ABD, Lübnan’a sahte Roma mozaikleri mi gönderdi?
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, Biden yönetiminin bir yandan Çin ile ilişkileri geliştirmeyi bir yandan da ABD şirketlerinin Çin fabrikalarına bağımlılığını azaltmayı amaçladığı stratejisini test etmek üzere bu hafta Beijing'e gidecek.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, bu hafta Çin yolcusu. Yellen’in bu gezisi, ABD’nin Çin sektörüne yönelik yatırımlara yeni kısıtlamalar getirmeye hazırlandığı bir dönemde gerçekleşiyor.
Bu gezinin bir diğer önemi ise Yellen’in hazine bakanlığı görevinden bu yana ilk kez Çin’e gidecek olması. Perşembe günü başlaması planlanan bu dört günlük ziyarette tarafların üst düzey görüşmelerini artırmak yönünde adımlar atmak ve ilişkilerin kötüleşmesini durdurmak amacıyla çok sayıda görüşme yapması bekleniyor.
Yellen’in gündeminde küresel ekonomi, gelişmekte olan ülkelerin borçlarının hafifletilmesi ve iklim değişikliği gibi konularda potansiyel işbirlikleri yer alıyor.
Öte yandan görüşmelerin ne kadar akıcı geçeceği de muamma. Özellikle ABD yönetiminin Çin ile olan ticari ilişkilerini ‘riskten arındırma’ planları konusunda taraflar arasında gerilim yaşanabilir. ABD, stratejik olarak önemli malzemeler, yarı iletkenler, ilaçlar ve elektrikli araç pillerinin üretimi için daha dostane ilişkiler içinde olduğu ülkelere güvenmek istiyor.
Çin Başbakanı Li Qiang ise geçen hafta Tianjin’de yaptığı konuşmada Batı’nın Çin’in küresel tedarik zincirlerindeki rolünü küçültme çabalarını eleştirmiş ve karşılıklı bağımlılığın ‘kötü bir şey değil, aksine iyi bir şey olduğunu’ söylemişti.
Obama yönetiminde ABD-Çin arasındaki finansal görüşmelerin koordine edilmesine yardımcı olan David Loevinger Washington Post’a, “ABD, Çin’i sınırlamaya çalışmadığını söyleyebilir. Ancak bu sadece Çin hükümetinin değil, Çin halkının da farkında olduğu bir yaklaşım” dedi.
Üst düzey bir Hazine Bakanlığı yetkilisi, Yellen’in daha önce nisan ayında yaptığı konuşmada dile getirdiği, “İlişkilere ulusal güvenlik kaygıları hakim olsa bile dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ekonomik bağlar korunmalı” sözlerini bu ziyarette daha derinlemesine ele almayı planladığını belirtiyor.
Kasım ayında Endonezya’nın Bali kentinde düzenlenen G-20 zirvesinde Biden ve Şi’nin bir araya gelmesinin ardından bu yılın başlarında ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin’e bir ziyaret düzenleyecekti. Ancak o ziyaret, şubat ayında Çin’e ait casus balonun ABD’de tespit edilmesinin ardından iptal edilmişti.
Blinken iptal edilen ziyaretini haziran ayında gerçekleştirerek, Biden’ın ABD’nin başına geçmesinden bu yana Beijing’e giden en üst düzey ABD’li yetkili oldu. Blinken ziyareti sırasında Şi de dahil olmak üzere üst düzey yetkililerle bir araya gelmiş, bu görüşmelerde üst düzey yetkililerin karşılıklı ziyaretlerde bulunması konusunda mutabık kalınmıştı.
Bu çerçevede Biden’ın Özel İklim Elçisi John F. Kerry ve Ticaret Bakanı Gina Raimondo’nun da bu yıl içinde Beijing’i ziyaret etmesi bekleniyor.
Yellen’in Beijing’deyken Çin’de faaliyet gösteren ABD’li şirketlerle bir araya gelmeyi ve, ‘Çin halkıyla doğrudan temas kurmayı’ planladığı da belirtiliyor. Yellen’in amaçlarından biri de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in yeni ekibinin artan ekonomik zorluklarla nasıl başa çıktığına dair fikir edinmekmiş.
Şi’nin katı ‘sıfır vaka’ duruşunun gevşetilmesinin ardından ilk çeyrekte yükselen Çin büyümesi son haftalarda yeniden durgunlaştı. Bu durum hem yurt içinde hem de yurt dışında kendini gösteriyor. Yüksek faiz oranları ABD ve Avrupa ekonomilerini yavaşlatırken, Çin’in ihracat talepleri de haziran ayında önceki ayın ardından bir kez daha daraldı.
Çin’in para birimi yuan, 2008 ekonomik krizinden bu yana ABD doları karşısında en düşük seviyeye yaklaşıyor. Son yıllarda muazzam miktarda yatırım alan emlak sektörü de artık büyümeye yön vermiyor. Çin’in çalışma çağındaki nüfusu azalmaya devam ettiğinden mevcut tablo da olumsuz bir etki oluşturuyor.