Yeni başkana kapılar kapalı ama… Çin eski Tayvan cumhurbaşkanını ağırlıyor
Çin son zamanlarda Batılı ziyaretçilerin akınına uğruyor. Önce ABD Hazine Bakanı Yellen, Almanya Şansölyesi Scholz, ABD Dışişleri Bakanı Scholz ve şimdi de ABD'li milyarder Musk. Ziyaretçilerin sorunu ortak: İhracat fazlası.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken geçen hafta Çin’deydi. Blinken’ın ziyareti Hazine Bakanı Janet Yellen’ınki gibi sert tonda gerçekleşti. Görüşmelerin olumlu geçmediğini Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Blinken’i karşılamadan önce “Bu ne zaman gidecek?” diye sorup yakında gideceğini öğrenince “Hele şükür” demesinden anlamak mümkün. ABD’den art arda gelen ziyaretçilerin sonuncusu siyasetçi değil; Çin’in ihracat fazlasından en çok etkilenen iş insanlarından Elon Musk oldu.
Elektrikli araba şirketi Tesla’nın sahibi olan Elon Musk dün sürpriz bir şekilde Beijing’e gitti. Devlet medyasından yapılan açıklamaya göre Musk başkentte Çin Başbakanı Li Qiang ile bir araya geldi. Li görüşme sırasında Musk’a Tesla’nın Çin’de ilerleme kaydetmesinin iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin başarılı bir örneği olarak görülebileceğini söyledi.
Tesla 2018 yılında ABD dışındaki ilk fabrikasını Şanghay’a kurmak için Çinli yetkililerle anlaşmaya varmıştı. Musk sosyal medya platformu X’te Li ile fotoğrafını paylaşarak “Birbirimizi uzun yıllardır, Şanghay’daki ilk zamanlarımızdan beri tanıyoruz. Başbakan Li ile görüşmekten onur duydum” dedi. Şirket otopilot yazılımının en gelişmiş versiyonu olan FSD’yi (Full Self Driving) dört yıl önce piyasaya sürmüşse de müşterilerinin talebine rağmen Çin’de kullanıma sunmamıştı.
Musk bu ayki açıklamasında Tesla’nın FSD’yi “çok yakında” Çin’de piyasaya sürebileceklerini söyledi. Bu ziyaret analistler tarafından Tesla için önemli bir an olarak yorumlanıyor. Tesla’nın değerlenmesi FSD ve otomatik sürüş üzerine kurulu. