Old firm cephesinde yeni bir şey yok!
İskoçya Başbakanı Yusuf Dubai'deki Cop28 zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü ve "Gazze'de ateşkes" çağrısı yaptı. İngiliz hükümeti ise hem görüşmeye, hem de ateşkes çağrısına tepki göstererek İskoçya'yı "protokol ihlali yapmak"la suçladı.
İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf’un Dubai’de düzenlenen Cop28 iklim zirvesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesi İngiltere saflarında pek olumlu karşılanmadı. Sebebi, Yusuf’un görüşmeyi yanında Birleşik Krallık’tan bir yetkili olmadan yapması. İngiltere bunu “protokol ihlali” sayıyor.
İskoçya Birleşik Krallık’ın parçası olduğu için otomatik olarak İngiliz Milletler Topluluğu’na da dahil. Bu topluluğa üye ülkeler devlet başkanı olarak 3. Charles’ı kabul etse de iç yönetimde bağımsız hareket ediyor. Ancak İngiliz Milletler Topluluğu ülkelerinin diğer ülkeler ile ilişkilerini ve dış politikasını düzenlemekten sorumlu bir Dışişleri Bakanlığı var, kısaca FCDO diyebiliriz.
Burada sorun şu; İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron’un iddiasına göre İskoç hükümeti FCDO’ya Erdoğan ile yapılacak görüşme için “yeterli ön bildirimde” bulunma güvencesi vermiş. Bunun bir İngiliz yetkilinin de toplantıya katılması anlamına geldiğini söyleyen Cameron böyle bir katılım olmadığını duyurdu.
Cameron İskoçya’nın Dış İlişkiler Bakanı Angus Robertson’a yazdığı mektupta “Bu toplantıda FCDO’dan bir yetkili bulunmaması hükümet bakanlarının yurt dışı ziyaretlerinde FCDO desteğiyle ilgili kılavuzumuzda yer alan protokollere aykırıdır. Bu protokol ihlalinin devam etmesi FCDO’nun görüşmelerde kolaylaştırıcı rol almaması ve lojistik destek sağlamamasıyla sonuçlanacaktır. Ayrıca İskoç hükümet makamlarının Birleşik Krallık mevkilerindeki varlığını da gözden geçirmemiz gerekecek” diyerek İskoç hükümetine gözdağı verdi.
Yusuf’un sözcüsü ise toplantıya Birleşik Krallık’tan bir yetkilinin davet edildiğini söyledi. Ancak kaynaklara göre FCDO yetkililerine görüşmenin nerede yapılacağı “çok geç” söylenmiş. Burada esas sorun Yusuf’un Erdoğan ile ele aldığı konu. Zira savaşın başında kayınvalidesiyle kayınbabası Gazze’de haftalarca mahsur kalan Yusuf görüşmeden sonraki sosyal medya paylaşımında Erdoğan ile iklim krizinin yanı sıra Gazze’yi de görüştüklerini belirterek “acil ve kalıcı ateşkes” çağrısı yapmıştı.
As well as discussing the urgency of global action on tackling the climate crisis, I spoke to @RTErdogan & Lebanon PM @Najib_Mikati about the humanitarian catastrophe in Gaza.
An immediate & permanent ceasefire is needed now.
Too many innocent children have died, it must stop. pic.twitter.com/tDvs8X4tyJ
— Humza Yousaf (@HumzaYousaf) December 1, 2023
Ama Yusuf’un tutumu İngiltere ile uyuşmuyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun daimi üyesi İngiltere bugüne kadar Gazze’nin konuşulduğu tüm oturumlarda ateşkes karşıtı ya da çekimser oy kullandı. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ise Hamas’a karşı İsrail’i desteklediklerini, hatta bundan “gurur duyduklarını” söylemişti.
Yusuf’un Erdoğan ile görüşmeden sonra ateşkes çağrısı yapması İngiltere hükümetinin tavrıyla çelişiyor ve bu İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nda kaygı yaratmış gibi. İngiltere Dışişleri Bakanlığı’ndan basına konuşan kaynaklar Yusuf’un davranışının “Birleşik Krallık’ın dış politikasına zarar verdiğini” söylerken hükümet sözcüsü “Dış ilişkilere yaklaşım İskoçya Yasası’na tabidir ve böyle çalkantılı bir dönemden geçerken Birleşik Krallık’ın dünya sahnesinde tutarlı konuşması her zamankinden daha önemli” dedi.
Yusuf’un sözcüsü ise Birleşik Krallık yetkilisinin görüşmeden haberdar olduğunu, toplantıya davet edildiğini, aynı düzenlemenin İskoçya başbakanının diğer dünya liderleriyle görüşmesinde de uygulandığını söyleyerek “Cop gibi etkinliklerde doğal olarak zamanlamalar son dakikada değişebilir. FCDO yetkilisi Türkiye Cumhurbaşkanı ile görüşüleceği sırada başka bir yerdeydi. Birleşik Krallık hükümetinin İskoç hükümetinin uluslararası angajmanını kısıtlamaya yönelik tehditleri yanlıştır ve İskoçya’nın çıkarlarına aykırıdır” diyerek tepki gösterdi.
İskoç hükümetinden bir kaynak da Cameron’un mektubunun “abartılı bir tepki” olduğunu söyleyerek “Bir cumhurbaşkanına ‘Biz refakatçimiz neredeymiş bulana kadar bir saniye bekler misiniz acaba?’ diyecek halimiz yok” dedi. FCDO yetkilisinin zirvedeki birkaç toplantıya “çok geç kaldığını” söyleyen kaynak bunun Cop gibi olayların çok hızlı geliştiği etkinliklerde doğal olduğunu söyledi.
Son zamanlarda İskoçya ve Birleşik Krallık hükümetinin arası yabancı yetkililerle yapılan görüşmeler konusunda epey bozuk. Önceki Dışişleri Bakanı James Cleverly Yusuf’un ağustos ayında İzlandalı mevkidaşı Katrín Jakobsdóttir ile görüşmesinin ardından benzer bir tehdit savurmuştu. Ancak Birleşik Krallık hükümetinden bir kaynak bu son mektubun daha büyük bir “tırmanış”ın habercisi olduğunu ve Cameron’un Cleverly’den “daha sert” bir yaklaşım sergilemek istediğini söyledi.
İngiltere’nin bir önceki İçişleri Bakanı Suella Braverman Filistin protestolarında polise karşı tutumunun tepki toplamasının ardından görevden alınınca yerine Cleverly geçmiş, boşalan dışişleri bakanlığı pozisyonuna da Cameron getirilmişti.
Yusuf’un partisi SNP’den milletvekili Kürt kökenli Roza Salih ise Yusuf’un Erdoğan ile görüşmesine “Türkiye’nin Suriye’deki Kürt gruplara saldırılarını artırdığı bir dönemde gerçekleştiği” için tepki gösterdi ve bu görüşmeden “tiksindiğini” söyledi. 1 Ekim’de TBMM’ye düzenlenen terör saldırısını gerçekleştirenlerin Suriye’den geldiğinin anlaşılmasının ardından Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine operasyonları hız kazanmıştı.
Sosyal medyadan Yusuf’a seslenen Salih “Siyasetçilerimiz ve nüfusumuzun yarısı Erdoğan tarafından hapsedilmişken siz onun elini sıkıyorsunuz. İnsan haklarına saygı duyduğunu söyleyen bir başbakandan bunu beklemezdim” diye yazdı. Yusuf ise Salih’in eleştirisine dünya liderleriyle görüşmeyi bırakamayacağını söyleyerek karşılık verdi.