Foreign Policy: ABD askerlerini Suriye’den çekmeyi planlıyor
Beş yıl sonra Çin'i ziyaret eden ilk ABD'li üst düzey yetkili olan Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi. 35 dakika süren görüşmenin ardından, 'ilişkilerde ilerleme kaydedildiği' bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Çin ziyaretinin ikinci gününde beklenen buluşma gerçekleşti. Blinken ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping 35 dakika süren bir toplantıda bir araya geldi. Daha önceki görüşmelerde Çin liderlerinin ABD’li dışişleri bakanlarını kabul etmeleri alışılagelmiş bir durumdu. Ancak bu ziyarette son ana kadar ikili görüşme hakkında herhangi bir duyuru yapılmaması, bu gezinin ne kadar hassas temellerde düzenlendiğinin de bir göstergesi.
Blinken, Şi ve diğer üst düzey Çinli yetkililerle yaptığı görüşmeleri ‘çok samimi, derinlikli ve yapıcı’ olarak değerlendirdi. Görüşmelerde Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi, Kuzey Kore’nin nükleer programının ve iklim değişikliğinin önüne geçilmesi gibi bir dizi önemli küresel sorunların ele alındığı belirtildi.
Bununla birlikte temel konularda kilit farklılıkların devam ettiğini belirten Blinken, ABD’li diplomatlar açısından Beijing gezisinin temel hedeflerinden biri olarak görülen askeri kanalların yeniden açılması konusunda bir anlaşma sağlanamadığını da kabul etti. Görüşmelerin ardından düzenlediği basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulunan Blinken, “Çin bu konuda ilerleme kat etmeyi istemedi. Bu, üzerinde çalışmaya devam etmemiz gereken bir konu” dedi.
Ziyaretten önceki haftalarda ABD’li yetkililer, özellikle de son zamanlarda Güney Çin Denizi ve Tayvan Boğazı’nda uçaklar ve gemiler arasında yaşanan yakın temaslardan doğabilecek kazaların askeri bir çatışmaya dönüşmesini önlemek için iletişim kanallarının önemini vurguladı. Çin ise bu kazaların hiç yaşanmaması için ABD’nin bölgede devriye gezmemesi gerektiğini belirtiyor. Geçen haftalarda Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu’nda ABD, bu devriyeleri devam ettirmekte kararlı olduğunun altını çizdi.
Blinken, Çin ile anlaşmazlık yaşamaya devam edecekleri diğer konuların da altını çizdi. Çinli muhattaplarına ‘Sincan, Tibet ve Hong Kong’daki insan hakları ihlalleri’ ve Çin’de tutuklu bulunan ABD vatandaşlarının serbest bırakılması konusunda baskı yapmaya devam ettiğini söyledi.
Bu 35 dakika süren görüşme, Blinken’ın Çin’in en üst düzey dış politika yetkilisi Wang Yi ve Dışişleri Bakanı Qing Gang ile yaptığı 10 saati aşkın görüşmelerin doruk noktası oldu. Qin de Washington’u ziyaret etme davetini kabul etti. Bu göstergeler en azından şimdilik ilişkilerin aşağı yönlü bir gidiş göstermeyeceği anlamına geliyor.
Öte yandan Blinken, Çin ile en kritik sorunlarından biri olan, öyle ki Qin’in dünkü görüşmelerde, “ABD ile sorunlarımızın özü Tayvan meselesinden geçiyor’ minvalinde bir söz dile getirmesine yol açan Tayvan sorunuyla ilgili olarak, “Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemiyoruz” dedi.
“Her iki tarafın da statükoyu tek taraflı olarak değiştirmesine karşı çıkmaya devam ediyoruz. Boğazlar ötesi farklılıkların barışçıl yollarla çözülmesini beklemeye devam ediyoruz. Tayvan’ın kendini savunma kabiliyetine sahip olmasını sağlamak da dahil olmak üzere Tayvan İlişkileri Yasası kapsamındaki sorumluluklarımızı yerine getirmeyi sürdürmekte kararlıyız” diyen Blinken, “Öte yandan Çin’in 2016’ya kadar dayanan bazı provokatif eylemleri konusunda biz de dahil olmak üzere diğer pek çok ülke endişeli. Zira Tayvan’da yaşanacak bir kriz, tüm dünyayı etkileyebilecek bir ekonomik krize yol açabilir” diye devam etti.
Blinken son olarak, “Ticari konteyner trafiğinin yüzde ellisi her gün Tayvan Boğazı’ndan geçiyor. Yarı iletken ürünlerin yüzde yetmişi Tayvan’da üretiliyor. Eğer bir kriz sonucunda Tayvan devre dışı kalırsa bunun dünyadaki her bir ülke için dramatik sonuçları olur” dedi.
Çin’in resmi yayın kuruluşu CCTV’ye göre Şi, Blinken’e Çin’in ‘ABD’nin çıkarlarına saygı duyduğunu ve ABD’ye meydan okumayacağını ya da onun yerini almaya niyetinin olmadığını’ ve Washington’un da ‘Çin’e saygı duyması ve Çin’in meşru hak ve çıkarlarına zarar vermemesi gerektiğini’ söyledi. Şi kasım ayında gerçekleşen G20 zirvesinde Biden ile görüşmesinin ardından da benzer açıklamalarda bulunmuştu.
Şi, Blinken’le görüşmesinde ayrıca ‘taraflardan hiçbirinin diğerini kendi isteklerine göre şekillendiremeyeceği gibi meşru kalkınma projelerinden de mahrum bırakamayacağını’ dile getirdi. Şi’nin ABD heyetine ‘iki tarafın da ilerleme kaydettiğini ve bazı spesifik konularda anlaşmaya varıldığını’ söylediği bildirildi.
Ukrayna konusunda Blinken, Çin’in Rusya’ya silah yardımı sağlamadığı yönündeki güvencelerinin hem ABD hem de Avrupalı liderler tarafından ‘takdirle karşılandığını’ söyledi. Blinken, Şi’nin Ukrayna’daki savaşa ‘adil’ ve ‘kalıcı’ bir son getirme çabalarından da memnun olduklarını belirtti. Yine de Çinli şirketlere yönelik endişelerinin devam ettiğini belirten Blinken, Çin’in Rusya’ya silah satmayacağı güvencesi verdiğini söyledi.
ABD ve Çin ekonomilerinin birbirinden ayrılmasının ili ülke arasında her yıl 700 milyar dolarlık ticaret yapıldığı düşünüldüğünde ‘felaket’ olacağının altını çizen Blinken, “Biz ayrışmak değil, riski azaltmak istiyoruz” diyerek, ABD’nin çip ihracatı konusunda Çin’e kısıtlamalar getirmesine açıklama getirmeye çalıştı.