İngiltere seçiminin bir kaybedeni de Netanyahu: İşçi Partisi yakalama kararı itirazını çekti
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında 36. gün geride kalırken Savunma Bakanı Yoav Gallant, "Buradan Lübnan vatandaşlarına sesleniyorum, Gazze'deki vatandaşların beyaz bayraklarla kıyı boyunca yürüdüğünü ve güneye doğru ilerlediğini görüyorum" diyerek Lübnan'a parmak salladı.
Gazze’ye yönelik İsrail saldırılarında 36. gün geride kaldı ve saldırıların başladığı günden bu yana 11 bini aşkın Filistinlinin hayatını kaybettiği açıklandı.
Saldırılarını devam ettiren İsrail’de Savunma Bakanı Yoav Gallant ülkenin kuzeyindeki bir askeri üsse düzenlediği ziyarette Lübnan sınırındaki gerilimi değerlendirdi.
İsrail saldırıları nedeniyle Gazze’nin kuzeyinden tehcir edilen Filistinlileri örnek gösteren ve Lübnanlıların da aynı tabloyla karşı karşıya kalabileceğini ima eden Gallant “Buradan Lübnan vatandaşlarına söylüyorum, Gazze’deki vatandaşların beyaz bayraklarla kıyı boyunca yürüdüğünü ve güneye doğru ilerlediğini görüyorum” dedi.
Gallant Hizbullah’ın Lübnan’ı olası bir savaşa sürüklediğini ve hata yaptığını savundu.
Lübnan halkına yönelik gözdağını sürdüren Gallant “Hizbullah bu tür hatalar yaparsa bunun bedelini ödeyecek olanlar öncelikle Lübnan vatandaşlarıdır. Gazze’de yaptığımızı Beyrut’ta da nasıl yapacağımızı biliyoruz” dedi.
İsrailli Bakan “Pilotlarımız kokpitte oturuyor, uçaklarının burnu kuzeye bakıyor. Güneyde (Gazze’de) yapacak işimiz var ama hava kuvvetlerimizin yüzü kuzeye dönük” diye konuştu.
“Askeri harekat ne kadar derin olursa ve uygulanan güç ne kadar güçlü olursa Hamas o kadar baskı altında olur ve kaçırılanlara ulaşma şansı da o kadar artar” diyen Gallant, İsrail’e yönelik uluslararası tepkileri reddederek “Kendimizi savunma gücümüz var, 1943 yılında değiliz. Dünya uluslarının bize ahlak dersi verme cesareti nereden geliyor?” ifadelerini kullandı.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim’den bu yana yaşanan çatışmalarda 70 Hizbullah mensubu ile 4 İsrail askeri hayatını kaybetti.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Bakan Gallant ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.
İsrail Başbakanı, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana topyekun kuşatma altına aldığı Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü saldırılara ilişkin açıklamasında, “Hamas’ı yeneceğiz ve esirlerimizi geri getireceğiz. Görev tamamlanana kadar durmayacağız” dedi.
İsrail ordusunun, Hamas’ın saldırıların önlemek için “gerektiği kadar Gazze’de kalacağını” kaydeden Netanyahu, “Gazze Şeridi üzerindeki güvenlik kontrolünden vazgeçmeyi kabul etmeyeceğim” diye konuştu.
Netanyahu, “İsrail ordusu Gazze şehrini kuşatmayı tamamladı. Artık şehrin göbeğinde faaliyet gösteriyorlar. Şifa Hastanesinin çevresindeler” ifadesini kullandı.
Arap ülkelerinin liderlerine de seslenen Netanyahu, onları “Hamas’a karşı ayağa kalkmaya” çağırarak “Hamas, İran’ın başını çektiği terör ekseninin ayrılmaz bir parçasıdır ve bu şer ve terör ekseni, tüm Arap dünyasını olduğu gibi dünyayı da riske atmaktadır. Pek çok Arap ülkesi liderinin bunu anladığına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan Netanyahu, Gazze Şeridi’nin yönetiminin Hamas’ın ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas öncülüğündeki Filistin Yönetimine verilmesi fikrine de karşı olduğunu savundu.
Abbas’ı, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırıları “kınamamakla” suçlayan Netanyahu, Abbas’ı işaret ederek “Lideri, üzerinden 30 günden fazla zaman geçtikten sonra bile yaşanan korkunç katliamı hala kınamayan bir otorite orada (Gazze) olamaz” dedi.
Gazze’de İsrail’in tam güvenlik kontrolü istediklerini yineleyen İsrail Başbakanı, orada eskiden olduğu gibi yeniden Yahudi yerleşim birimleri kurmanın “gerçekçi bir hedef olmadığını” ve bunu desteklemediklerini söyledi.
İsrail Başbakanı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, “Gazze’ye yönelik saldırılarda sivillerin öldüğü ve İsrail’in saldırılarını durdurması gerektiği” yönündeki sözlerine de tepki gösterdi.
Netanyahu, Macron için “Gerçek anlamda ve ahlaki açıdan ciddi bir hata yaptı” ifadesini kullandı.
Bölgede gerilim artarak devam ederken uluslararası saldırılara uluslararası aktörlerden tepkiler de dinmiyor. Bir tepki açıklaması da Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’ndan (IFRC) geldi.
Federasyon Başkanı Francesco Rocca “Yeter, uluslararası toplum, Gazze’deki durumu nasıl kabullenebilir? Kudüs Hastanesinde kuvözdeki bebekler ve yoğun bakımdaki hastalar hayati risk altında” dedi.
Rocca İsrail’in ablukası ve yoğun saldırıları altında bulunan Gazze’deki duruma ilişkin X sosyal medya platformundan paylaşımda bulundu.
“Yeter, uluslararası toplum, Gazze’deki durumu nasıl kabullenebilir? Kudüs Hastanesinde kuvözdeki bebekler ve yoğun bakımdaki hastalar hayati risk altında” ifadesini kullanan Rocca, çatışmaların durması yönünde çağrıda bulundu.
Rocca, Gazze’ye insani yardım erişimi sağlanması ve yakıt dahil tüm yardımların Gazze’nin kuzeyine de ulaşması gerektiğini vurguladı.
IFRC Genel Sekreteri Jagan Chapagain de X sosyal medya platformundan, Filistin Kızılayının, korkunç bir durumun hakim olduğu Kudüs Hastanesi yakınlarındaki şiddetli bombardımanın sürdüğünü bildirdiğini aktardı.
Chapagain, “Bebekler dahil birçok kişinin hayatı risk altında. Hastaneler korunmalı” açıklamasında bulundu.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken, İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava bombardımanı başlattı.
İsrail, 7 Ekim’den bu yana 38’i Gazze Şeridi’ndeki çatışmalarda olmak üzere 354’ü asker 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını duyurdu.
İsrail’e göre, Kassam Tugayları’nın elinde 239 İsrailli esir bulunuyor.
Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığına göre, İsrail’in saldırılarında 4 bin 506’sı çocuk, 3 bin 27’si kadın olmak üzere 11 bin 78 Filistinli öldürüldü, 27 bin 490 kişi yaralandı.
Batı Şeria ve Kudüs’te de İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler, 182 Filistinliyi öldürdü.
İsrail ordusu, Gazze’de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi Şifa Hastanesini, Nasr Çocuk Hastanesini, El-Ehli Baptist ve Türk-Filistin Dostluk hastanelerini, tahliyeye zorladığı Filistin Kızılayına bağlı Kudüs ve Endonezya hastanelerinin çevresini vurdu. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.