Hindistan ve ABD’nin ‘carpe diem’i: G20’de neler yaşandı?
Hindistan Başbakanı Narendra Modi dün düzenlenen yemin töreninin ardından üçüncü dönemine başladı. Çoğunluğu kaybeden Modi söylemlerinin keskinliğini törpülemiş gibi görünüyor. Peki Hindistan'ı iç ve dış politikada neler bekliyor?
Hindu milliyetçisi Narendra Modi Hindistan’ın başbakanı olarak üçüncü dönemine dün yemin töreniyle başladı. Yemin törenine Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina Vecid gibi bölgesel liderler, Hintli milyarderler Gautam Adani ve Mukesh Ambani Bollywood’un megastarı Shah Rukh Khan gibi isimler katıldı. Ancak Yeni Delhi’deki siyasi hava çoktan değişmiş görünüyor. Zira yedi hafta süren seçimlerin sonuçları Modi’nin parlamentodaki çoğunluğunu elinden alarak partisi BJP’yi iktidarda kalmak için koalisyon ortaklarına sarılmak zorunda bıraktı. Şimdi diğer partiler yıllardır Modi’ye yönelmiş duran ilgi ve spot ışığının keyfini çıkarıyor.
Koalisyon hükümetinde yer alan partiler taleplerini iletmek için Modi’ye giderken basının ilgisini üzerine çekerken muhalefet de parlamentoda çıkardığı 200’den fazla milletvekili ile haber kanallarında daha uzun yayın süresi kazandı.
Ama değişimin en büyüğü Modi’de olmuş gibi. En azından şimdilik “Ganj ana beni çağırmıştı. Şimdi de evladı olduğumu hissediyorum” diyerek kendini kutsal bir konuma çekme çabasında dalgalanma yaşadığı ortada. Son günlerdeki demeçlerinde kendini seçmenlerin gönlünü hoş edecek şekilde “mütevazı bir yönetici” olarak tanıtıyor. Örneğin cuma günü koalisyon üyelerine “Hükümeti yönetmek için çoğunluk gerekir. Ama ulusu yönetmek için konsensüs şarttır. Halk bizden eskisine göre daha iyi iş çıkarmamızı istiyor” dedi.
Birçokları Modi’nin yaklaşımındaki değişimin ülkenin demokrasisindeki gidişatı iyi yönde etkileyeceğini düşünüyor. Özellikle seçim sürecinde Modi ve partisinin tavrı Hindulara öncelik veren ve başta Müslümanlar olmak üzere azınlıkları dışlayıcıydı. Asıl soru da zaten Hindu milliyetçiliğiyle iktidara gelmiş olan ve 10 yıldır ülkeyi yöneten Modi’nin ılımlı söyleminin eyleme dönüşüp dönüşmeyeceği.
Hindistan siyasetinin Modi döneminde nasıl bir değişimden geçtiğine dair kitap yazmış olan analist Ashutosh New York Times’e verdiği demeçte “Modi pragmatik bir siyasetçi ve hem kendisinin hem de partisinin selameti için tavrını biraz olsun yumuşatacaktır. Ancak yönetim tarzında niteliksel bir değişiklik olacağını düşünmek ondan çok fazla şey beklemek olur” diyor.
Modi son seçimlerden önce muhaliflerinin kararlılığını kırmak için haklarında soruşturma açılmasından tutun da iktidar içinde pay sahibi olmaya kadar elindeki güç araçlarını elinden geldiğince kullandı. Ama yemin törenlerinden önceki günlerde Modi yaptığı konuşmalarda kendinden sanki başka birinden bahsediyormuş gibi üçüncü şahıs olarak konuşmadı. Koalisyonunun “iyi yönetişim” ve “gelişmiş Hindistan hayali” vaatlerine odaklanarak bundan sonra işlerin son 10 yıldan farklı ilerleyeceğini kabul etti.
