NYT: İsrail Hamas’ın para kaynaklarını 2018’den beri biliyordu, hiçbir şey yapmadı
İsrail üç bir yandan atakta. Gazze'de 99, Lübnan'da 37 kişinin ölümüne neden olan İsrail ordusu, Batı Şeria'da da savaş uçaklarıyla 18 kişiyi öldürdü. İsrail Hizbullah komutanı öldürdüğünü açıklarken, Hamaney beş yıl sonra ilk kez vaaz verdi.
İsrail’in salı günü atağa geçen İran’a nasıl bir karşılık vereceği beklenirken yine Lübnan vuruldu. Bu kez hedefte yeni lider olarak duyurulması beklenen Haşim Safiyuddin vardı. Lübnan Sağlık Bakanlığı dünkü saldırılarda 37 kişinin öldüğünü, 151 kişinin de yaralandığını söylüyor. Lübnan’da açılan cephe Gazze’nin çektiği acıların ölçeğini azaltmadı. Aksine şeride düzenlenen hava saldırılarında en az 99 kişi öldü. İşgal altındaki Batı Şeria da bu saldırılardan azade değildi: Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Dulkarim mülteci kampına düzenlenen hava saldırısında en az 18 kişinin öldüğünü söyledi. Ordunun günün ilerleyen saatlerinde açıkladığı bir haber de Lübnan’daki hava saldırılarında Hizbullah’ın iletişim birim komutanını vurması oldu.
İsrail ordusu saldırıların iç güvenlik teşkilatı ŞinBet ile koordineli bir şekilde hareket edildiğini ve mülteci kampının üstünde savaş jetlerinin uçtuğunu söyledi. İsrail’in saldırı için gerekçesi öncekilerden çok da farklı değildi: Hamas’ın Dulkarim’deki askeri altyapısı hedef alınmıştı. Ordu saldırıda Hamas’ın Dulkarim’deki lideri Zahi Yasir Abdülrezzak Oufi’yi öldürdüğünü söyledi. Ancak özellikle vurulan yer Dulkarim’deki popüler bir kafeydi. Dolayısıyla ölenler arasında çocuklar ve yaşlılar da vardı.
Hamas, İsrail’in iddialarıyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Öte yandan kampın yönetici Faysal Salama, Fransız haber ajansı AFP’ye saldırıların F-16 savaş uçaklarıyla düzenlendiğini söyledi. Savaş uçağının kullanılması epey beklenmedik bir şey. Çünkü İsrail genelde Batı Şeria’daki saldırılarında savaş jetlerinden ziyade insansız hava araçları kullanma eğiliminde.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde bölgenin enkaz yığınlarıyla dolu olduğu ve yangınlar çıktığı görülüyor. Kurtarma ekipleri de yaralılara yardım edebilmek için koşuşturuyor.
Israeli attack kills at least 23 Palestinians, including women and children, in Tulkarm. The highest death toll in an Israeli attack in West Bank since 2002.
Israeli media say a senior member of Al-Aqsa Martyrs Brigades was also killed in the attack pic.twitter.com/QHsx84lNa6
— Ragıp Soylu (@ragipsoylu) October 3, 2024
Gazze’deki savaş başladığından beri Batı Şeria’da da İsrail’in baskıları ve saldırıları arttı. Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) verilerine göre geçen yılın ekimi ile bu yıl eylülün sonuna kadar Batı Şeria’da 695 Filistinli öldürüldü. OCHA, bu can kayıplarının çoğuna İsrail ordusunun sebep olduğunu söylemekle birlikte bir kısmının da İsrailli yerleşimcilerin eylemlerinin sonucu olduğunun altını çizdi.
Ürdün’ün başkenti Amman’dan haber geçen El Cezire muhabiri Nur Udeh, Dulkarim’e düzenlenen saldırının işgal altındaki bölgede “20 yılı aşkın süredir görülen en büyük ve en ölümcül hava saldırısı” olduğunu söyledi. Udeh “İkinci İntifada standartlarına göre bile bu saldırı kalabalık ve yoksul bir mülteci kampına yapılan çok büyük kanlı bir saldırıydı” diyor.
BM’nin Filistinli mültecilere yardım eden kuruluşu UNRWA, Dulkarim’de 21 binden fazla Filistinlinin yaşadığını söylüyor. Üstelik bu kadar insan 44 dönümlük bir arazide yaşıyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne mülteci kampına yapılan saldırıyı sivil halka karşı işlenmiş “iğrenç bir suç” olarak kınadı. Rudeyne bu tür saldırıların “hem Batı Şeria’da hem de Gazze’de Filistin halkını hedef alan çok daha büyük çaplı bir soykırım modelinin parçası” olduğunu söylüyor.
