Siviller öldü, Lübnan-İsrail sınırında tansiyon yükseldi
'Sapiens' ve 'Homo Deus' gibi kitaplarıyla tanınan tarihçi Yuval Noah Harari, 7 Ekim'den beri süren İsrail-Hamas savaşını Washington Post'taki köşesine taşıdı. Hamas'ın eylemlerini kınayan yazar Netanyahu hükümetini de çok sert eleştirdi.
‘Sapiens’, ‘Homo Deus’ ve ‘Durdurulamayan İnsanlık’ kitaplarının yazarı aynı zamanda Kudüs İbrani Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Yuval Noah Harari Washington Post’taki köşesinde Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı saldırıları ve hükümetin bundaki payını ele aldı. Harari çatışmalar başlamadan önce İsrail’de 40 hafta boyunca devam eden yargı reformu karşıtı protestolara destek vermiş, hükümetin tavrını eleştirmişti. 10Haber olarak Harari’nin yeni köşe yazısının çevirisini sunuyoruz.
İsrailliler başımıza gelenleri anlamakta zorlanıyor. Yaşanan felaketi önce 1973’teki Yom Kippur Savaşı ile karşılaştırdık. 50 yıl önce Mısır ve Suriye orduları sürpriz bir saldırı başlatmış, İsrail ordusu kendini toparlayıp da kontrolü ele alana kadar ülkemizi askeri yenilgiye uğratmıştı.
Ne var ki köylerdeki katliamlara dair korkunç hikayeleri ve görüntüleri gördükçe yaşananların Yom Kippur Savaşı’na hiç de benzemediğini fark ettik. Gazeteler, sosyal medya ve aile toplaşmalarında insanlar bu yaşananları Yahudi halkının en karanlık zamanlarıyla karşılaştırıyor. Yani Holokost’un yaşandığı dönemde Nazi Einsatzgruppen’in kıyım birimlerinin Yahudi köylüleri öldürdüğü ve Rus İmparatorluğu döneminde Yahudilere karşı düzenlenen pogromlarla.
Benim Be’eri ve Kfaz Aza kibutzlarında bizzat ailem ve arkadaşlarım var ve onlardan dehşet verici çok hikaye dinledim. Hamas bu iki topluluğun kontrolünü saatlerce elinde tuttu. Teröristler ev ev dolaşarak sistematik bir şekilde aileleri katletmiş, ebeveynleri çocuklarının gözleri önünde öldürmüş, bebekleri ve hatta yaşlı kadınları rehin almış. Hayatta kalmayı başaranlar korku içinde kendilerini dolaplara ve mahzenlere kilitlemiş ve yardıma gelmeleri için orduyu ve polisi aramış.
99 yaşındaki amcam ve 89 yaşındaki eşi Be’eri’de yaşıyordu. Hamas kibutzu ele geçirdikten kısa bir süre sonra onlarla tüm iletişimim kesildi. Hamas ortalıkta terör estirirken amcamlar saatlerce evlerinde saklanmış. Hayatta olduklarının haberini aldım. Ama hayatlarının en kötü haberini alan pek çok insan tanıyorum.
Teyzem ve enişten çok çetin hayatlar yaşamış birer Yahudi. İki savaş arasında Doğu Avrupa’da doğmuşlar, Holokost’ta hayatlarından birini kaybetmişler. Kimsenin korumadığı Yahudilerin dolaplarda ve mahzenlerde Nazilerden saklandığı ve kimsenin onlara yardıma gelmediği hikayelerle büyüdük biz. İsrail devleti, bunun bir daha asla yaşanmamasını sağlamak için kuruldu.
O zaman bu nasıl oldu? İsrail devleti hangi ara ortadan kayboldu?
Bir açıdan İsrailliler hükümetin ve pek çok sıradan İsraillinin Filistinlilerden çok daha güçlü olduğumuzu, dolayısıyla onları görmezden gelebileceğimizi düşündükleri yılların kibrinin bedelini ödüyor. İsrail’in Filistinlilerle barış yapma girişimini terk etmesi ve yıllardır milyonlarca Filistinliyi işgal altında tutması konusunda eleştirilecek çok şey var.
