3 saatlik MGK’da yurt içi ve yurt dışı tehlikeler vurgusu
Dışişleri Bakanı Fidan, Savunma Bakanı Güler ve MİT başkanı Kalın'dan oluşan heyet Erdoğan'ın Nisan'daki ziyareti öncesinde yine Bağdat'a gitti. Görüşme sonrası iki ülke ortak bildiri yayımladı, Irak ilk kez PKK'yı yasaklı örgütler listesine aldı.
Son dönemlerde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT şefi İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler yoğun bir Irak mesaisi sürdürdü, sürdürüyor. Tüm bu mesai Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyaretine hazırlık olarak yorumlanıyor. Şimdi yine Fidan, Güler, Kalın ve onların yanı sıra İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu’ndan oluşan bir heyet Bağdat’a gitti. Bu 19 Aralık’ta Ankara’da düzenlenen güvenlik zirvesinin ikincisi.
Ziyaret sırasında önce Fidan ve Iraklı mevkidaşı Fuad Hüseyin bir araya geldi. Onların görüşmesinin ardından heyetler arası toplantı sona erdi. Toplantıda “terörle kapsamlı mücadele, sınır güvenliği, güvenlik ve askeri işbirliği, enerji işbirliği” gibi konular görüşüldü. Ama konular bununla sınırlı değil. Biraz önce de belirttiğimiz gibi bu, Erdoğan’ın nisan ayında Irak’a yapacağı ziyaretin de bir hazırlığı. Bu ziyaretle Erdoğan 12 yıl aradan sonra ilk kez Bağdat’a gitmiş olacak.
Ama toplantıda öne çıkan konuların kilit noktası terör ve güvenlik meselesi. Erdoğan geçen haftaki kabine toplantısında “Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyoruz. Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. İnşallah bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız. Suriye sınırlarımız boyunca 30-40 kilometre derinliğinde güvenlik koridoru oluşturma irademiz bakidir. Türkiye’yi güney sınırları boyunca kuracağı bir ‘teröristan’ ile dize getireceğini düşünenlere yeni kabuslar yaşatacak hazırlıklarımız var” demişti.
Benzer bir açıklama üç gün önce Güler’den de geldi: “Bu yaz Irak sınırımızı güven altına alacak çemberi tamamlayarak terör meselesini sorun olmaktan çıkaracağız.” Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler sınır boyunca “30-40 kilometre derinliğinde güvenlik koridoru oluşturma kararlılığının tam” olduğunu söylemiş ve “Artık Türkiye’nin başka bir safhaya geçmesi gerekiyor. Bu sene önce Pençe-Kilit tamamlanacak ve operasyonlar pençe bölgesinden ihtiyaç olan yerlere doğru genişletilecek” demişti.
Irak İçişleri Bakanı Abdülemir Kamil Şammari ise ayın başında “Mevcut durumda Türkiye’nin Duhok ve Erbil’e müdahalesi nedeniyle Irak topraklarının 15-20 kilometresi Türk ordusunun kontrolünde. Bölge Türk ordusunun PKK’ye yönelik operasyonları nedeniyle savaş alanına dönmüş durumda” diye yakınmıştı. Güler ise üç gün önceki açıklamasında sınır ötesi operasyonların alanıyla ilgili olarak “teröristlerin yerleştiği ve ülkemize elindeki imkânlarla tehdit olabileceği mesafe bu” savunması yaptı.
Her iki açıklamada da 2019 yılında Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarında başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu’nun tamamlanmasından bahsediliyor esasında. Türkiye-Irak sınırının PKK tarafından kullanılmasını önlemek amacıyla başlatıldı operasyon ve şimdi yaza kadar tamamlanacağı belirtiliyor. Ama Güler ve Erdoğan’ın açıklamasının devamında ilginç bir şey daha var: Yeni bir operasyon hazırlığı var ve bu hazırlık Pençe bölgesinde genişletilecek.
İki ülkenin heyetler arası yaptığı kritik görüşmenin ardından ortak bildiri yayımlandı. Bildiride Bağdat yönetiminin PKK’yı yasaklı örgütler listesine aldığı duyuruldu.
“Türkiye-Irak Güvenlik Mekanizması Görüşmesi”nin ardından yayımlanan ortak sonuç bildirisinde; tarafların, 19 Aralık 2023’te Ankara’da gerçekleştirdikleri görüşmelerin devamı niteliğindeki bu temaslarda, bölgesel gelişmeler ve ikili alanlardaki çeşitli sınamalar karşısında takınacakları ortak tutumun istişare edildiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ramazan ayı sonrasında Irak’ı ziyaretinin hazırlıklarının da ele alındığı kaydedilen bildiride, tarafların, bu tarihi ziyaretin başarısı için tüm çabaların ortaya konacağını teyit ettiği vurgulandı.
Bildiride görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkilerin muhtelif kulvarlarında yapısal çerçeveyi oluşturmak ve bu suretle düzenli temas mekanizmaları tesis etmek amacıyla bir Mutabakat Zaptı üzerinde çalışmaların yoğunlaştırılmasına karar verildiği aktarıldı.
