Kamboçya’da şaşırtmayan sonuç: 40 yıldır ülkeyi yöneten liderin partisi zaferini ilan etti
Kamboçya Kralı Norodom Sihamoni, dün yayımlanan kararnameye göre Başbakan Hun Sen'in en büyük oğlunun bir sonraki başbakan olmasını onaylayarak, zaten beklenen iktidar değişimini teyit etti.
Kamboçya Kralı Norodom Sihamoni, Başbakan Hun Sen’in oğlu Hun Manet’i ülkenin bir sonraki başbakanı olarak resmen atadı. Kararnamede, “Atanan başbakan, Ulusal Meclis’te güven oylaması yapılana kadar yeni hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir” denildi. Çiçeği burnunda başbakan, oylamanın ardından 22 Ağustos’ta resmi olarak yemin edecek.
Ülkede 23 Temmuz’da yapılan seçimlerde ana muhalefet partisinin seçimlere girmesi engellenmiş, geriye kalan tek dişe dokunur aday olan Hun Sen’in partisi Kamboçya Halk Partisi (CPP) Ulusal Meclis’teki 125 sandalyeden 120’sini kazanmıştı.
Hun Sen seçimden birkaç gün önce tacını oğluna devredeceğini zaten duyurduğundan bu gelişme şaşırtıcı olmadı. Manet, dün Facebook hesabından yaptığı paylaşımda Kral Sihamoni’ye teşekkür ederek, bu atamayı hayatının ‘en büyük onuru’ olarak tanımladı.
CPP yönetimi altında ülkedeki kraliyet sadece formaliteden ibaret olsa da Kral’ın imzası, 38 yılı aşkın bir süredir iktidarda olan Hun Sen’in siyasi mirasını korumak üzere tasarladığı kuşak değişiminin önemli bir adımı oldu. Bununla birlikte Hun Sen, iktidardan çekilse bile arka plandan etkisini göstermeye devam edeceğinin altını çiziyor.
Yurt dışında aldığı maliyetli eğitim ve orduda tek bir sorun bile yaşamadan yükselişinden başka hakkında bir şey bilinmeyen Manet’in ülkeyi nasıl yöneteceği de henüz muamma.
Manet, babasının mirasını sürdüreceği türünden açıklamalar yapsa da bazı sürprizler yaşanabilir. Zira ülkenin iç savaş ve devrimci çalkantıların yaşandığı bir döneminde yükselen Hun Sen’in aksine Manet, bolluk içinde büyüdü. ABD Askeri Akademisi, Bristol Üniversitesi ve NYU’da lisansüstü öğrenim gören Manet, genç yaştan itibaren iktidara gelmek için yetiştirildi.
Halka açık konuşmalarda babasının retoriğini yansıtsa da Manet’in Hun Sen’den daha az tehditkâr göründüğü görülüyor. The Diplomat, daha olumlu ve uzlaşmacı bir tavrın ülkedeki baskıcı siyasi ortamın gerginliğini azaltabileceğini belirtiyor. Ayrıca Manet, Hun Sen’in Batı’ya duyduğu kırgınlıklardan da yoksun olduğu için hem ABD hem de Avrupa ile ilişkileri daha yumuşak bir şekilde ele alabilir.
Öte yandan Manet nasıl bir tavır takınırsa takınsın, ülkede ‘demokrasi’ adının arkasına sığınarak göstermelik seçimler yapıldığı gerçeği değişmiyor. Seçimlerde muhalefetin tamamen susturulmasına tepki olarak Batılı gözlemciler, seçim döneminde ülkeye gelmeyi reddetmiş, otokratik yönetime karşı kişiler oy pusulalarını yakarak durumu protesto etmişti.