Fitch’ten ‘Gelişmekte olan ülkelere 200 milyar dolar’ müjdesi
Rusya'nın önde gelen muhaliflerinden Navalni'nin eşi Navalnaya halkı 15-17 Mart'taki seçimleri boykota çağırdı. Biden'ın konuşmasına davet edilen Ukrayna First Lady'si Zelenska ise Navalnaya ile birlikte olmak istemediği için daveti geri çevirdi.
Rusya’da seçimlere çok az vakit kaldı. Şansı olan muhalifler ya sürgünde ya da mezarda olduğu ve zaten arkasında güçlü bir halk desteği olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kazanmasına zaten kesin gözüyle bakılıyor. Ama bu sürece bir muhalifin, Rusya’nın en bilinen muhalifinin ölmesi damga vurdu.
Navalni sadece birkaç ay önce Rusya’nın en uzak bölgesine, Moskova’dan trenle yaklaşık iki gün uzakta olan bir ceza kolonisine nakledildikten kısa süre sonra “kayıp düşerek” öldü. Seçime az bir vakit kalmışken Navalni’nin birdenbire en uzak koloniye gönderilmesi ve ani ölümü geniş çevrelerde inandırıcı bulunmadı. Buna ABD Başkanı Joe Biden da dahildi, Navalni’nin ölümünden açık açık Putin’i sorumlu tutmuştu.
Eşinin bıraktığı bayrağı devralmaya kararlı Yulya Navalnaya seçimlere 10 gün kalmışken Navalni’nin YouTube kanalından yayınladığı yeni videoda seçmenlere oy kullanmayın, seçimi boykot edin çağrısı yaptı. Navalnaya böylelikle ani ölümünden önce kamuoyuna verdiği son mesajlarında seçimleri boykot etme fikrini ortaya atan eşinin anısının onurlandırılabileceğini söyledi.
Videoda Navalnaya “Navalni’nin doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmak istiyorum. Etrafınızda Putin ya da savaş karşıtı birçok insan var ve güçlerimizi birleştirirsek sesimiz çok daha yüksek çıkacaktır” dedi. Navalni’nin destekçileri ve müttefikleri seçim boykotunu Navalni’nin “siyasi iradesi” olarak nitelendiriyor. Navalnaya seçimi boykot etmeyeceklerse bile “Putin dışındaki herhangi bir adaya oy vermelerini” söyledi ve ekledi: “Oy pusulasını karalayabilir, üzerine büyük harflerle ‘Navalni’ yazabilirsiniz. Oy vermenin bir anlamı olmadığını düşünüyorsanız bile oy merkezinde bekleyebilir, sonra arkanızı dönüp evinizin yolunu tutabilirsiniz.”
Seçmenler Navalnaya’nın çağrısına kulak asarsa ortaya çok tuhaf bir durum çıkabilir. Çünkü kolluk kuvvetleri oy vermek için sırada bekleyen insanları dağıtmak için yasal bir gerekçeye sahip olmayacak. Navalnaya, “Bu oldukça basit ve güvenli bir eylem, yasaklanması da mümkün değil. Milyonlarca insanın kendisi gibi düşünen insanları görmesine ve yalnız olmadığımızı fark etmesine yardımcı olacak” dedi.
Putin’in 15-17 Mart tarihleri arasında yapılacak seçimde altı yıl daha iktidarda kalması yani beşinci dönemine girmesi bekleniyor. Bu da en az 2030 yılına Kremlin’in onun emri altında olacağı anlamına geliyor.
Rus yetkililer Ukrayna’daki savaşa karşı olduklarını dile getiren iki adayın adaylığını engellediği için oy pusulasında Putin’e itiraz edebilecek herhangi bir siyasetçi kalmadı. Seçimlere adaylığını koyan diğer üç siyasetçi Putin’in otoritesini doğrudan sorgulamadığı gibi yarışın meşru olduğu görüntüsü yaratmak için oy pusulasında yer alacaklar.
Geçen hafta eşinin cenaze törenine katılan on binlerce kişiden güç aldığını söyleyen Navalnaya “Size bakınca hiçbir şeyin boşuna olmadığına ikna oluyorum, bu düşünce bana güç veriyor. Artık hepiniz biliyorsunuz ki Aleksey’i seven ve destekleyen, onun fikirlerini paylaşan birçok insan var ve birbirimize arka çıktığımız müddetçe hiçbir şey bitmiş sayılmaz” dedi.
Bağımsız yayın kuruluşu Mediazona’nın aktardığına göre Moskova’nın dışından Borisovski’de mezarlığa Navalni’yi uğurlamaya en az 27 bin kişi geldi. Bu kadar büyük bir kalabalığın Navalni’yi son yolculuğuna uğurlamaya gelmesi, cenaze töreninden sadece günler öncesinde 300’den fazla kişi Navalni’yi andığı için gözaltına alındığından büyük bir muhalefet gösterisine dönüştü.
Bu arada Ukrayna’nın Beyaz Saray’da bugün gerçekleşecek State of Union konuşmasına davet edilen First Lady’si Olena Zelenska daveti reddederek Washington’un en saygın etkinliklerinden birini elinin tersiyle itmiş oldu. Durumdan haberdar yetkililere göre ABD Başkanı Joe Biden’ın eşi Jill Biden, Zelenska ve Navalnaya’yı yan yana oturtmayı planlıyordu. Sebebi her iki kadının da Putin’e direnişin bir sembolü olarak görülmesiydi. Bu da Biden’ın yapacağı konuşmanın gücüne güç katacaktı.
Ama işler planlandığı gibi gitmedi. Navalnaya’nın etkinliğe katılma ihtimali Ukraynalılar arasında rahatsızlığa sebep oldu. Navalnaya Putin’e direniyor olsa da Navalni’nin 2014’te ilhak edilen Kırım’ın Rusya’ya ait olduğu açıklaması Ukrayna’da hâlâ dün gibi hatırlanıyor.
Washington’daki düşünce kuruluşu Avrupa Politika Analiz Merkezi’nin başkanı Alina Polyakova Washington Post’a verdiği demeçte “Batı’da biz onu hep Putin’e karşı cesurca savaşan biri olarak görüyorken, Ukrayna’da Navalni Rus milliyetçiliği ve emperyalizminin temsilcisi olarak görülüyor. Navalni elbette Rusya’nın Ukrayna’yı bir bütün olarak işgal etmesine karşı çıktı ama Kırım’ın Rus toprağı olarak görülmesini onaylayan bir çizgideydi” dedi.
Bir Beyaz Saray yetkilisi Zelenska’nın kararının muhtemelen “programının çakışmasından” kaynaklandığını söyledi. Zelenska’nın ofisi de first lady’nin Kiev’deki bir yetimhanede olan çocuklarla bir araya geleceği için programa katılamadığını söyledi.
Bu arada Navalnaya da davete icabet etmeyi reddetti. Sözcüsü buna sebep olarak yorgunluğunu gösterdi. Navalnaya’nın sözcüsü Kira Yarmış, “Yulya konuşmaya davet edildi ve gitmeyi de düşünüyordu. Ama sanırım insanlar neler yaşandığını unutuyor. Yulya’nın kocası iki hafta önce öldü. Tüm bu süre boyunca oradan oraya gitti. Bugün evine gittiği ilk gün. Her insan gibi onun da biraz kafasını dinlemeye ihtiyacı var” dedi.