Harekete geçilmezse 2030’da 575 milyon kişi aşırı yoksul olacak
Avrupa'da Kuran yakma eylemleri ile İslamofobi giderek yayılırken BM Genel Kurulu'nda bu durumun önüne geçmek için hazırlanan tasarı 115'e karşılık 44 "kararsız" oyla kabul edildi.
Avrupa kuran yakma eylemlerini ifade özgürlüğü ve inanca saygısızlık ikileminde tartışadursun Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda, İslamofobi ile mücadele için atılacak adımlar konusunda hazırlanan karar tasarısı oylandı. Genel Kurul salonunda yapılan oylama, 0 “hayır” ve 44 “kararsız” oya karşılık 115 “evet” ile sona erdi. “Kararsız” oyu kullanan 44 ülke arasında Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Yunanistan, İsveç, İsviçre, Finlandiya, Ukrayna ve Hindistan da vardı.
Kabul edilen kararda medyanın her türünde ayrımcılık, şiddet ve dini nefret savunuculuğunu teşvik eden yayın ve paylaşımların yanı sıra kutsal kitap ve mekanlar dahil Müslümanlara yönelik dini hoşgörüsüzlük, tek tipleştirme ve düşmanlıklar kınandı. Kararda ayrıca kültür ve medeniyetler arası diyalog ve dini çeşitlilik de teşvik edilerek BM Genel Sekreterliği’nden bu kararın uygulanmasına ilişkin bir rapor hazırlayıp BM Genel Kurul 79. Oturumu’na sunması istendi.
International Day to Combat Islamophobia: “We are all well past the hour to restore peace, tolerance and respect,” the @UNHumanRights chief says, joining the UN’s call to action as #UNGA adopts a resolution on fresh measures to fight anti-Muslim hate.https://t.co/s8wGSUEZm2
— UN News (@UN_News_Centre) March 15, 2024
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’ten İslamofobi ile mücadele için “Birleşmiş Milletler Özel Temsilcisi” ataması talebi istenen kararda, üye devletlere de dini hoşgörüsüzlük ve Müslümanlara yönelik şiddete karşı mücadele etmek için yasal ve politik alanlarda yapılacaklar da dahil gerekli tüm önlemleri alma çağrısında bulunuldu.
Öte yandan tasarının kabul edildiği tarih dikkat çekici bir noktaya işaret ediyor. Zira 15 Mart son iki yıldır Uluslararası İslamofobiyle Mücadele Günü olarak kutlanıyor. 2022’de Türkiye ve Pakistan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı (IIT) adına sunduğu tasarı ile BM Genel Kurulunda 15 Mart bu özel gün ilan edilmişti. Kararda insan haklarına ve farklı din ve inançlara saygıya dayalı, hoşgörü ve barış kültürü ile küresel diyaloğu teşvik eden uluslararası çabaların güçlendirilmesi çağrısı yapılmıştı.
BM raportörlerinin 15 Mart dolayısıyla yayımladıkları ortak yazılı açıklamada, dini inanca dayalı korkutma, şiddet ve tahrik eylemlerinin geçen yıl dünya genelinde hızla arttığı belirtildi. Açıklamada İslam karşıtlığının da endişe verici boyutlara ulaştığı kaydedildi.
Açıklamada, ülkelere İslam karşıtlığı da dahil her türlü dini nefrete karşı her türlü tepkiyi evrensel değerler, ilkeler ve uluslararası insan haklarının yasal çerçevesine dayandırma çağrısı yapıldı:
“Kuran’ın planlı ve halka açık bir şekilde yakılması içler acısı bir durumdur. Dünyanın her yerinde camilere, kültür merkezlerine, okullara ve hatta Müslümanlara ait özel mülklere yönelik saldırılara tanık oluyoruz. Hiç kimse dini ya da inancı nedeniyle korkuya maruz kalmamalıdır. Herkes kendini güvende hissetmeli ve tüm Devletler tarafından garanti altına alınması gereken insan haklarının eşit şekilde korunmasından faydalanmalıdır.”
Gazze’deki katliamlara da değinilen açıklamada, İsrail’in Ramazan boyunca yaygın açlığa ve ciddi yetersiz beslenme belirtilerine rağmen bölgedeki çoğunluğu Müslüman sivil nüfusa yeterli insani ve gıda yardımı ulaştırmayı engellemeye devam etmesinin dehşet verici olduğunun altı çizildi.
“Bu kutsal Ramazan ayında yaygın açlık ve ciddi yetersiz beslenme belirtilerine rağmen İsrail’in Gazze’deki çoğunluğu Müslüman sivil nüfusa yeterli insani yardım ve gıda yardımı sağlanmasına izin vermemeye devam etmesinden dehşete düştük” diyen uzmanlar, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya erişimde uygulanan usulsüz kısıtlamalar ve Gazze’deki önemli sayıda ibadethanenin yıkılmasıyla ilgili ciddi endişelerini de dile getirdi.