Ancak bu gerçek İsrail ile barış yapmayı asla kabul etmeyen ve Oslo barış sürecini sabote etmek için elinden geleni yapan Hamas’ın vahşetini haklı çıkarmıyor. Barış isteyen herkes Hamas’ı kınamalı, yaptırım uygulamalı, rehinelerin hemen serbest bırakılmasını, Hamas’ın silahsızlandırılmasını talep etmelidir.
Ayrıca İsrail’e ne kadar suç atfedilirse atfedilsin bu, devletin başarısızlığını açıklamıyor. Tarih kıssadan hisse değildir.
İsrail’in başarısızlığının gerçek açıklaması iddia edilen ahlaksızlıklardan ziyade popülizmdir. İsrail yıllardır halkla ilişkiler dehası ancak beceriksiz bir başbakan olan popülist diktatör Benyamin Netanyahu tarafından yönetiliyor. Bu adam defalarca kişisel çıkarlarını ulusal çıkarlara tercih etti ve kariyerini, ulusu ikiye bölmek üzerine inşa etti. İnsanları liyakata değil sadakate göre kritik pozisyonlara getirdi, hiçbir başarısızlığın sorumluluğunu üstlenmezken her başarıdan kendine pay çıkardı, gerçeği söylemeye ya da duymaya ise önem vermedi.
Netanyahu’nun Aralık 2022’de kurduğu koalisyon açık ara yaptığı en kötü şey oldu. Mesihçi bağnazlar ve utanmaz fırsatçılardan oluşan bu ittifak, İsrail’in kötüye giden güvenlik durumu da dahil olmak üzere pek çok sorunu görmezden geldi ve bunun yerine sınırsız güç elde etmeye odaklandılar. Bu amaç doğrultusunda son derece bölücü politikalar benimsediler, politikalarına karşı çıkan devlet kurumları hakkında çirkin komplo teorilerini yaydılar ve ülkeye hizmet eden elitleri ‘derin devlet hainleri’ olarak yaftaladılar.
Hükümet bizzat kendi güvenlik güçleri ve uzmanlar tarafından uygulanan politikaların İsrail’i tehlikeye attığı ve dış tehditlerin arttığı bir dönemde ülkenin caydırıcı bir güç olmaktan çıktığı konusunda defalarca uyarıldı. Ancak Genelkurmay Başkanı hükümet politikalarının güvenlik üzerindeki etkileri konusunda Netanyahu ile görüşmek istediğinde ret yanıtı aldı. Savunma Bakanı Yoav Gallant bunun üzerine tehlike çanlarını çaldığında Netanyahu tarafından kovuldu. Ancak halk öfkesini gösterince Gallant’a görevi yeniden iade etti. Yıllardır sergilenen bu tür davranışlar İsrail’in başına bir musibet gelmesine neden oldu.
İsrail ve İsrail-Filistin çatışması hakkında ne düşünülürse düşünülsün, popülizmin İsrail devletini yıpratma şekli dünyadaki diğer demokrasilere bir uyarı niteliğinde.
İsrail hâlâ kendini felaketten kurtarabilir. Hamas’a ve diğer düşmanlarına karşı hâlâ bariz askeri üstünlüğe sahip. Yahudilerin yıllarca çektiği acıların anısı şimdi ulusu harekete geçiriyor. İsrail ordusu ve diğer devlet organları yaşadıkları ilk şoku atlatmaya çalışıyor. Sivil toplum kuruluşları daha önce görülmemiş bir atakla harekete geçip hükümetin işlevsizliğinin bıraktığı boşlukları dolduruyor. Vatandaşlar kan bağışı yapmak için kuyruklar oluşturuyor, savaş bölgesinden gelen mültecileri evlerinde ağırlıyor; yiyecek, giyecek ve diğer ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorlar.
Bu ihtiyaç anında dünyanın dört bir yanındaki dostlarımızı da yanımızda olmaya çağırıyoruz. İsrail’in geçmişteki davranışları konusunda eleştirilecek çok şey var. Geçmişi değiştiremeyiz ama umarım Hamas’a karşı zafer kazanıldığında İsrailliler sadece mevcut hükümetten hesap sormakla kalmaz, popülist komploları ve mesihçi hayalleri terk eder ve İsrail’in kuruluşundaki idealleri taşıyan demokrasi ve barış ortamını sağlamak için onurlu bir çaba gösterir.