Görüşmelerde her iki tarafın da Irak’ın siyasi birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği önemin vurgulandığı bildiride, PKK’nın Türkiye ve Irak için güvenlik tehdidi teşkil ettiğinin altının çizildiği ve söz konusu örgütün Irak topraklarında mevcudiyet göstermesinin Irak Anayasası’nı ihlal ettiği anlamına geldiğinin kayda geçirildiği aktarıldı.
Türkiye’nin, Irak Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından PKK’nın Irak’ta yasaklı bir örgüt olduğu yönünde alınan kararı memnuniyetle karşıladığı; tarafların, Irak topraklarını kullanarak Türkiye’yi hedef alan örgüt ve uzantılarına yönelik alınması gereken önlemler konusunu istişare ettiği vurgulandı.
Tarafların Gazze’de soykırıma varan katliam başta olmak üzere, bölgedeki sınamalara ilişkin görüş teatisinde bulunduğu kaydedilen bildiride Filistin davasının desteklenmesi konusunda güçlü iradelerinin teyit edildiği belirtildi. Bildiride tarafların öngörülen temas mekanizmaları çerçevesinde, görüşmelerin düzenli ve kesintisiz bir çerçevede sürdürülmesi üzerinde mutabık kaldığı aktarıldı.
Aralık 2023’te Irak ile Türkiye arasında yapılan güvenlik odaklı görüşmede Irak PKK’yı “ortak tehdit” olarak nitelendirirken bu defa ilk kez “yasaklı örgüt” olarak tanımladı. Ayrıca Irak Ulusal Güvenlik Konseyi’nin kararı ilk kez kamuoyuyla paylaşılırken, ortak mücadeleden de ilk defa bahsedildi ve PKK’nın Irak topraklarını kullanarak Türkiye’yi hedef aldığı vurgulandı.
Irak’taki operasyonun gerçekleştiği bölge biraz önce de belirttiğimiz üzere IKBY bölgesi. Bağdat’tan buradaki operasyonlarla ilgili birtakım endişelerin yükseldiğinden de bahsettik ama IKBY’den en azından şimdiye kadar çok büyük bir tepki gelmedi. Ne var ki şimdi burada yönetim Erbil merkezli Barzani aşiretinden Süleymaniye’deki Talabani aşiretine geçiyor ve Ankara ile Süleymaniye’nin ilişkileri iyi değil.
Hükümet özellikle “PKK’ya karşı Bağdat’tan destek alma arzusu”nu öne çıkarıyor. Irak PKK’yı terör örgütü olarak tanımayan ülkelerden. Ancak 19 Aralık’ta Ankara’da yapılan güvenlik zirvesinin ardından yapılan ortak açıklamada PKK’nın “her iki ülke için de ortak tehdit yarattığı” belirtilmişti. “Ortak tehdit” ifadesi ilk kez kayda geçmesi açısından Ankara için önemli bir gelişme olarak değerlendirilmişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli önceki günkü basın toplantısında Fidan’ın geçen haftaki ABD ziyaretinde Irak’a olası operasyonun gündeme gelip gelmediği sorusuna bunun “gündemde olan ancak izin ya da icazet alma gibi bir boyut taşımayan” bir konu olduğunu belirtmişti. Keçeli açıklamasında IKBY’deki Talabanilerin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) partisinin kontrolündeki Süleymaniye’de PKK’nın etkisinin arttığı yönündeki suçlamalar hakkında “Süleymaniye’den beklentilerimiz var. Çeşitli temaslar yapılıyor. Ancak Süleymaniye ile ilişkilerimizi önceki seviyeye getirecek adımlar henüz onlar tarafından atılmadı” demişti.
Keçeli’nin açıklaması bir nebze yumuşaktı, çünkü Fidan’ın yılbaşında bir televizyon programındaki sözleri çok daha tehditkârdı:
“Defalarca bir araya geldik Süleymaniye’deki KYB yönetimi ile. Her seferinde de aynısını söyledik ‘Biz sizden PKK ile aranıza mesafe koymanızı istiyoruz’. Yani bu adamlar buradaki altyapıyı kullanıyorlar, siz bunlara kimlik veriyorsunuz hastane ortamı sağlıyorsunuz. Burada ikamet ortamı sağlıyorsunuz, burada eylem yapma imkanı sağlıyorsunuz. Biz sizden direkt bunlarla savaşmanızı da beklemiyoruz. Biz sizin güç dengenizi anlıyoruz. Savaşma işini biz yaparız ama biz sizden onlarla işbirliği içerisinde olmanızı istemiyoruz bu sizi düşman sınıfına sokar bundan vazgeçin.”
Malum Türkiye’nin uyguladığı yaptırımlardan biri Süleymaniye’ye gidip gelen uçakların kendi hava sahasından geçmesine izin vermemesi. Hatta geçen yıl Talabani Rudaw’a “Türkiye ile sorunumuzun çözümü zor. Türkiye’ye gitmeyeceğim derken şaka yapmıştım ama cidden Türkiye’ye gitmeyeceğim. Türkiye’ye gidemiyorum” demişti.