Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Macaristan dönüşünde gazetecilere Rus lider Putin ile 'Eylülde fırsat bulunursa' görüşebileceklerini söyledi. Erdoğan, İsveç'in NATO üyeliği konusunda Cumhur İttifakı ile müzakere etmeden karar almadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, günübirlik ziyaret gerçekleştirdiği Macaristan’dan dönüşte uçaktaki gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, dış politika üzerine birtakım değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan’a Rusya’nın Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan çekilmesine rağmen Ukrayna’nın Odesa limanından Hong Kong bandıralı bir konteynerin ‘insani koridor’ üzerinden ayrılması hatırlatıldı. Rusya anlaşmadan çekilmesinin ardından Ukrayna limanına girip çıkan tüm gemilerin ‘düşman gemisi’ olarak kabul edileceğini ve ona göre tavır alınacağını duyurmuştu. Bunun üzerine iki hafta önce Türk ticaret gemisi Şükrü Ozan’a uyarı ateşi açılması, gemi sahipleri için Karadeniz’in tehlikeli sular haline geldiğinin açık bir göstergesi oldu.
Erdoğan’a dönüşünde eşlik eden gazeteciler Karadeniz’i güvenli hale getirebilecek tahıl anlaşmasının yeniden başlatılmasının sağlanması için nasıl bir yol izleneceğini sordu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılacak görüşmelerle tahıl koridoru meselesindeki tavrını yumuşatmayı amaçladıklarını söyleyen Erdoğan, “Eylül ayı içerisinde Hindistan’da G-20 toplantısı, ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu yoğunluk içerisinde fırsat bulursak Sayın Putin ile yüz yüze bir araya gelip konuşacağız” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yakın bir zamanda Rusya seyahati yapabileceğini söyleyen Erdoğan, “Çünkü bu işin yüz yüze olması büyük önem arz ediyor ve bu şekilde netice almak çok daha isabetli olacaktır” diye belirtti.
Ukrayna’nın eski İçişleri Bakanı Yardımcısı Anton Gerashchenko ise sosyal medya hesabı üzerinden Erdoğan’ın Putin ile görüşme sözlerine değinerek, “Erdoğan ve Putin görüşmesi gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. Yakın bir zamanda görüşmeleri bekleniyordu. Şimdiyse ‘fırsat bulurlarsa’ eylül ayında görüşecekler. Erdoğan olası görüşmenin yerini bile belirtmedi. Daha önce Putin’in Orta Afrika Cumhuriyeti’ndeki BRICS zirvesine gitmeyeceği açıklanmıştı. Giderek daha toksik biri haline geliyor. Görünen o ki Putin’in ziyaret edebileceği tek yer Lahey” yorumunda bulundu.
Information appeared that the meeting of Turkish President Recep Tayyip Erdogan and Putin will not take place. It was supposed to happen in the near future.
Now, "if we find the opportunity," it will happen in September – Erdogan. He did not specify the location of the possible… pic.twitter.com/T3itovAcOE
— Anton Gerashchenko (@Gerashchenko_en) August 21, 2023
Putin, geçen ay Hindistan’da gerçekleşen Şanghay İşbirliği Örgütü toplantısına da videokonferans aracılığıyla katılmak zorunda kalmıştı. NATO’nun doğu ülkeleri arasındaki bir versiyonu olarak görülen ŞİÖ, Wagner’in kısa süreli isyanından sonra düzenlenmişti. Öte yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından Putin için çıkarılan tutuklama kararından beri Putin, şimdiye kadar UCM’de imzası olan herhangi bir ülkeyi ziyaret etmedi.
Bugün yapılacak BRICS toplantısına Putin’in uzaktan katılacağı bildirildi. Putin’in BRICS’e nasıl katılacağı meselesi çok uzun süre konuşulmuş, Batı zirvenin gerçekleşeceği Güney Afrika’ya tabiri yerindeyse Putin’i tutuklaması için baskı uygulamıştı. Putin’in eylüldeki G20 toplantısına katılmayacağı ise şimdiden kesin; çünkü Ukrayna savaşı başladığından beri Putin ne G8 ne de G20 toplantılarına davet ediliyor.
Ukrayna savaşının bundan sonraki sürecinde Türkiye’nin arabuluculuğunda bir kez daha barış görüşmesinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda ise Erdoğan, “Biz ona gayret ediyoruz, temennimiz odur. Yani Zelenski’nin gelişi, onunla yaptığımız görüşmeler, aynı zamanda NATO Liderler Zirvesi’nde yaptığımız görüşmelerde bunları etraflıca konuştuk. Temennim o ki iki liderin burada bizim arabuluculuğumuza eyvallah etmesiyle netice alırız” cevabını verdi.
Zelenski’nin Türkiye ziyareti sırasında Erdoğan’ın Ukrayna’nın NATO üyeliğine sıcak baktığını söylemesi ve savaş bitene kadar Türkiye’de kalması taahhüdüyle serbest bırakılan 5 Azov komutanını ülkesine göndermesi, Rusya cephesinde sert bir tepkiyle karşılanmıştı.
