Var olmaması gereken sikkenin gizemi
Eski Peru diktatörü Alberto Fujimori 2017'de hakkında verilen af kararının Anayasa Mahkemesi tarafından onaylanması üzerine 16 yıl sonra cezaevinden çıktı.
Peru’nun Japon asıllı eski Devlet Başkanı 85 yaşındaki Alberto Fujimori tüm tartışmalara rağmen tutulduğu cezaevinden serbest bırakıldı. Fujimori 1990’lı yıllarda iktidarda olduğu sırada 25 kişiyi öldürmek, askeri ölüm mangası kurmakla, yerli kadınların zorla kısırlaştırmak gibi insan hakları ihlallerinin yanı sıra yolsuzlukla da suçlanmış ve mahkum edilmişti. Her ne kadar 25 kişinin ölümünden sorumlu tutulsa da, insan hakları örgütlerine göre Fujimori iktidarında sol örgüt mensuplarıyla yaşanan şiddet olaylarında 70 bin kişi öldü veya kayboldu.
İşte bu nedenle Fujimori’nin serbest bırakılması Peru’da büyük tepki topladı.
Fujimori’nin insan hakları ihlalleri nedeniyle 25 yıllık hapis cezasını çekmekte olduğu başkent Lima’daki cezaevinden çıkışı görüntülendi. “İnsani af” ile serbest bırakılması daha önce de çokça gündeme gelen Fujimori’nin kalp rahatsızlıkları olduğu biliniyor. 2017 yılında büyük tepki çeken af kararında eski liderin sağlık raporunun “sahte” olduğu iddia edilmişti. Ancak o zamana kıyasla yaşı epey ilerleyen Fujimori cezaevinden çıkarken epey solgun ve zayıf göründü. Yüzünde maske, burnunda nefes almasını kolaylaştıracak tıbbi aparat bulunan eski lideri cezaevi çıkışında avukatı, iki çocuğu (Kenji ve Keiko Fujimori) karşıladı.
Serbest bırakılmasına tepkiler olsa da onu destekleyenler de vardı ve Fujimori tezahüratlar eşliğinde arabaya binerek uzaklaştı.
Peru’nun eski diktatörü Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi’nin serbest bırakılmasının ertelenmesi talebine rağmen ülkenin en yüksek mahkemesinin af kararının ardından hapisten çıktı.
Karar Peru Anayasa Mahkemesi’nin Salı günü Fujimori’nin serbest bırakılmasına hükmettiği ve uzun süredir devam eden hukuki sürecin son bölümüydü.
Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi’nin “emri uygulamaktan kaçınmasını” istemesine rağmen Peru hükümeti imzacısı olduğu uluslararası mahkemeyi yok sayarak bu kararı aldı. Fujimori’nin insan hakları suçlarından mahkum olması nedeniyle affedilemeyeceği mahkeme tarafından ülkeye defalarca bildirilmişti. Anayasa Mahkemesi’nin kararı Fujimori’ye 2017 Noel arifesinde verilen ve Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi’nin baskısı nedeniyle bozulan tartışmalı insani affın uygulanması için 2022’de yaptığı başvurunun onaylanmasıyla gerçekleşti.
Fujimori Peru’da son derece ayrıştırıcı bir figür olarak var oldu, böyle anılmaya da devam ediyor. 1990’lardaki otokratik dönemi ülkede kalıcı ve travmatik bir miras bıraktı. Destekçileri onu Maoist Aydınlık Yol hareketinin “kökünü kazıdığı” ve hiperenflasyonun ardından ekonomiyi yeniden rayına oturttuğu için övüyor. Diğerleri ise “kökünü kazıma” yöntemlerinin neden olduğu insanlık suçlarıyla ve yolsuzluğun damga vurduğu on yıllık iktidarı boyunca demir yumruklu bir diktatör olduğu için eleştiriyor.
BM insan hakları ofisi mahkemenin kararını “hesap verilebilirlik açısından kaygı verici bir gerileme” olarak nitelendirdi.
ABD merkezli Washington Office on Latin America’da kıdemli araştırmacı Jo-Marie Burt X platformu üzerindeki açıklamasında “Alberto Fujimori’yi serbest bırakmak için Peru’da demokrasiyi ortadan kaldırmak zorunda kaldılar” dedi.
