İspanya, İrlanda, Danimarka…: Avrupa’dan İsrail’e tepkiler yükseliyor
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bir yardımcısı yabancı basına gizli bilgi sızdırmakla suçlanıyor. Buna göre bilgileri sızdıran kişi rehine anlaşmasında çözüme ulaşılamamasında kilit rol oynamış olabilir.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bir yardımcısı gizli bilgileri dış basına sızdırdığı iddiasıyla tutuklandı. Suçlamaya göre Netanyahu’nun ofisinde çalışan sözcü Eli Feldstein ulusal güvenlikle ilgili çok gizli bilgileri Avrupalı medya kuruluşlarına ifşa ediyordu. Felstein’in yanı sıra üç şüpheli daha soruşturuluyor ancak isimleri gizli tutuluyor, sadece savunma kurumlarıyla bağlantılı oldukları biliniyor.
İsrail medyasına göre İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) alınan gizli ve hassas istihbaratın “ulusal güvenliğe zarar verecek şekilde” yabancı basına verildiği yönünde şüphelerin artması sonucu özellikle iç istihbarat teşkilatı ŞinBet ve IDF’de soruşturma başlatılmış. Bu istihbarat sızıntıları nedeniyle Gazze’de tutulan rehinelerin serbest bırakılması hedefine ulaşma kabiliyeti zarar görmüş olabilir.
Ynet’in haberine göre yetkililer davada dört şeyi araştırıyor: Çok gizli belgelerin sızdırılması, güvenlik yetkisi olmayan bir danışmanın normalde yasak olması gereken toplantılara ve binalara erişimine izin verilmesi, gizli belgelerin kullanımındaki ihmal ve rehine anlaşması konusunda kamuoyunu etkilemek için bu belgelerin kullanılması. Muhalefet liderleri söz konusu istihbaratların “sahte” olduğunu ve Gazze’de ateşkes ve dolayısıyla rehine anlaşmasını engellemek için yapılan bir oyunun parçası olduğunu söylüyor.
Sızdırılan bilgiler arasında Londra merkezli Jewish Chronicle gazetesinde Hamas’ın rehineleri Mısır üstünden Gazze’den çıkarmayı planladığı ve Alman gazetesi Bild’de yer alan Hamas’ın rehine görüşmelerini İsrail’e karşı bir tür psikolojik savaş olarak kullandığı yazıları var. Jewish Chronicle daha sonra kendi makalesini geri çekmişti. İsrail’in yetkili kurumları her iki haberi de daha sonra yalanlamıştı. İsrail medyası, sızdırılan bilgilerin tam da Netanyahu’nun müzakere masasındaki taleplerine hizmet eden ve görüşmelerin başarısızlığından sorumlu tutulmasını da önleyecek bu haberlerin şaibeli olduğunu düşünüyor.
Hamas’ın stratejisine dair her iki haber de Netanyahu’nun haberler yayınlanmadan önce ve sonraki mülakatlarıyla, kabine toplantılarındaki açıklamalarıyla ve basın toplantılarında dile getirdiği hususlarla neredeyse aynıydı. Ayrıca Sinvar’ın İsrailli rehineleri Gazze’yi Mısır’dan ayıran Philadelphi Koridoru üstünden Gazze dışına kaçırmaya çalıştığı iddiasını da içeriyordu. Mesela rehinelerin Mısır’a kaçırılacağı iddialarının ardından Netanyahu kameralar karşısına geçip, Philadelphi Koridoru’nun kontrolünün İsrail’de kalması gerektiğini söyledi.
Netanyahu son günlerde ofisinden kimsenin tutuklanmadığını ya da soruşturulmadığını iddia ederek davayla arasına mesafe koymaya çalışıyordu. Ancak o zamanlar daha netleşmeyen iddialarla ilgili olarak istihbarat sızıntılarının Netanyahu’nun işine yarayabileceği söyleniyordu. Bununla birlikte Netanyahu’nun ofisinden yetkililer Felstein’in hiçbir zaman güvenlikle ilgili toplantılara katılmadığını söylüyor.
Çeşitli kaynaklara göre Feldstein geçen yıl boyunca başbakanlık çalışanı olarak görev yaptı ve Netanyahu’nun yakın çevresinde bulundu. Zaten son bir yıl boyunca çekilen pek çok fotoğrafta da Netanyahu’nun yanında görülüyor. İsrail yayın kuruluşu Kan’da yer alan habere göre Feldstein, yalan makinesi testini geçemediği için Netanyahu’nun ofisinde çalışmak için gereken güvenlik iznini alamamıştı. Bu yüzden de teknik olarak Netanyahu için değil, onun üst düzey danışmanı için çalışıyordu. Buna rağmen Netanyahu ile Feldstein birbirine yakındı.
Feldstein sabahın erken saatlerinde polis baskınıyla tutuklanmıştı. Ancak bu tutuklama olaydan dört gün sonra kamuoyuna yansıdı. Felstein yarın yapılacak yeni bir duruşmaya kadar gözaltında tutulacak. Ynet’in haberine göre soruşturma kapsamında bazı şüpheliler 15 yıla kadar hapis cezası alabilir.
İsrailli rehinelerin aileleri, bunun büyük olasılıkla başbakanla bağlantılı olarak “ülke tarihinin en büyük aldatmacası” olabileceğine işaret etti. Muhalefet lideri Yair Lapid ve bu yılın başlarında savaş kabinesinden ayrılan Benny Gantz iddia edilen sızıntıları “hükümetinin en tepesindekileri ilgilendiren bir başarısızlık” olarak nitelendirdi. Gantz bunun “ulusal bir suç” olduğunu da söyledi.