İngiltere 17 milyar sterlini okyanusa gömdü: Nükleer füze ‘cumburlop’ dibi boyladı
İran, İsrail ile yükselen gerilimin ortasında silahlarını sergiledi. Gözdağı gibi törende konuşan Cumhurbaşkanı Reisi operasyonunun sınırlı tutulduğunu belirtirken İranlı diplomat da İsrail saldırırsa "bu sefer haber vermeyiz" dedi.
İsrail’in Gazze’ye işgalinin başladığı 8 Ekim’den bu yana Ortadoğu’da en çok konuşulan aktörlerden biri hiç şüphesiz İran. Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından tetiklenen savaşta Batı’nın “vekil güçler” diye nitelediği Direniş Ekseni ile İsrail’e karşı dolaylı olarak savaşta olan İran doğrudan dahil olmanın sınırlarında geziyor. İsrail’in 1 Nisan’da Şam’daki İran Konsolosluğu yerleşkesini hedef alarak Devrim Muhafızları komutanları dahil 13 kişiyi öldürmesi ardından Tahran da 13 Nisan’da ‘Gerçek Vaat Operasyonu’nu gerçekleştirmişti.
İsrail’in İran’a karşılık vermeye, ABD’nin de tansiyonu düşürmeye çalıştığı dönemde Tahran’dan yine ipleri gerecek bir açıklama geldi.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi 17 Nisan Ulusal Ordu Günü münasebetiyle bir konuşma yaptı. Reisi “Gerçek Vaat’in (İran’ın misilleme saldırısının operasyon ismi) İsrail’in yenilmezlik iddiasını boşa çıkardığını” söylerken Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da Batı Asya bölgesinde güç dengesinin değiştiği mesajı verdi. Reisi’nin açıklamalarından hemen sonra itidal konusunda müttefiklerinin baskısı altında olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da verilecek yanıt konusunda ülkesinin “kendi kararını kendisinin vereceğini” belirtti.
Saldırının kapsamı nedeniyle “tiyatro” eleştirilerine maruz kalıp alaya alınan İran’ın Cumhurbaşkanı operasyonunun bilinçli olarak sınırlı tutulduğunu ifade ederek “Eğer büyük çaplı bir eylem olsaydı, Siyonist rejimden geriye bir şey kalmayacağını tüm düşmanlar görürdü. Siyonist rejimin topraklarımıza en ufak bir saldırısı, şiddetle ve sert bir şekilde karşılık bulacaktır” dedi. Söz konusu operasyonun kesin ve hesaplı olduğunu ifade eden Reisi İran’ın sahneye çıktığını tüm dünyaya, özellikle güçlü görünen Amerika’ya ve Siyonist rejimin destekçilerine ilan ettiğini söyledi.
Reisi operasyon için şu ifadeleri kullandı: “Silahlı kuvvetlerimiz de her an hazır olduğunu, başkomutanın emrini beklediğini gösterdi.”
Iran Showcases Various Military Equipment in Paradehttps://t.co/1ve0eo2jXH pic.twitter.com/Gqrimmqfhl
— Fars News Agency (@EnglishFars) April 17, 2024
İran Cumhurbaşkanı İsrail’in en büyük destekçilerinden ABD’nin Tel Aviv’e “karşılık verme” mesajına atıfla da “Amerikan literatüründe askeri seçenek artık masada değil, bu da silahlı kuvvetlerimizin gücünden kaynaklanıyor. Siyonist rejimin başarısızlığı; istihbarat, güvenlik ve askeri açıdan başarısızlıktı, ama hepsinden önemlisi stratejik başarısızlıktı” dedi.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan da “Meşru müdafaa ilkesine ve tanınmış uluslararası yasa ve düzenlemelere uygun olarak gerçekleştirilen bu askeri harekat, Batı Asya bölgesinde yeni bir güç dengesi tanımı sağladı” diye konuştu.
İran’da Ulusal Ordu Günü münasebetiyle başkent Tahran’da ve ülkenin diğer kentlerinde geçit töreni düzenlendi. Geçit töreni sırasında çeşitli silahlar, hava savunma sistemleri, elektronik savaş sistemleri, keşif gözetleme sistemi, dron sistemleri ve insansız hava araçları sergilendi. Bu da İsrail ile yükselen gerilim gündeminde “gözdağı” olarak yorumlandı.
رژهٔ تیپ زرهیِ ارتش در زنجان https://t.co/iiGoqfr5Y9 pic.twitter.com/KVr05KG6Hk
— خبرگزاری فارس (@FarsNews_Agency) April 17, 2024
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Çarşamba günü kendisini ziyaret eden Almanya ve İngiltere Dışişleri Bakanları Annalena Baerbock ve David Cameron’a destekleri için teşekkür etti, ancak İsrail’in güvenliği konusunda kendi kararlarını kendisinin vereceğini söyledi. Bu açıklama başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerinin İsrail’i itidale çağırdığı bir dönemde İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin açıklamalarını takip etti. Netanyahu “Her türlü öneri ve tavsiyede bulundular. Bunu takdir ediyorum. Ancak şunu açıkça belirtmek isterim ki biz kendi kararımızı kendimiz vereceğiz ve İsrail devleti kendini savunmak için gereken her şeyi yapacaktır” dedi.
