İsrail ‘İzin vermediler’ dedi, Türkiye yalanladı: Acil inişte yakıt krizi
Netanyahu ve Biden görüşmesi ardından İsrail, Gazze'ye yönelik insani yardımların artırılmasını kabul etti. Biden kararı memnuniyetle karşılarken İsrail yardım personellerinin vurulmasına ilişkin soruşturmada iki subayı görevden aldı.
İsrail ve Filistinli örgütler arasındaki savaş devam ederken Tel Aviv’den şaşırtıcı bir karar geldi. İsrail 7 Ekim’den bu yana saldırılarını sürdürdüğü abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik insani yardımların artırılmasını kabul etti.
İsrail yönetiminin aldığı bu kararın duyurusunu ülkenin devlet televizyonu KAN oldu. KAN’ın haberine göre Savaş Kabinesi’nde, Gazze’deki insani kriz için bölgeye yönelik yardımların artırılması yönünde tedbirler alındığını duyurdu. İnsani yardımların bölgeye Aşdod Limanı ve Beyt Hanun (Erez) Sınır Kapısı üzerinden ulaştırılmasına geçici olarak izin verileceği, bunun yanı sıra Ürdün üzerinden gelecek yardımların Kerem Ebu Salim (Şalom) Sınır Kapısı’ndan daha fazla geçişine imkan tanınacağı kaydedildi.
It’s happening right now: 🚨
The Zionist Sect 9 movement came to the region to prevent aid trucks from entering Gaza at the Kerem Shalom border gate.
Members of the sect see all Gaza people, including children, as terrorists.
They are preventing aid from being provided to the… pic.twitter.com/3zEnGYCKU3
— Torah Judaism (@TorahJudaism) January 29, 2024
Kerem Ebu Salim sınırı daha önce de pek çok kez aşırı sağcı İsraillilerin ve bazı rehine yakınlarının ablukasıyla gündeme gelmişti. Kerem Ebu Salim sınır kapısına giden Yahudiler, kıtlık riskiyle burun buruna 2 milyondan fazla Filistinlinin beklediği yardımlara engel olmuştu. Daha önce basına yansıyan haberlerde bir grup İsrailli, Birleşmiş Milletler’e (BM) ait insani yardımları taşıyan tırların Gazze’ye girişini engellemek için üst üste beşinci günde Gazze’nin güneydoğusundaki Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı’nda gösteri düzenlemişti.
Yaklaşık 2,3 milyon Filistinlinin yaşadığı Gazze Şeridi, 7 Ekim’den bu yana İsrail saldırılarının hedefinde. İsrail’in yoğun bombardımanı ve yardım tırlarının bölgeye girişinde çıkardığı zorluklar nedeniyle Gazze’de yaşayan Filistinliler açlıkla mücadele ediyor. Gazze’de kıtlık seviyesine ulaşan açlık krizine rağmen bazı İsrailliler Gazze’ye yardım gönderilmesine karşı çıkıyor.
Ancak İsrail’in bu kararı ardından Kerem Ebu Salim de yardımların Gazze’ye rahatça girmesinin beklendiği noktalardan biri.
İsrail’in herkesi şaşkınlığa uğratan bu kararı aralarının limoni olduğu bilinen Amerika Birleşik Devletleri Başkanı (ABD) Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun görüşmesinden sonra alması dikkat çekti. Beyaz Saraydan yapılan açıklamaya göre ABD Başkanı Joe Biden, dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı telefon görüşmesinde, Gazze’de görev yapan insani yardım görevlilerine yönelik saldırıların “kabul edilemez” olduğunu ve ABD’nin İsrail’e yapacağı bundan sonraki yardımların “sivilleri korumaya dönük adımlar atmasına” bağlı olacağını söylemişti.