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği meselesine de değinen Erdoğan, gelecek yılın ikinci yarısında Macaristan’ın AB dönem başkanlığını alacağını belirterek, “Temenni ederiz ki o süreçte çok daha farklı adımları atabiliriz. Macaristan, Türkiye’ye tarihi itibarıyla farklı bakışlarla yakın bir ülke ve bu yakınlığını da ortaya koyduğu tavırlarla ispat ediyor. İlişkilerimiz gayet iyi, ticaret hacmimizi 3,4 milyar dolardan 6’ya çıkarma gibi hedefimiz var. Bu olur mu? Olur. Bizim şu anda inşaat firmalarımızın Macaristan’da ciddi yatırımları var. Sürekli de bu gelişiyor. İnşallah bu gelişme daha da güzel günlere vesile olacaktır, ben buna inanıyorum” dedi.
Macaristan’ın dönem başkanlığında Türkiye ile olumlu bir gelişme yaşanıp yaşanmayacağı sorusuna Erdoğan, “Olumlu gelişmeler şüphesiz ki olabilir. Fakat dönem başkanı olmak neticeyi getirmiyor. Neticeyi getirebilmek için her şeyden önce üye ülkelerin vereceği destek önemli” yanıtını verdi.
Nijer’de 26 Temmuz yapılan darbe sonucunda Batı Afrika ekonomi birliği ECOWAS, askeri müdahalede bulunmak için ‘ihtiyat kuvveti’ni hazırda bekletiyor. Erdoğan’a Nijer’deki durumu hatırlatan gazeteciler, Türkiye’nin bu konudaki tavrının nasıl olacağını sordu. Dışişleri Bakanlığı’nın Nijer meselesinde ‘anahtar rolü nasıl oynayabileceği üzerinde düşündüklerini’ dile getiren Erdoğan, “Nijer’i de bir çözüme kavuşturmamız lazım. Dost ve kardeş ülke Nijer’in de en kısa zamanda anayasal düzene, demokratik bir yönetime kavuşmasını ümit ediyorum” dedi.
ECOWAS’ın askeri müdahale kararını doğru bulmadığını belirten Erdoğan, “Mali ve Burkina Faso da Nijer’e böylesi bir askeri müdahalenin kendilerine karşı savaş açmak olduğu uyarısında bulundu. Nijer’e yapılacak askeri müdahale, istikrarsızlığın Afrika’nın birçok ülkesine dağılması demek olur. En kısa zamanda Nijer’de toplumsal barışın ve istikrarın yeniden tesis edilmesini temenni ediyorum. İnanıyorum ki Nijer halkı demokrasiye sahip çıkarak, en kısa zamanda seçime gidecektir” diye belirtti.
Türkiye seçim sonrası Batı gündeminde daha çok İsveç’in NATO üyeliğini onaylayıp onaylamayacağı sorusuyla yer buldu. Temmuz ayında Vilnius’ta yapılan NATO zirvesinde de gözler Erdoğan ile İsveç Başbakanı Ulf Kristersson arasındaki görüşmedeydi. Görüşme sonrası Erdoğan, konunun TBMM’ye taşınacağını söyleyerek İsveç için heyecanı artırmıştı.
Gazeteciler İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili sürecin TBMM’de gündeme geldiğinde nasıl bir tutum takınılacağı sorusuna Erdoğan, “İsveç’in NATO’ya katılım protokollerinin TBMM’ye gönderilmesi ve sürecin Meclis’ten hızlı şekilde geçmesi, İsveç’in verdiği sözlere sadık kalmasıyla doğru orantılı. Bu işin kararını parlamentomuz verecek. Bu konu parlamentomuzda, komisyonlarda ne kadar görüşülür, buralardan ne kadar zamanda geçer onu bilemeyiz. İsveç’in her şeyden önce Stockholm caddelerine sahip çıkması lazım. Eğer Stockholm caddelerine sahip çıkmazsa, bizim kutsalımıza, kutsallarımıza bu saldırılar devam ederse kusura bakmasınlar” dedi.
İsveç’te Kuran yakma eylemleri ile terör örgütü PKK destekçilerinin yaptığı provokasyonlar devam ediyor. En son iki hafta önce Stockholm’de Erdoğan’a benzer bir mankenin eline LGBTİQ+ bayrağı tutuşturulmuş ve bu hareket Dışişleri Bakanlığı tarafından sert bir şekilde kınanmıştı.
Öte yandan Kuran yakma eylemleri sadece İsveç’te değil, Hollanda ve Danimarka gibi ülkelerde de devam ediyor. Hatta dün, Türkiye ve İslam’ın yaygın bir inanç olduğu diğer ülkelerin büyükelçilikleri önünde ya da yakınında yapılan Kuran yakma eylemlerine karşı Dışişleri Bakanlığı tarafından Danimarka’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı ve Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği Elçi-Müsteşarı çağrıldı ve durumdan duyulan rahatsızlık dile getirildi.
Erdoğan İsveç meselesinin MHP ile görüşülüp görüşülmediği konusunda ise, “Tabii ki Cumhur İttifakı’nın kendine ait bazı ilkeleri var. Bütün bunları Devlet Bey ile ve diğer arkadaşlarımızla müzakere etmeden ben de adım atmam. Görüşmelerimizi yaparız, ondan sonra da gereği neyse onu yaparız” ifadelerini dile getirdi.