Kardeşi Fujimori’nin ölüm timince öldürüldüğünde henüz üniversite öğrencisi olan Gisela Ortiz “Kurban yakınları olarak… acı, öfke ve ikinci sınıf vatandaş olma duygusunu yaşıyoruz” diye yakındı. “Suçlunun hak edilmemiş özgürlüğü haklarımıza tercih edildi” diye ekledi.
Fujimori ordunun ölüm mangası Grupo Colina’nın yaptığı iki katliamın emrini vermekten suçlu bulunmuştu. Bu iki katliamdan ilki 1991 yılında başkentin yoksul Barrios Altos mahallesinde meydana gelmiş, kar maskeli askerler aralarında sekiz yaşında bir çocuğun da olduğu 15 mahalle sakinini öldürmüştü. 1992 yılında aynı gizli askeri birlik Enrique Guzmán ve Valle Üniversitesi’nden aralarında Ortiz’in kardeşi Luis Enrique’nin de bulunduğu dokuz öğrenci ve bir profesörü kaçırarak öldürdü. Kaçırılanların yanmış cesetleri boş bir arazide bulundu ve adli tıp uzmanları onların işkence görüp enselerinden vurulduğunu açıkladı.
Fujimori’ye karşı açılan davanın mahkemeye taşınması yıllar aldı. Eski lider 2000 yılında üçüncü dönemine başlarken istihbarat şefi Vladimiro Montesinos’un milletvekillerine yığınla nakit rüşvet verdiğini gösteren videoların sızmasının ardından köklerinin olduğu Japonya’dan faks çekerek istifa etti. Japonya’da geçirdiği beş yılın ardından Şili’ye gitti, 2006 seçimlerinde Peru’dan adaylığını koymayı planladı, kazanacağına dair ümidi de vardı ancak evdeki hesap çarşıya uymadı: 2007 yılında tutuklandı ve Peru’ya iade edildi. Yargılanması insan hakları aktivistleri tarafından adalet ve cezasızlığa karşı mücadelede dönüm noktası olarak görüldü, destekçileri ise bunu “rezalet” olarak değerlendirdi.
Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi’nin talebini yerine getirmek yerine mahkeme kararına uyan Devlet Başkanı Dina Boluarte’nin hükümeti, Aralık 2022 ve Ocak 2023’te iki aydan fazla süren ve en az 60 kişinin öldüğü hükümet karşıtı protestolara verdiği ölümcül yanıtın ardından insan hakları ihlalleri ve “aşırı güç kullanımı” suçlamasıyla karşı karşıya.
Eski Peru Cumhurbaşkanı Pedro Castillo hükümeti devirmekle suçladığı Kongre tarafından “temel ahlaki yetersizlik” suçlamasıyla geçen yıl görevden azledilmişti. Castillo’nun görevinden alınması kararı 7 Aralık’taki genel kurul toplantısında altı aleyhte, 10 çekimser oya karşı 101 lehte oyla kabul edilmişti.
Castillo’nun Cumhurbaşkanı Yardımcısı Boluarte, Castillo’nun görevinden alınmasının ardından ülkenin yeni cumhurbaşkanı olarak 8 Aralık’ta yemin etmişti.
Castillo’nun görevinden azlinin ardından çıkan olaylarda en az 66 kişi ölmüş, 600’den fazla kişi yaralanmıştı.
Peru’da o kadar çok eski başkan suçlu bulundu ki onlar için özel bir cezaevi kurmak zorunda kalındı.
O cezaevi Fujimori’nin çıkarken görüntülendiği Barbadillo hapishanesi. Lima’nın eteklerinde işçi sınıfının yaşadığı bir mahallede, polis akademisi arazisinde yer alıyor. Peru’nun standart hapishanelerindeki şiddet ve aşırı kalabalık nedeniyle polis yerleşkesinin bir kısmı küçük apartman birimlerine benzeyen, özel olarak inşa edilmiş üç hücreden oluşan bir tür VIP hapishanesine dönüştürülmüştü.
Barbadillo’nun ilk mahkumu eski Başkan Alberto Fujimori oldu. Şili’den iade edildiği 2007 yılında bu cezaevine yerleştirilmişti.
Eski Başkan Pedro Castillo geçen aralık ayında aynı cezaevine gönderildi.
2000’li yılların başında başkanlık yaptığı dönemde kara para aklama suçlamasıyla karşı karşıya kalan Alejandro Toledo ise nisan ayında bu cezaevine girdi.