Batı teyakkuz halinde: Ortadoğu’da yeni bir savaş endişesi
Lübnan'da siyasi ve ekonomik kriz sürüyor. İstikrarsızlığın neden olduğu kargaşada yaşama uğraşı ise devam ediyor. Elektrik kesintileriyle karanlığa gömülen ülkedeki son durumu Lübnanlı gazeteci Roula İbrahim anlattı.
Dünyanın demografik ve kültürel açıdan en zengin ülkelerinden biri olan Lübnan, buna karşılık ekonomik ve siyasi krizlerin de asla son bulmadığı yegane bölgelerinden biri. 2019 yılında patlak veren likidite krizi nedeniyle Lübnan’da halkın yüzde 80’ine yakını da yoksullaşmış durumda. Üstelik Ekim 2022’den bu yana 6 yılın ardından Mişel Avn’dan boşalan Cumhurbaşkanlığı koltuğu ise hala boş.
Bu nedenlerle istikrarsızlığın, ekonomik krizin pençesinden kurtulamayan Ortadoğu’nun kültür ve medeniyet merkezi Lübnan geçtiğimiz haftalarda gündeme gömüldüğü karanlıkla gelmişti. “Gömüldüğü karanlık” derken kelime oyunu yapmak değil niyetim. Kendi vatandaşlarına elektrik dahi sağlayamayacak kadar iflas etmiş bir ülkeden bahsediyorum. Bir yandan Başbakan Necib Mikati, “Artık hükümetimin kamu hizmetlerini sürdürme imkanları tükeniyor” diyor; diğer yandan Elektrik Kurumu da “vatandaşlara elektrik hizmeti veremeyeceğiz” açıklaması yapıyor. Bu gelişmelerin ardından Lübnan ciddi bir karanlığa gömüldü, evlere günlük 4 saat kadar elektrik verilebildi, Beyrut Uluslararası Havalimanı bile jeneratörlerle hizmet sağlamaya çalıştı.
Yetmedi Lübnan Elektrik Şirketi tüm bakanlık ve kamu kurumlarına ihtar çekti, “ödenmemiş faturalarınızı ödeyin” dedi. Ülkede bakanlık ve kamu kurumlarının elektriğinin kesilmemesi için son tarih ise 24 Ekim.
İşte bu çöken karanlığın aydınlığa çıkma umudunun olup olmadığını, istikrarsızlık ve krizle geçen yılların Lübnan’daki hayata etkilerini Lübnanlı Gazeteci Roula İbrahim ile konuştuk. İbrahim ülkesindeki krizin perde arkası ve krizin Lübnan yansımalarını 10Haber için anlattı.
Ülkesinin içinde bulunduğu krizden çıkması için reformlara ihtiyacı olduğunu vurguladı İbrahim ve bunun da yönetim istikrarsızlığın çözülmesiyle ancak mümkün olduğunu söyledi.
Lübnan’daki krizin temel sebeplerini nasıl anlatırsınız?
Asıl sorun ekonomik krizden sonra yakıt gemilerine ödeme yapmak için bile artık dolarımızın olmaması. Bu yüzden bir çözüm bulundu ve Lübnan’daki enerji kurumu, buna elektrik vergisi deniyor, ancak sorun şu ki Lübnan poundunu kabul etmiyorlar. Dolar istiyorlar ve merkez bankası krizde. Bu yüzden geçtiğimiz günlerde tam bir elektrik kesintisi yaşadık.
Tüm ülkede elektrikler tamamen kesildi. Çözüm getirildi ancak sürdürülebilir değil.
Hükümet nasıl bir çözüm yolu önerdi? Sürdürülebilir olmadığını söylediniz, neden diye sorsam…
Önce Prime South adında bir şirket kuruldu; Lübnan’a yakıt tedariki için. Ardından dolar cinsinden para istendi. Başbakan da şirketi aradı ve onlara şöyle dedi: “Size söz veriyorum, ilk ay 7 milyon dolar, ikinci ay da 7 milyon dolar ödeyeceğim.” Çözüm buydu. Ancak bu gerçek bir çözüm değil çünkü ödenmesi gereken para IMF’den aldığımız SDR’den (Özel çekme hakkı) karşılanmalı. Neden diyeceksiniz, çünkü ülkede dolar rezervi kalmadı. Öte yandan Lübnan Elektrik Kurumu’nun merkez bankasında 37 milyon doları olduğunu da biliyoruz.
Elektriksiz hayat nasıl idame ettirildi?
Aslına bakarsanız bu, birçok Lübnanlının umrunda bile değil. Çünkü Lübnan halkı zaten devlete güvenemediği için özel jeneratörlerle ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Ama burada da büyük bir sorun var. İnsanlar jeneratör kullanmak zorunda kaldığı için bu sektörde de büyük bir yolsuzluk dönüyor. Üstelik özel jeneratörler de ekonomik krizle mücadele eden halka oldukça pahalıya mal oluyor. Fiyatlar çok yüksek. Ayrıca elektrik kurumu da vergileri yükseltti.
Santrallere de gerekli yatırımlar yapılmıyor olsa gerek. Eski alt yapının bu duruma etkileri nedir?
Doğru. Temel sorunlardan biri de iyi altyapıya sahip elektrik santrallerinin olmaması. Çok eskiler. Her ay onları düzene sokmak için çok para harcıyoruz. Ancak bu yeterli değil. Sorun da bu zaten. Ve hükümet santrallerdeki sorunları çözmek adına para harcayamıyor, tamir edilmiyorlar. Çözüm yeni enerji santrallerinin yapılması ancak bu da kriz ve siyasi istikrarsızlık ortamında pek mümkün değil.
Bankaların kapandığı o dönem neler yaşandı ülkede?
Halkın parası çarçur edildi sonra ekonomik kriz oldu ve tüm bankalar kapandı. Birdenbire tüm bankalar iki hafta boyunca kapandı. Bankaların insanlara neden paralarını vermediğini kimse bilmiyor. Zaten insanlar elektrik konusunda olduğu gibi bankalara da güvenmemeye başladı. Banka sistemine güven kalmadığından kimse parasını bankalara yatırmamaya başladı. Ayrıca merkez bankasından bir kişi vardı. Şimdi görüyoruz ki o kişi parayı kendi çıkarı ve bankanın çıkarı için kullandı. Paranın merkez bankasından özel bir şirkete aktarıldığı kanıtlandı. İşte bu kadar. Ancak istikrar için önce merkez bankasından başlayarak yolsuzluk yapan herkesi hapse atmak gerekir. Vali, eski merkez bankası başkanı ve diğerleri… Çünkü tüm parayı çaldılar ve bu kanıtlandı. Ayrıca sözkonusu kişiler ABD ve Avrupa’dan da yaptırım aldı.
Sizce Lübnan’da istikrarın sağlanması nelere bağlı?
Değişime ihtiyacımız var, reformlara ihtiyacımız var. Merkez bankası ve bankalar için reform yapmamız ve hükümetin içinde olduğu bir plan ve ekonomik plan yapmamız gerekiyor. Ama bunun için de siyasi istikrarsızlığın son bulması gerek.