İlk kez yuan kullandılar: Çin devlet şirketinden Fransız şirketine ödeme
Dışişleri Bakanı Fidan üç gün süren Çin ziyaretinden sonra Rusya'ya gitti. Burada katılmaya sıcak baktıklarını söylediği BRICS toplantısına katılacak olan Fidan, öncesinde Rus yetkililerle görüştü, işbirliği yönünde olumlu mesajlar verildi.
Çin’e dışişleri bakanı olarak ilk ziyaretini geçen hafta yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın yolu bugün de Rusya’ya uzandı. Çin ziyaretinin ilk gününde bu hafta BRICS’in dışişleri bakanları toplantısına katılacağını zaten açıklamış olan Fidan batı bloğuna karşı alternatif bir güç olmayı amaçlayan ittifaka katılmaya sıcak baktıklarının altını çizmişti. Bunun üzerine Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov Türkiye’yi BRICS’te görmekten memnun olacaklarını söylemişti.
Dün sadece üye devletlerin katılımlarıyla Rusya’nın Nijniy Novgorod kentinde düzenlenen toplantıda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ittifakın büyümeye devam ettiğini vurgulayarak “Bu çok kutuplu dünya düzeninin oluşması sürecinin kanıtı. Küresel açıdan önemli siyasi kararların alınmasına yönelik Güney ve Doğu devletlerinin yer aldığı yeni merkezler oluşuyor. Bu ülkeler devletlerin egemen eşitliğine ve medeniyet çeşitliliğine dayalı daha adil bir düzen savunuyor” demişti.
Küresel Güney’in G20’ye tepki olarak doğan BRICS’e ilgi göstermesinin ardında tamamen Batı’nın tahakkümü altındaki IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlara bir alternatif olarak seçim yapabilme özgürlüğüne sahip olma arzusu yatıyor. Bugüne kadar bu kurumların en büyük müşterileri kendileri olsa da daha görünür olamamaktan da şikayetçiler.
Dünkü toplantı üye ülkelere özel olduğu için Fidan katılamadı ama bugün üye olmayan ülkelerin dışişleri bakanlarıyla yapılacak genişletilmiş toplantıda yerini alacak. Uzmanlar Ankara’nın Avrupa Birliği’nde yakın zamanda gelecek görmediği ve BRICS içinde ekonomik umut vadeden ülkeler olması sebebiyle BRICS’e sıcak baktığını düşünüyor. BRICS’e girmek Ankara’ya yeni işbirliklerinin kapısını açabileceği gibi Batı’nın yaptırımlarına karşı da yeni bir duvar örebilir.
Bu arada Fidan’ın ziyaretinin ilk günü boş geçmedi. Önce Ahıska Türkleriyle görüşen Fidan bir zamanlar Rusya savunma bakanı, şimdilerde güvenlik konseyi sekreteri olan Sergey Şoygu ve Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narışkin ile görüştü.
Şoygu ile görüşmede Rus yetkili “Güvenlik konseyleri düzeyinde Rusya-Türkiye temaslarını artırmaya hazırım. Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve uygun bir zamanda Rusya’ya ziyaretini beklediğim Milli Güvenlik Kurulu Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’na selamlarımı iletiyorum. (Bu yıl) üçüncü çeyrekte Moskova veya Ankara’da güvenlik konularında kapsamlı ikili istişareler öneriyorum” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bir süredir Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Aslında ziyaretin şubat ayında yapılması planlanıyordu ama sonra iki ülkede de seçim olduğu öne sürülerek görüşmeler ileri tarihe atıldı. Putin ilk ziyaretini Türkiye yerine Çin’e yaptı, sonra da Özbekistan’a giden Rus liderin programında Vietnam ve Kuzey Kore olduğu tahmin ediliyor. Türkiye için ise “hazırlıkların devam ettiği” söyleniyor. Yani görüşmeler bilinmeyen bir tarihe ertelenmiş durumda.
Türkiye her ne kadar BRICS’e katılmaya sıcak baktığını söylese de Batı’dan tamamen kopma gibi bir amacı olmadığını Fidan’ın Rusya’dan sonra 13 Haziran’da İtalya’da başlayacak G7 zirvesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a eşlik edecek olmasından anlıyoruz.
BRICS aslında ilk olarak 2006’da Güney Afrika gelmeden önce “BRIC” ismiyle kuruldu. 2010’da Güney Afrika da gelince isme South Africa’nın S’si eklendi. Grup, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’nın zengin ülkelerinin siyasi ve ekonomik gücüne meydan okumak için gelişmekte olan ülkeleri bir araya getirmek üzere tasarlandı.
Genişletilmiş grubun toplam nüfusu yaklaşık 3,5 milyar ediyor, yani dünya nüfusunun yüzde 45’ini kapsıyor. Zaten dünyanın en kalabalık iki ülkesi olan Hindistan ve Çin toplamda iki milyardan fazla nüfusa sahip. Ayrıca ülkelerin ekonomilerinin toplam değeri 28,5 trilyon dolar ediyor. Bu da küresel ekonominin yüzde 28’ine tekabül ediyor. İran, Suudi Arabistan ve BAE’nin de dahil olmasıyla BRICS ülkeleri dünyadaki ham petrolün yaklaşık yüzde 44’ünü üretiyor.
Batı bloğu hükümetlere borç veren Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi kurumlara sahip. Bu kurumlar ülkelere borç veriyor vermesine ama sonrasında borçların dolar cinsinden ödenmesini istiyor. Sorun şu ki hükümetlere verilen paranın nasıl harcandığı iyi bir denetimden geçmediği için yozlaşmış yöneticiler parayı kendi çıkarları doğrultusunda kullanıp kalkınmaya ağırlık vermiyor. Sonrasında yönetim değişince ya da bir şekilde devrilince borcun yükünü çekmek ülke halkına ve yeni yönetime kalıyor. IMF ve Dünya Bankası Batılı ülkelerin tahakkümü altında olduğu için gelişmekte olan ekonomiler, bu kurumların müşterisi olarak daha görünür ve temsil edilmek istiyor.
İşte BRICS bu noktada öne çıkıyor. Grup 2014 yılında ülkelerin altyapılarını güçlendirmesi için borç vermek üzere Yeni Kalkınma Bankası’nı kurdu. Banka 2022 yılının sonuna kadar gelişmekte olan ülkelere yeni yollar, köprüler, demiryolları ve su temini projeleri için yaklaşık 32 milyar dolar yardım verdi. Yeni Kalkınma Bankası’nın gelişmekte olan ülkelere bir diğer güzelliği ise doların hakimiyetini azaltmak istemesi. Özellikle Brezilya ve Rusya dolara alternatif bir para birimi oluşturulmasını istiyor. Çin ve Rusya’nın kendi aralarında yaptıkları alışverişlerde yuan-ruble kullanmaya neredeyse geçti sayılır.
2023 zirvesinde alternatif para birimine geçme konusu detaylıca konuşulmadı. Ama uzmanlar BRICS ülkelerinin ekonomileri birbirinden çok büyük farklar taşıdığı için ortak para birimi yaratmanın kendileri için de pratik olmayacağını söylüyor. Bununla birlikte gruba dahil olan ülkelerle uluslararası ticarette ödemelerini yaparken yeni bir para birimine geçmeyi ya da kripto kullanmayı düşünmeleri de ihtimal dahilinde.
Uzun lafın kısası BRICS, Batı odaklı dünya sahnesinde Küresel Güney’e daha bağımsız kararlar almalarını sağlayacak bir kapı açıyor.