dedi.
Bununla birlikte Biden’ın yargı reformuna dair endişelerinin sona ermediğinin altını çizen Kirby, “Başkan Biden, İsrail’de yargı reformuna ilişkin mevcut tartışma bağlamında mümkün olan en geniş uzlaşıya duyulan ihtiyacı ve ortak demokratik değerlerin her zaman ABD-İsrail ilişkilerinin ayırt edici özelliği olduğunu ve öyle kalması gerektiğini yineledi” dedi.
Öte yandan İsrail’deki protesto ateşi 28 haftadır sönmeden devam ediyor. Aralarında pilotlar, özel kuvvetler ve istihbarat subaylarının da bulunduğu seçkin birliklerdeki yedek askerler de yargı reformuna karşı itirazlarını artırarak, hükümetin ısrarında devam etmesi halinde kriz anında göreve gelmeyeceklerini açıkladı. Bunların sayısı 161 olarak açıklandı. İsrail’in en çok satan gazetesi Yedioth Ahronoth’ta yayımlanan ve aralarında 27 emekli generalin de bulunduğu 1700 eski hava kuvvetleri askerinin imzaladığı mektupta, gelecek hafta onaylanması beklenen yasa tasarısının ‘diktatörlüğe giden yolu açacağı’ belirtildi.
Savunma Bakanı Yoav Gallant ise pazar gecesi ordu komutanlarıyla yaptığı değerlendirmede İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) operasyonel gücünün yedek subayların protestoları sürecinde o kadar etkilenmediği sonucuna vardı. İsrail medyası ise ordunun krizin ciddiyetini küçümsediğini yazıyor. Eskiden seçkin bir özel kuvvetler biriminin komutanı olan Netanyahu, ordu içindeki itirazları eleştirerek, “Demokrasilerde ordu seçilmiş hükümete bağlıdır, tersi olmaz” dedi.
Netanyahu sözlerinin devamında göreve çağrıldığında gelmeme tehdidine karşı önlemler alınacağının sözünü verdi. İsrail-Filistin şiddetinin tırmanışa geçtiği ve Lübnan sınırında son dönemde yaşanan çatışmaların arttığı bir dönemde yedek askerlerin eylemini ‘İsrail’e saldırmaya meyledecek düşmanları caydırma yetisini kaybettirmek’ olarak değerlendiren Netanyahu, “Ordu içinde bir grubun seçilmiş hükümeti ‘Dediğimizi yapmazsanız güvenliği kapatırız’ diye tehdit etmesine izin veremeyiz” dedi.