WSJ: İsrail ordusu, Netanyahu’yu Lübnan Hizbullahı’na karşı harekete geçmesi için baskılıyor
ABD Dışişleri Bakanı Blinken altıncı Ortadoğu turuna başlıyor. İsrail ile ülkesinin ilişkileri Refah nedeniyle gerilen ABD'li Bakan bu kez İsrail'e gitmeyi planlamıyor.
İsrail ve Filistinli örgütlerin savaşı 6’ncı ayında devam ederken Tel Aviv’in yılmaz destekçisiyken ilişkisinin limonileştiği Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Dışişleri Bakanı Antony Blinken bir kez daha Ortadoğu turuna çıktı. Blinken’ın tur gündeminde ateşkes ve esir takası görüşmeleri olacak. Altıncı ayındaki savaşta altıncı kez Ortadoğu’yu ziyaret eden ABD’li bakan Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde Suudi, Mısır’ın başkenti Kahire’de de Mısırlı liderlerle bir araya gelecek.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Blinken’ın Mısır ve Katar’ın aracılık ettiği anlaşma görüşmeleriyle Gazze’ye daha çok yardım konusunu ele alacağını söyledi.
Haftalardır devam eden ateşkes ve esir takası görüşmelerinde İsrail ve Hamas arasında bir ivme yakalanmış olmasa da Katar’daki masa bu hafta yeniden toplanacak. Görüşmeler sürerken temaslarda bulunan ABD Dışişleri Bakanının gündeminde Gazze’nin savaş sonrası yönetimi, güvenliği ve yeniden kalkınmasına yönelik düzenlemeler de olacak. Blinken Ortadoğu turundan bir önceki durağı Manila’da düzenlediği basın toplantısında “Ocak ayından bu yana özellikle Arap ortaklarımızla pek çok çalışma yaptık. Onlarla kalıcı bölgesel barış için doğru mimarinin ne olduğunu da tartışacağız” dedi.
Blinken’ın 7 Ekim’den bu yana yaptığı diğer Ortadoğu turlarından farklı olarak bu kez İsrail ziyareti yapmayacak olması dikkat çekti. Bunun bir nedeni Biden yönetimiyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti arasında tırmanan Refah gerilimi olabilir. İsrail’in saldırılarından kaçan bir milyondan fazla Filistinli, Gazze’de ayakta kalan tek yer olan Refah’a sığınmıştı. Tabir caizse Refah’a sıkışmış olan Filistinliler İsrail’in beklenen kara harekatından önce hem kıtlığın hem de hava saldırılarının hedefi oluyor. Müttefiklerinin dahi İsrail’in karşısına geçmesine neden olan, hatta Tel Aviv’in en büyük destekçilerinden Kanada’ya bile silah ambargosu kararı aldırtan Netanyahu hükümeti ise her şeye rağmen Refah’a girmekte ısrarcı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun milletvekillerine ABD’nin tepkisine rağmen Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin sığındığı Refah’a kara saldırısı başlatacaklarını söylediği belirtildi. Yahudi yerleşimcilere yakınlığıyla bilinen “Arutz Sheva” gazetesinin gündeme getirdiği haberde Netanyahu’nun İsrail Meclisi Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi kapalı oturumunda milletvekillerine Refah’a kara saldırısı planlarına ilişkin bilgi verdiği yazıldı.
Netanyahu Washington yönetiminin Refah’a kara saldırısını istemediğini, ancak Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki sınır hattı “Selahaddin Koridoru’nu (Philadelphia Koridoru) kontrol etmeleri gerektiğini, bunun için de kara saldırısı düzenlemekten başka yollarının olmadığını” söyledi. Bölgedeki Filistinlilerin Gazze’yi terk etmesine engel çıkarmadığını savunan Netanyahu bu Filistinlileri kabul edecek ülke olmadığını da dile getirdi.
