Rusya ve Ukrayna birbirini suçluyor: Zaporijya Nükleer Santrali’ne saldırı yapacaklar
ABD ve Japonya uzaya nükleer silah konmasını yasaklayacak tasarıyı BMGK'nın 15 üyesine sundu ama Rusya ve Çin kararı veto etti. Rusya bu konunun gündeme getirilmesini 'kirli oyun' olarak niteledi, yasaklanacaksa tüm silahların yasaklanmasını istedi.
Rusya son aylarda ABD’yi en çok geren konuların başında gelen “uzaya nükleer silah yerleştirme” endişesinin yeniden tetiklenmesine neden olacak şekilde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) “uzaya nükleer silah yerleştirilmesi” içerikli tasarıyı veto etti. Tasarı ABD ve Japonya tarafından hazırlanmıştı ve içeriği zaten 1967’de imzalanan uluslararası anlaşmayla yasaklanmış olan nükleer silah gibi kitle imha silahlarının geliştirilmemesi ve uzayda konuşlandırılmaması yönündeydi.
Neden böyle bir tasarı BMGK’nın gündemine alındı çok da şaşırmamak gerekiyor. Filmi biraz geriye, iki ay kadar önceye sarmamız gerekiyor. ABD’nin Ukrayna’ya yardım paketini onaylamasının acil olduğunu anlatmak için ABD’li bir siyasetçi, Rusya’nın alçak yörüngeye nükleer silah yerleştirerek kendisine ait olmayan bütün uyduları hedefi haline getireceğini, dolayısıyla bir an önce durdurulması gerektiğini savunmuştu.
Uyduların vurulması ülkelerarası iletişimde kopukluklar yaşanması, istihbarat çalışmalarının yetersiz kalması ve bilimsel çalışmaların aksaması anlamına geliyor. ABD ve diğer ülkelerin henüz böyle bir teknolojiye sahip olmadığı belirtiliyor ama ABD’ye göre Rusya bu alanda çalışmalar yürütüyor ve diğer ülkelerden önce böyle bir hamle yaparsa başta ABD olmak üzere dünyanın büyük kısmının karanlıkta kalmasına neden olabilir. ABD, konunun kamuoyuna taşınmasının ardından Çin ve Hindistan gibi Rusya ile ilişkilerini kesmemiş ülkelerden destek isteyerek Rusya’yı baskılamak istedi.
BMGK’da bu konunun görüşülmesi de tam olarak bu baskı hareketinin bir parçası. BMGK’da alınan kararların bir bağlayıcılığı var, örneğin bir ülke BMGK’da alınan karara uymazsa yaptırıma uğrayabiliyor. Ama kurulun beş daimi üyesi var ve bu beş üyeden herhangi birinin veto ettiği tasarı kuruldan geçemiyor. Tahmin edin daimi üyelerden biri kim?
5’i daimi 15 üyeli konseydeki oylamada 13 üye evet oyu verirken, Rusya ve Çin çekimser oy kullandı. Rusya böyle bir konunun kurulda gündeme getirilmesini “kirli gösteri” olarak niteledi.
ABD’nin BM Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Rusya’nın tasarıyı veto etmesini başka şekillerde yorumladı. “Bugün Rusya’nın aldığı veto kararı akla şu soruyu getiriyor: Neden? Eğer kurallara uyuyorsanız bunu teyit edecek bir kararı neden desteklemiyorsunuz? Ne saklıyor olabilirsiniz?” Rusya’nın BM Büyükelçisi Vasili Nebenziya kararın “saçma ve siyasi amaçlı” olduğunu söyledi ve teknolojide uzaya silah konuşlandırılmasının yasaklanmasını gerektirecek kadar ileri gidilmediğini söyledi.
Rusya ve Çin evet oyu vermek yerine; uzaya çıkma yeteneği olan ülkeler öncelikli olmak üzere hiçbir ülkenin uzaya silah yerleştirmemesi yönünde çağrı yapıldı. Madem bir karar alınacaktı, öyleyse “nükleer” ya da “normal” silah diye ayırmamak gerekiyordu, bütün silahlar yasaklanmalıydı.
Buna da ABD karşı çıktı; oylamadan sonra Rus Temsilci Nebenziya “Biz yalnızca kitle imha silahlarının değil, hiçbir silahın uzaya yerleştirilmemesini istiyoruz. Ama siz bunu istemiyorsunuz. Ben de size aynı soruyu yönelteyim öyleyse: Neden?” diye tepki gösterdi. Nebenziya sözlerinin devamında ABD ve Japonya’nın yakın zamanda uzaya silah yerleştirme planını açıkladıklarını hatırlatarak sorunun cevabının zaten ortada olduğunu söyledi.
ABD temsilcisi ise dünyanın uzayda meydana gelecek bir nükleer patlamanın ne türden felaketlere neden olacağının daha yeni yeni anlaşılmaya başladığını belirtiyor. Böyle bir patlama dünyanın dört bir yanındaki uyduları tehlikeye atabilir. Uydular sadece başka bir ülkeyi gözlemleme amacı taşımıyor; bilimsel çalışmalarda, hava durumu tahminlerinde de yine uydu verilerinden faydalanılıyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD ortalığı ilk velveleye verdiğinde böyle bir çalışmalarının olmadığını belirtse de hemen ardından nükleer kapasiteli bombardıman uçağı Tu-160M’i 30 dakika uçurmuştu.