İsrail’in yardımları artırma kararının ardından açıklama yapan Biden İsrail’in Gazze yardımı konusunda “isteğini yerine getirdiğini” söyledi. Biden, Netanyahu’yu politikada keskin bir değişiklik konusunda uyardıktan bir gün sonra, İsrail’in Gazze’ye yardım sağlanması talebini dikkate aldığını belirtti.
#BREAKING Biden says Israel doing what he asked on Gaza aid pic.twitter.com/91sjq4ucV3
— AFP News Agency (@AFP) April 5, 2024
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson ise İsrail’in yardım taahhüdüne ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Açıklamada, İsrail’in, yardımların Gazze’ye ulaştırılması için Aşdod Limanı ve Erez Sınır Kapısı’nın açılmasının yanı sıra Ürdün’den Gazze’ye doğrudan sevkiyatın artırılması taahhüdünde bulunmasının memnuniyetle karşılandığı belirtildi.
Söz konusu taahhütlerin “tamamen ve ivedilikle” yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen Watson “Biden’ın da söylediği gibi ABD’nin Gazze’ye ilişkin politikası, İsrail’in bu adımları derhal atmasıyla belirlenecektir” dedi. Açıklamada ABD’nin, İsrail, Ürdün, Mısır ve Birleşmiş Milletler (BM) ile bu adımların atılması için tam bir koordinasyon içinde çalışmaya hazır olduğu kaydedildi.
ABD’nin Tel Aviv Büyükelçisi Jacob Lew, ABD yönetiminin, Binyamin Netanyahu başbakanlığındaki İsrail hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki insani ihtiyaçlarla ilgili eylemleri karşısında “hayal kırıklığına uğradığını” söyledi. Lew, İsrail’in Yediot Ahronot gazetesine verdiği röportajda, Joe Biden başkanlığındaki ABD yönetiminin Netanyahu hükümetinin 6 aydır İsrail savaşına maruz kalan Gazze Şeridi’ndeki tutumundan rahatsız olduğunu belirtti.
“Yönetimimiz Netanyahu hükümetinin eylemleri karşısında hayal kırıklığı içinde” diyen Lew, Gazze Şeridi’nin acil gıda, su ve atık su altyapısına ihtiyaç duyduğunu ifade etti. ABD’nin Gazze’ye deniz yoluyla insani yardımın girişini kolaylaştırmak için “çok çalıştığını” ileri süren Lew, sürecin “kolay ve ucuz” olmadığını kaydetti. Büyükelçi, İsrail’in Aşdod Limanı üzerinden Gazze Şeridi’ne un getirilmesi konusunda birçok tartışma olduğuna dikkati çekerek, unun şu anda Gazze’ye doğru yola çıktığını vurguladı.
Hamas ile İsrail arasındaki esir değişimi ve Gazze Şeridi’nde ateşkese ilişkin de Lew, “Sürekli esirlerin serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varmak için ve görüşmeleri doğru yolda tutmaya ve ileriye taşımaya çalışıyoruz” dedi. Esir takasının sadece insani bir mesele olarak değil aynı zamanda bölgesel stratejik bir mesele olarak da çok önemli olduğuna dikkat çeken Lew “Hâlâ bir esir anlaşmasının olmasını umuyorum” diye konuştu.
Bu arada Amerikan medyasına açıklama yapan ve ismi belirtilmeyen bir yetkili, esir takası konusunda Biden’ın kısa süre önce Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’ye özel birer mektup gönderdiğini belirtti. Buna göre Biden, mektubunda Mısır ve Katar’a “ateşkes görüşmelerini hızlandırması için Hamas’a baskı yapmaları” çağrısında bulundu.
Mektupların Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü Bill Burns’ün, İsrail ile Hamas arasındaki esir takası konusunu ele almak üzere Kahire’de Katar, Mısır ve İsrailli üst düzey yetkililerle bir araya geleceği haberleriyle aynı döneme denk gelmesi dikkat çekti.
