Mücadelenin acı yüzü: Gazze’de ölüleri saymak
İnsani yardım kuruluşu WCK'nin yedi gönüllüsünün İsrail ateşiyle ölmesinin ardından Gazze'de faaliyet gösteren yardım kuruluşları birer birer yardımlarını askıya almaya başladı. Sebep bölgenin güvenli olmaması.
Ünlü İspanyol şef José Andres tarafından kurulan ve insani felaketlerden etkilenen topluluklara yemek götüren bir yardım kuruluşu olan World Central Kitchen (WCK) pazartesi günü Gazze’nin orta kesimindeki Deyrel Balah kasabasındaki yedi gönüllünün İsrail’in saldırısı sonucu ölmesinin ardından dün Gazze’ye gıda sevkiyatını geçici olarak askıya aldı. Ölenlerden üçü İngiliz vatandaşı, diğerleri ise Avustralyalı, Polonyalı ve ABD-Kanada vatandaşıydı.
WCK yöneticisi Erin Gore İsrail’in saldırısının “affedilemez” olduğunu söyleyerek “Bu sadece WCK’ya yapılan bir saldırı değildir, gıdanın savaş silahı olarak kullanıldığı en vahim durumlarda yaşanan bir şey olan insan yardım kuruluşlarına saldırmaktır” dedi.
İsrail gazetesi Haaretz’e konuşan savunma alanındaki yetkililer İsrail güçlerinin WCK’nın üç araçtan konvoyuna saldırma nedeni olarak bir teröristin gönüllülerle birlikte seyahat ettiğinden “şüphelenilmesini” gerekçe gösterdi. Yani İsrail için şüphelenmek sivillere vurmak için yeterli sebepti. Askerlerin aklına aracı kontrol etmek gelmemiş, ateş etmeyi tercih etmişlerdi. Oysa WCK’nın açıklamasına göre yardım kuruluşu sürekli İsrail ordusuyla koordinasyon içinde hareket etmişti.
WCK o konvoyda 100 tondan fazla insani yardım taşımıştı. Grup Gazze’de 68 mutfağa sahipmiş ve yaklaşık altı aydır devam eden savaşta şimdiye kadar gıda ve mutfak ekipmanı yüklü 1700’den fazla kamyon göndermiş bölgeye.
WCK yıllardır devam eden abluka nedeniyle İsrail’e yardım götüremeyen bir gruptu ama savaş sonrası attığı cesur adımlarla dikkat çekmişti. Mart ayında molozlardan inşa edilen geçici iskeleden bölgeye 20 yıl sonra denizden yardım ulaştıran ilk kuruluş onlar oldu. Gruba göre martın ortalarına doğru bölgeye ulaşan ilk yardım gemisi 200 ton pirinç, un ve mercimek, konserve ton balığı, tavuk ve sığır etini bölgedeki yardım kuruluşlarına teslim etti. İkinci ve çok daha büyük sevkiyat ise cumartesi günü Kıbrıs’tan yola çıkmıştı.
Zaten denizden yardım ulaştırma fikri de İsrail’in bölgeye karadan yardım ulaştırılmasını kısıtlamasından dolayı ortaya çıkmıştı. Karadan Gazze Şeridi’ne ulaşamayan ülkeler havadan yardımları denemiş ama bu yöntem gurur kırıcı olmasının yanı sıra en az 17 kişinin ölümüne neden olmuştu. Beş Filistinli havadan atılan paraşütlü yardımların altında kalırken 12’si de denize düşen yardımları yakalamaya çalışırken boğularak can vermişti.
Cumartesi günü Kıbrıs’ın Larnaka Limanı’ndan yola çıkan dört gemilik filoda yer alan Jennifer adlı geminin 240 tonluk gıda paketi henüz boşaltılmamıştı. WCK yardımlarını askıya alınca bu yardımlar da kurtarma botları ve römorkörle birlikte Kıbrıs’a döndü. Kıbrıslı yetkililer yardım kargosunun yalnızca üçte birinin teslim edildiğini geri kalanının adaya geri getirildiğini söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri de (BAE) WCK’nın yardım çalışmalarının ana finansörü ve güvenlik garantisi alana ve uygun bir soruşturma yürütülene kadar deniz üzerinden yardım çalışmalarını durdurduğunu açıkladı. Deniz üzerinden daha fazla yardım ulaştırılması fikri de böylelikle karadan yardım ulaştırmakla aynı konuma gelmiş oldu.
WBK’yı hedef alan saldırı, Ortadoğu’daki mültecilere yardım eden Anera ve sağlık hizmetleri odaklı ABD merkezli Project Hope gibi diğer yardım kuruluşları da Gazze’deki yardım faaliyetlerini askıya alacağını duyurdu. Kararlarını “beklemedikleri bir adım” olarak niteleyen Anera, bunun sebebi olarak birçok yardım çalışanının ve ailelerinin savaşta kaybedilmesini ve ekibin güvenli koşullar altında artık yardım ulaştırmasının mümkün olmadığı sonucuna varmalarını gösterdi.
Açıklamada “Yardımlarımızı askıya almanın Filistin nüfusu üzerinde yaratacağı ciddi sonuçları anlıyoruz ama yardım dağıtımıyla ilgili artan riskler nedeniyle personelimiz işlerini herhangi bir güvenlik endişesi taşımadan yapabilecekleri zamana kadar operasyonlarımızı durdurmaktan başka bir seçeneğimiz kalmadı” dendi.
Birleşmiş Milletler ise gece konvoylarını 48 saatliğine askıya aldı ama nüfusun çoğunun açlık sınırında mücadele verdiği kuzeye yardım kamyonu göndermek için hündüz operasyonlarına devam ediyor. BM Sözcüsü Stephanie Dujarric gazetecilere verdiği demeçte “Kuzeyde insanlar ölüyor ve ortada bir kıtlık varken insani yardım personelinin ve malzemelerinin Gazze Şeridi’nde özgürce ve güvenli bir şekilde hareket edebilmesine ihtiyacımız var” dedi.
ABD tarafından finanse edilen Yardım Çalışanları Güvenlik Veri Tabanı’na göre Gazze’deki savaş başladığından beri Gazze’de en az 196 yardım çalışanı öldürüldü; bunların 173’ü Birleşmiş Milletler’in Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA’nın çalışanıydı. İsrail UNRWA’nın da faaliyetlerini “İçinde Hamas mensupları da var” diyerek baltalamaya çalışıyor. Bu iddia sebebiyle yardım kuruluşunun önde gelen bağışçıları yardımlarını askıya aldı.
Halbuki Gazze’nin şu anda en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin başında gıda yardımı geliyor. Entegre Gıda Güvencesi Aşama Sınıflandırması’nın raporu geçen ay Gazze’nin kuzeyindeki Filistinlilerin yüzde 70’inin gıda sıkıntısı çektiği uyarısını yaptı.