BM’nin Filistin raportörü Francesca Albanese, geçen ayki değerlendirmesinde Batı Şeria’nın kuzeyine düzenlenen saldırıların artmasının “tehlike bir tırmanışa” yol açtığı konusunda uyarmıştı. İsrail’in kontrolü altındaki hiçbir Filistinlinin güvende olmadığının kanıtlarının giderek arttığını söyleyen Albanese özellikle Cenin, Nablus, Dulkarim ve Tubas’ta hava ve kara saldırılarının şiddetinin arttığını vurguladı.
İsrail Batı Şeria’yı 1967’den beri işgal altında tutuyor. 90’lı yıllarda taraflar arası anlaşmalar yapılmasına rağmen İsrail işgali başladığından beri bölgede uluslararası hukuka aykırı şekilde Yahudi yerleşimlerini artırdı. Katar Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler profesörü Hassan Barari daha önceki bir açıklamasında İsrail’in Gazze savaşı devam ederken bile Batı Şeria’da şiddetli saldırı düzenlemesinin bölge üstündeki kontrolü sağlamaya öncelik verdiği anlamına geldiğini söylüyor. El Cezire’ye “İsrail’in bir numaralı hedefi Gazze değil, Batı Şeria. Burası kutsal toprakların kalbi” diyen Barari İsrail’in amacının burada yaşayan Filistinlileri sürmek olduğu yorumunu yapıyor. Ancak Barari’ye göre İsrail’in işi zor çünkü İkinci İntifada’dan sonra doğan nesil Filistin Yönetimi’ne bel bağlamadan direnmekte kararlı.
İsrail ordusu dünkü Beyrut saldırılarında örgütün olası yeni lideri Haşim Safiyuddun’i hedef almışsa da başka bir yetkiliyi öldürdü. Ordu sözcüleri Hizbullah’ın iletişim komutanı Muhammed Reşit Sakafi’yi öldürdüğünü açıkladı. Ordu, Sakafi’nin 2000 yılından bu yana Hizbullah üyesi olduğunu ve örgütün üst düzey liderleriyle yakın olduğunu söyledi. Hizbullah henüz ordunun iddialarını doğrulamadı.
Hizbullah liderliğinde Cihad Konseyi’nde olan Lübnan’ın güney komutanı Ali Kiraki 27 Eylül’de, grubun en kritik komutanı Fuad Şükür 30 Temmuz’da, grubun elit komando birliğinin başındaki İbrahim Akil 20 Eylül’de ve Önleyici Güvenlik Birimi komutanı ve aynı zamanda merkez konsey üyesi Nebil Kavuk hayatını kaybetti. Grubun Şura Konseyi’nde yer alan Naim Kasım, Haşim Safiyuddin, İbrahim Emin El Sayid ve Muhammed Raad ise hayatta. Zaten Nasrallah’ın akrabası olan Safiyuddin’in grubun yeni lideri olması bekleniyor.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, başkent Tahran’da cuma namazı kıldırdı. Beş yıl sonra ilk kez cuma namazı kıldıra Hamaney sonrasında verdiği vaazda Ortadoğu’nun son dönemde girdiği buhrandan bahsetti. İran’ın İsrail’e yaptığı füze saldırısının “yasal ve meşru” olduğunu söyleyen Hamaney, İran’ın düşmanının Filistin devletinin, Lbnan’ın ve diğer Müslüman ulusların da düşmanı olduğunun altını çizdi.
“İsrail suikastlarla ve sivilleri öldürerek stratejik zafer kazanmaya çalışıyor” diyen Hamaney, “Filistinlilerin kendilerini savunma, işgalci güçlere karşı ayaklanma hakkı var. Tek bir uluslararası örgüt ya da mahkeme Filistinlileri yurtlarını korudukları için suçlayamaz” dedi.
Günün ilerleyen saatlerinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Adana’da düzenlenen Teknofest’e katılarak konuşmasında İsrail’in hem Gazze’yi hem de Lübnan’ı bombalamasına değindi. İsrail’in saldırılarıyla ilgili olarak “Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’la sınırlı kalmayacak sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur” diyen Erdoğan, “Nihai hedefin neresi olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yoktur” dedi.
Erdoğan sözlerinin devamında “Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle lime lime edilmesine göz yummayacağız” vurgusu yaptı. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere ve Fransa arasında yapılmış gizli bir anlaşma olan Sykes-Picot, Osmanlı topraklarının nasıl bölüştürüleceğini belirlemeyi amaçlıyordu. Bu bağlamda Fransa’ya Suriye, Lübnan ve Türkiye’nin güneyi; Rusya’ya da Boğazlar ve Doğu Anadolu’daki bazı yerler bırakılmıştı.
Cumhurbaşkanının hedefinde sadece İsrail değil, Batı da vardı. Konuşması sırasında “Kundaktaki bebekleri öldürmekten zevk alan cinnet haliyle karşı karşıyayız. Ne yazık ki Batı, katliam şebekesine desteği sürdürüyor” dedi.