Seçim sonuçları açıklanmadan önce Modi kendi koalisyonunun 543 sandalyeli parlamentodan 400 sandalye çıkaracağına kesin gözüyle bakıyordu. Modi muhalefetin işlevinin “seyirci tribününe oturmaya indirgeneceğini” söylüyordu. Hükümetindeki yetkililer de yeni dönemde BJP’nin gündeminin “tek tip medeni kanun” çıkarmak olduğunu söylemişti. Mevcut şartlarda evlilik ve miras konularında din farklılığına göre yasalar uygulanıyor.
Ancak koalisyon hükümetiyle Modi’nin kendi ajandasına göre ilerlemesi o kadar kolay olmayabilir. Hükümeti kurmasına yardımcı olan ana koalisyon partilerinden ikisi Modi gibi Hindu milliyetçisi değil; tam tersine laik. Parlamentoda 16 milletvekili çıkaran Telugu Bölgesi Partisi’nin Genel Başkanı N. Chandrababu Naidu Müslüman azınlığa sert tutumu nedeniyle Modi’yi daha önce eleştirmişti. Siyasi analist ve 2023 yılında çıkan “How Prime Ministers Decide” kitabının yazarı Neerja Chowdhury “Tek tip medeni kanunun yürürlüğe girmesi gibi tartışmalı ve ideolojik konular müttefikleri rahatsız olursa elinde patlayabilir” diyor.
Modi yarıştan önce Hindistan’ı G20’de hem Rusya hem de Batı’ya ortak sonuç bildirgesini imzalatarak Küresel Güney’in gelecek vadeden lideri ve ABD’nin Çin tehlikesine karşı Asya’daki tutunacak dallarından biri olarak yerini sağlamlaştırdı. Modi’nin yeni dönemde Hindistan’ın küresel itibarını yükseltmeye, nükleer silahlara sahip komşuları Çin ve Pakistan ile çekişmeli ilişkisine ve komşularıyla sınırda yaşadığı sıkıntıları çözümlemeye çalışacağı beş yıl geçirecek. Bununla birlikte “The Unfinished Quest: India’s Search for Major Power Status from Nehru to Modi” kitabının yazarı T.V. Paul “Dış politikanın seçim kararını düşünüldüğü kadar etkilemediği ortada. Bu da Modi’nin Hindistan’a ağırlık verdiği bir dönem olabilir” diye belirtiyor.
Bununla birlikte Modi’nin de muhalefetin de dış politika emelleri Hindistan için en çıkarlısını elde etmek olduğundan Modi gitse bile dış politikada farklı adımlar atılması zaten beklenmiyordu. Modi’nin ABD ile geliştirdiği ilişkilerde bir değişiklik yaşanmasına hiç olası bakılmıyor. ABD Başkanı Joe Biden hafta başında Modi’ye gönderdiği kutlama mesajında ABD-Hindistan dostluğunu “Sınırsız potansiyele sahip ortak geleceğin kilidini açtıkça daha da büyüyeceğiz” dedi. Analistler iki ülkenin yeni dönemde daha da yakınlaşmasının muhtemel olduğunu söylüyor.
Ama birtakım sıkıntılar da mevcut. Seçim öncesi Hindistan ve Kanada ilişkileri bir Sih liderin Kanada toprakları içinde öldürülmesi nedeniyle gerilmişti. Kanada okları Yeni Delhi’ye çevirse de Modi hükümeti Kanada’yı teröristlere yataklık etmek ve aşırılık yanlılarına karşı harekete geçmemekle suçlamıştı. Bu gerginlikten iki ay sonra ABD’li savcılar da Amerika’da Sih aktivisti hedef alan ama engellenen kiralık katil kumpasının arkasında Hintli bir ajanın olduğunu iddia etmişti. Yeni Delhi iddiayı reddederek suçlamayı araştırmak için komite kurmuştu.
Gözlemciler 2019’daki seçimden sonra Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilimin yükselmesine de dikkat çekiyor. ABD’deki Tufts Üniversitesi siyaset bilimi profesörü Fahd Humayün BJP’nin Hinduları tek çatı altında toplama politikasına atıfta bulunarak söz konusu partinin Pakistan’ı Hindutva politikasını güçlendirmeye çalıştığını söylüyor.