Türkan Elçi’nin ailesine ait kafeye saldırıda 5 gözaltı daha
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen 7 Haziran'da başkent Kopenhag'da uğradığı saldırının etkisinden kurtulamadı. Yumruklu saldırının ardından başbakan hedefin kendisi değil oturduğu makam olabileceğini söyledi.
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri aşırı sağın el yükselttiği Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri öncesinde siyasilere yönelik artan şiddetle manşetlerde yerini alıyordu. Almanya’da aşırı sağcı yerel politikacılara saldırı ve suikast girişimleri kendinden bahsettirirken gözler bir anda Slovakya’ya dönmüştü. Slovakya’nın aşırı sağcı ve Rus yanlısı Başbakanı Robert Fico 15 Mayıs’ta ülkenin Prievidza bölgesine bağlı Handlova kasabasında karnından vurulmuştu. Günlerce yoğun bakımda kalan ve ölümün kıyısından dönen Fico geçen hafta kameralar karşısında saldırganı affettiğini söylemişti. Böyle ağır bir saldırıdan kurtulmayı başaran Fico saldırganı affetti ama Danimarka Başbakanı Metter Frederiksen görece daha hafif bir saldırıyı daha ağır yaşıyor.
Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen geçen hafta Kopenhag’da bir meydanda saldırıya uğramasından bu yana verdiği ilk röportajda hala “iyi olmadığını” ancak toparlanmak için mücadele edeceğini söyledi. 46 yaşındaki Frederiksen geçen hafta yumruklu bir saldırının hedefi olmuştu. Başbakana doğru yürüyüp onu ittikten sonra koluna yumruk atan saldırgan gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan kişinin 46 yaşında bir Polonyalı olduğu açıklanmıştı.
Frederiksen saldırının ardından ilk röportajında iyi olmadığını söyledi. “Henüz kendime gelemedim” diyen başbakan “Birinin sahip olduğunuz son fiziksel sınırı aşması çok korkutucuydu. Bunda biraz şok ve şaşkınlık var” ifadesini kullandı.
Frederiksen “muhtemelen başka birçok şeyin birikimiydi. Özellikle Ortadoğu’daki savaştan bu yana sosyal medyada uzun bir süredir yapılan tehditler daha da kötüleşti. Belki de bardağı taşıran son damlaydı” diye konuştu.
Birey olarak hedefin kendisi değil daha çok sahip olduğu unvan olduğunu vurgulayan Başbakan “Başbakanın endişe duymadan bisikletle işe gidebileceği bir Danimarka’yı tercih ederim. Ben özümde Mette’yim, ama ülkenin başbakanıyım. Dolayısıyla (başbakanlık) polis gibi saldırmamanız gereken bir kurum” dedi.
AP seçimleri öncesinde genel olarak aşırı sağcıları hedef alan saldırıları takip eden Frederiksen olayı yine aynı perspektifle dikkat çekiyor. Sosyal Demokrat Parti’nin lideri olan Frederiksen merkez sol çizgide bir siyaset yürütse de aşırı sağın öne çıktığı AP seçimleri öncesinde göçmenler konusunda sağ politikaya göz kırpıyordu.
Birkaç ay önce Financial Times’a verdiği bir röportajda Frederiksen Avrupa’daki “sol’un göç konusunda daha sert olması gerektiğini” savunmuş, ülke içinde izleyecekleri sağlam göç politikasının Avrupa çapında destek göreceğinin garanti olduğunu öne öne sürmüştü. Gerçekten de 6 Mayıs’ta Kopenhag’da hükümetinin ev sahibi olduğu uluslararası göç konferansında “son derece işlevsiz” bulunan mevcut AB sığınma sistemi gündemin üst sıralarında yer almıştı.
Frederiksen’in göç politikalarının sertleştirilmesi ısrarının aşırı sağın yükselişinden kaynaklandığı yorumları yapılmıştı.
Analistlere göre Frederiksen strateji olarak sağcı Danimarka Halk Partisi’nin politikalarını benimsedi. Zaten ülkede 2022 yılında yapılan seçimlerde 44 yıl sonra bir ilk yaşanmış ve sağ ile solun beraber olduğu bir koalisyon kurulmuştu. Bu da, her ne kadar koalisyonun bir parçası olmasa da iki taraf arasında oluşan köprüyle Danimarka Halk Partisi’nin etki alanını da genişleten bir unsurdu.
Ülkedeki genel seçimlerin ardından Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen sağ ve sol partilerin bir araya gelerek oluşturduğu “orta yol koalisyon” hükümetinin üyelerini açıklamıştı. Frederiksen’in 42 gün süren müzakerelerin ardından kurulduğunu açıkladığı koalisyon hükümeti sol görüşlü Sosyal Demokrat Parti, merkez sağ Liberal Parti ve merkeziyetçi Ilımlı Parti’den oluşuyor. “Orta yol koalisyon” hükümetinde 23 bakandan sekizi kadın. Bakanların 11’i Frederiksen’in liderliğini yaptığı Sosyal Demokrat Parti, yedisi merkez sağ Liberal Parti, beşi ise merkeziyetçi Ilımlı Partiden.
Koalisyondaki üç parti 179 koltuklu parlamentoda 89 koltuğa sahip. Danimarka’da Sosyal Demokrat Parti ve Liberal Parti en son 1978’de koalisyon kurmuştu.