Binyamin Netanyahu ile kendisini daha önce “Siyonistim” diye tanımlayan ABD Başkanı arasında Refah’ta operasyon ihtimali büyüdükçe derinleşen bir kriz var. ABD Başkanı ve yönetiminden olumsuz tepki alan İsrail Başbakanı Washington’da tutunacağı bir diğer dala yönelmişti: ABD’deki Yahudi diasporası. Refah konusunda anlaşmazlık yaşadığı ABD yönetimini Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’ndeki konuşmasıyla eleştiri yağmuruna tutan Netanyahu “İsrail ordusunun Hamas’ı yok etmeye çalışırken çok fazla sivili öldürdüğü, Netanyahu’nun Filistin devletinin kurulmasını engelleyerek İsrail’e zarar verdiği ve İsrail başbakanının ılımlı ve laik Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi yönetmesine izin vermesi gerektiği” iddia ve tezlerini şiddetle reddetti.
Netanyahu, Biden’ın Refah’ta planlanan operasyonun ertelenmesi yönündeki taleplerine atıfla “İsrail’in var olma ve kendini savunma hakkını desteklediğinizi ve sonra bu hakkı kullandığında İsrail’e karşı çıktığınızı söyleyemezsiniz. İsrail’in Hamas’ı yok etme hedefini desteklediğinizi söyleyip, ardından gerekli adımları attığında İsrail’e karşı çıkamazsınız” demişti. Netanyahu’nun bu inadı ABD’den gelecek destekleri riske atarken Kanada’nın kendisine silah ambargosuna başlamasına neden oldu bile.
Bu gerilim nedeniyle Şubat ortasından bu yana Netanyahu ile konuşmayan Biden iki gün önce kendisiyle telefonla görüştü. Görüşmeden yine bir şey çıkmamış olacak ki ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan iki liderin temasını “iş görüşmesi”ne benzetti. Sonrasında ise ABD’nin Refah konusundaki tavrının “net” olduğunu ifade etti.
ABD Başkanı Biden’ın Netanyahu ile yaşadığı krizin derinliği bir kez açık kalan mikrofon ve bir kez de “ismini vermeyen haber kaynaklarının” sözleriyle ortaya çıkmıştı. Biden geçenlerde yaptığı “Birliğin Durumu” (State of the Union) konuşmasından sonra açık kalan mikrofona yakalanmıştı. Biden Demokrat Senatör Michael Bennet’e konuşmasının kayıt altına alındığını fark etmeden “Ona (Netanyahu) söyledim: ‘Bibi bunu tekrarlama. Bir ‘İsa’ya gel’ konuşması yapacağız’ dedim” demişti. Biden Netanyahu’nun İsrail’e zarar verdiğini de söylemişti. Netanyahu için Biden daha önce de “g*tün teki” sıfatını kullanmıştı. ABD merkezli NBC kanalına konuşan bazı kaynaklar ABD Başkanı Joe Biden’ın Gazze’deki askeri harekâtı nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya hayal kırıklığına uğradığını ve kapalı kapılar ardında Netanyahu’yu küçümsediğini iddia etmişti. Kaynaklar Biden’ın İsrail Başbakanı’ndan “bu adam” diye bahsettiğini ve son zamanlarda ona en az üç kez “g*tün teki” dediğini ileri sürmüştü.
Netanyahu ve onun gelmiş geçmiş en sağcı hükümetine çıkan karşıt seslerin tek sahibi Biden da değil. ABD’nin önde gelen Yahudi siyasetçisi, Senato çoğunluk lideri Chuck Schumer, İsrail’in “siyasi ve ahlaki dokusunu” zayıflatan bir lideri değiştirmek için seçime gitmesi gerektiğini ifade etmişti. Öte yandan Netanyahu’nun selefi Ehud Olmert de “Netanyahu İsrail’e çok pahalıya mal olabilecek riskli bir oyun oynuyor. Biden, Netanyahu’yu cezalandırmaya karar verirse bu İsrail’e zarar verir” demişti.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 13 bin 500’ü çocuk, 9 bini kadın olmak üzere 31 bin 819 Filistinli öldürüldü, 73 bin 934 kişi yaralandı. Enkaz altında hâlen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.