Daha önce İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron İran’ın İsrail’e yönelik 300’den fazla silah kullandığı doğrudan saldırısının ardından İsrail’in itidal göstermesini ve “akıllı ama sert” olmasını umduğunu söylemişti.
İran saldırısına karşı derhal harekete geçen ve Tahran’ın dronlarının hedef alan İngiltere’de İran Maslahatgüzarı olarak görev yapan Seyid Mehdi Hüseyni Matin de ilk mülakatını The Guardian’a verdi. Matin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Batı’yı Ortadoğu’da bölge ve dünya için hesaplanamaz sonuçları olacak topyekûn bir savaşın içine çekmeye çalıştığını söyledi.
Matin ayrıca İsrail’in İran’a bir saldırı düzenleyerek “yeni bir hata” yapması halinde İran’dan daha güçlü ve şiddetli bir yanıt alacağını belirtti. Bu “daha güçlü” ve “daha şiddetli” bir yanıt açıklamasında önemli bir detaya da vurgu yaptı: “İran bu kez uyarmaz.”
Matin şöyle konuştu: “Bu kez bir uyarı olmaksızın yanıt gelir.”
Neredeyse tamamı İsrail ve müttefikleri tarafından önlenen ya da hedeflerine ulaşamayan 300’den fazla insansız hava aracı ve füzeden oluşan salvo 1 Nisan’da Suriye’nin başkenti Şam’daki İran konsolosluğuna düzenlenen ve çok sayıda İran Devrim Muhafızı subayının ölümüne yol açan hava saldırısına misilleme olarak yapılmıştı. İsrail’in en üst düzey generali Korgeneral Herzi Halevi ülkenin karşılık vereceğini söyledi ancak bunun ne şekilde olacağı hususu hâlâ belirsizliğini koruyor.
Saldırıya dair devam eden belirsizliğin içinde İsrail basınına yansıyan bir bilgi de dikkat çekti. The Jerusalem Post’un kaynaklara dayandırdığı haberine göre İsrail ordusu Tahran’a karşı saldırının türü konusunda hazırlıklarını tamamladı. İsrail’de siyaset ve askeri bürokrasi İran’ın direkt saldırılarına muhtemel yanıtın nasıl ve ne zaman olacağına ilişkin tartışmaya devam ediyor. Habere konu kaynaklara göre İsrail ordusu İran ve bölgedeki vekillerine “nasıl karşı saldırı yapacağına karar verdi” ancak misillemenin zamanlaması henüz netlik kazanmadı. Ayrıca, zamanlamanın değişkenlik arz edebileceği nedeniyle misillemenin türüne ilişkin alınan mevcut kararın da değişebileceğine yer veriliyor.
Bu arada haberde misillemenin türüne dair detay yer almadı. Ancak İsrail ordusu 15 Nisan’da misilleme konusunda Savaş Kabinesi’ne birden fazla seçenek sunmuştu. Bunlar arasında “ölçülü saldırı” olarak isimlendirilen “İran’a fiziki bir füze ya da hava saldırısındansa siber saldırı düzenlenmesi” seçeneği öne çıkmıştı. “Orta şiddette saldırı” olarak siber saldırının yanı sıra bir askeri üs ya da tesise saldırılması opsiyonu değerlendirilmişti. “Kapsamlı saldırı” olarak ise siber saldırının yanı sıra İran genelinde askeri üs ve tesislerin de yer aldığı birden fazla stratejik noktaya saldırılar düzenlenmesi seçeneği masaya yatırılmıştı.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi geçenlerde yaptığı bir açıklamada 22 ila 30 Nisan arasında kutlanan Hamursuz Bayramı boyunca “vatandaşların normal bir yaşam sürmesini sağlayacaklarını” belirtmişti. Bu da İran’a verilecek karşılık için ajandanın 30 Nisan’ı gösterdiği şeklinde yorumlanmıştı. Öte yandan son dönemde Lübnan sınırındaki saldırılarını ve faaliyetlerini artırdığı dikkati çeken İsrail’in misillemesinin İran’ın yanında Hizbullah’a karşı yapılması değerlendiriliyor.
İsrail ordusu dün Lübnan’ın güneyindeki Nebatiye vilayetine bağlı Bint el-Cubeyl’de Hizbullah’ın askeri kanadı Rıdvan Gücü’nün kıyı kesimindeki füze saldırılarından sorumlu biriminin sorumlusu Muhammed Hüseyin Mustafa Şahhuri’nin insansız hava aracı ile düzenlenen saldırıda öldürdüğünü öne sürmüştü. Açıklamada Şahhuri’nin Lübnan’dan İsrail’e yönelik çok sayıda füze saldırısının planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğu ifade edilmişti. Ayrıca Hizbullah’ın füze saldırılarından görev aldığı iddia edilen Mahmud İbrahim Fadlallah’ın da öldürüldüğü aktarılmıştı. Hizbullah’tan yapılan açıklamada da Şahhuri ile Fadlallah’ın Lübnan’ın güneyinde öldüğü doğrulanmıştı.