Gazze’deki savaşın gündemini kaplayan konulardan biri de Dünya Merkezi Mutfağı (WCK) çalışanlarının öldürüldüğü saldırı. İsrail ordusundan yapılan açıklamada Gazze’de saldırıya ilişkin yürütülen soruşturmaya göre, yardım konvoyuna yönelik saldırı emrinin İsrail ordusu subaylarınca “düşük düzeyli güvene rağmen konvoyda Hamas üyesi silahlı kişilerin bulunduğu şüphesiyle” verildiği öne sürüldü.
“Saldırı emri verildiğinde subayların araçların WCK’ya ait olduğunu tespit etmediği” savunulan açıklamada, soruşturmanın sonuçlarının İsrail Genelkurmay Başkanı Halevi’ye ve WCK’nın yanı sıra saldırıda vatandaşları öldürülen büyükelçilere de sunulduğu aktarıldı.
Halevi’nin, Albay Nochi Mendel ve bir binbaşının saldırıya dahil olmaları nedeniyle görevden alınması emrini verdiği ve Tümgeneral Yaron Finkelman, Tuğgeneral Itzik Cohen ile Albay Yair Zukerman’ı kınadığı ifade edildi.
ABD’nin İsrail’e tavrının sivillere dönük adımlarla bağlantılı olacağını söylese de ABD, kapalı kapılar ardından İsrail’e mühimmat sağlamaya devam ediyor.
Ünlü İspanyol şef José Andres tarafından kurulan ve insani felaketlerden etkilenen topluluklara yemek götüren bir yardım kuruluşu olan World Central Kitchen’ın (WCK) yedi gönüllüsü pazartesi günü Gazze’nin orta kesimindeki Deyrel Balah’tan dönüşleri sırasında İsrail ateşinde öldü. Ölenlerden biri Jacob Flickinger’di. Washington Post’un haberine göre Flickinger savaş görmüş eski bir askerdi. ABD Gazisinin İsrail ateşinde öldüğü gün Biden yönetimi İsrail’e binlerce bomba gönderilmesine yeşil ışık yakmış. Halbuki Biden yaşanan trajedi karşısında “çok öfkelendiğini, kalbinin kırıldığını” söylemiş, bu tür olayların bir daha asla yaşanmaması konusunda ısrarcı davranacağını söylemişti.
Çok değil bundan bir hafta önce de ABD’nin yüksek tirajlı gazetelerinden Washington Post, bir haber gündeme getirmişti. Gazete haberinde ABD yönetiminin, kamuoyuna duyurmadan, İsrail’e milyarlarca dolarlık yeni savaş uçağı ve binlerce yeni güdümsüz bomba sevkiyatına onay verdiğini yazmıştı. Buna göre ABD yönetimi, kamuoyuna açıklamadan Gazze’deki saldırılarına devam eden İsrail’e 25 adet F-35 ve uçak motorunun satışına onay vermişti. 2,5 milyar dolarlık satışa ilişkin ilk Kongre onayı 2008 yılında yapılan bir bildirime dayandığı için ABD Dışişleri Bakanlığı bu sefer kamuoyuna ve Kongre’ye herhangi bir bildirimde bulunmamıştı.
Söz konusu silah onayın, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın Washington ziyaretinin hemen ardından gerçekleşmesi de dikkat çekmişti. Gazeteye konuyla demeç veren bir Beyaz Saray yetkilisi, “İsrail’in kendini savunma hakkını desteklemeyi sürdürüyoruz, (İsrail’e silah yardımını) Koşula bağlamak gibi bir politikamız yok” demişti. Şubat ayında ABD Başkanı Joe Biden’ın yayımladığı memoranduma göre aralarında İsrail’in de olduğu ABD’den silah alan ülkelerin “uluslararası hukuka uygun hareket ettiğine” ilişkin güvence vermesi talep edilmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı da videoları kamuoyuna düşen savaş hukuku ihlali iddialarına rağmen, İsrail’in “uluslararası hukuka uygun şekilde savaş yürüttüğü” açıklamasını yapmıştı.