Reuters: Çin Husiler için İran’a baskı yapıyor, ABD ise ‘ricacı’
İran'ın İsrail'e düzenlediği saldırı sonrası iki ülke arasında adeta 'Kim daha sert vurur' atışması başladı. İsrail yönetiminin 'sert bir karşılık' konusunda hemfikir olduğu bildirilirken İran ise "Karşılık gelirse yanıtımız daha sert olur" diyor.
İran Devrim Muhafızları salı günü İsrail’e yönelik düzenlediği füze saldırısını, İran’ın “ulusal güvenliğini” tehdit eden İsrail operasyonlarına yanıt olarak nitelendirdi. Bu saldırı, İsrail’in gerçekleştirdiği suikastlarla Hamas lideri İsmail Haniye, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ve İranlı Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın öldürülmesinin intikamı olarak duyurulmuştu.
İran devlet televizyonu saldırı kapsamında İsrail’e yaklaşık 200 füzenin fırlatıldığını ve hipersonik Fettah 1 füzelerinin ilk kez kullanıldığını bildirdi. Bu füzelerin ateşlenmesiyle birlikte Tel Aviv başta olmak üzere birçok İsrail şehrinde sirenler çaldı ve ülke genelinde büyük panik yaşandı. Ortadoğu’da yankı bulan saldırı, dünya kamuoyunda geniş yer buldu. İran’da ise halkın saatler süren kutlamalarla bu saldırıyı desteklediği belirtildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu saldırının ardından bir video mesaj yayınlayarak İran’ın büyük bir hata yaptığını ve bunun bedelini ödeyeceğini söyledi. Aynı zamanda İsrail ve ABD yetkilileri, İran’a karşı ‘ortak yanıt’ verme kararı aldıklarını duyurdu. İsrailli bir yetkili, İran’ın nükleer enerji ve yakıt üretim tesislerinin hedef alınabileceğini öne sürdü. Ancak ABD Başkanı Joe Biden bu tür hedeflerin vurulmasını desteklemediklerini açıkladı.
İsrail Savaş Kabinesi ise yaptığı toplantıda İran’a sert bir şekilde karşılık verme kararı aldığını duyurdu. Şimdi tüm gözler, ABD ve İsrail’in bu saldırıya nasıl bir yanıt vereceğine çevrildi.
Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Asya İşbirliği Diyaloğu (AİD) Zirvesi Ortadoğu’daki artan gerilimlerin gölgesinde başladı. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan zirveye katılmak üzere geldiği Doha’da Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. Dünyanın gözü bu kritik buluşmadaydı. Zirveye özellikle İran’ın İsrail’e düzenlediği son füze saldırıları ve ardından gelen misilleme tehditleri damgasını vurdu.
Pezeşkiyan konuşmasına barış çağrısıyla başladı. “Biz barış istiyoruz, sükunet istiyoruz. Hiçbir ülkede kan aksın istemiyoruz” diyen İran Cumhurbaşkanı, sözlerine karşın İsrail’in İran’ı sürekli kışkırtan eylemlerinden bahsederek sert bir uyarıda bulundu: “İsrail bize karşılık verirse yanıtımız daha sert olur.”
Bu sözler bölgedeki gerginliğin daha da tırmanacağına dair ciddi sinyaller verdi. Henüz birkaç gün önce Hamas lideri İsmail Haniye ve Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın İsrail tarafından suikasta uğraması İran’ı İsrail’e karşı harekete geçmeye zorlamıştı. Pezeşkiyan bu suikastların İran’a karşı açık bir provokasyon olduğunu belirtti. Haniye’nin suikasta uğradığı geceyi hatırlatan Pezeşkiyan “Cumhurbaşkanlığı yeminimi ettiğim akşam İsrail konuğumuzu hedef aldı. Bu kabul edilemez bir eylemdir. Hiçbir ülke böyle bir saldırıya kayıtsız kalamaz” diyerek İsrail’i suçladı.
Bu noktada İsrail’in Ortadoğu’daki varlığına dikkat çeken İran Cumhurbaşkanı, Batı’yı hedef alarak sözlerine şöyle devam etti: “İsrail’i bu bölgenin göbeğine siz yerleştirdiniz. Bu kanların dökülmesinde siz de rol oynuyorsunuz.” Pezeşkiyan Batı’ya seslenerek İsrail’in bölgede yarattığı gerilimi daha fazla desteklememeleri gerektiğini söyledi.
Basın toplantısında gerginlik yalnızca İsrail’le sınırlı değildi. İran Cumhurbaşkanı, Katar’la ilişkileri derinleştirmek istediklerini belirterek, bölgesel barışın sağlanması için Katar ile işbirliğinin kritik olduğunu vurguladı. Katar ile yapılan görüşmelerin son derece yapıcı geçtiğini ve iki ülke arasında ticaret, enerji ve güvenlik gibi kritik alanlarda işbirliğinin güçlendirilmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurdu.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani de toplantıda bölgedeki gerginliğe dair kaygılarını dile getirdi. Emirin konuşmasında özellikle dikkat çeken bir nokta, İsrail-Filistin sorununun çözümü konusunda yaptığı vurgu oldu. “Başkenti Kudüs olan müstakil bir Filistin devletinin oluşturulması konusunda hemfikiriz. Bunun dışındaki çözümler başarısızlıkla sonuçlanacaktır” diyen Şeyh Temim, Filistin halkının bağımsızlığına yönelik desteklerini yineledi.
Katar Emiri ayrıca bölgede kalıcı bir barış sağlanması için ülkesinin her türlü arabuluculuğa hazır olduğunu da belirtti. “Biz Katar olarak bu konuda arabulucu olacağımızı ilan ettik. Elimizden gelen her şeyi yapmaktayız” diyerek Katar’ın barış sürecinde aktif rol oynamaya devam edeceğini duyurdu.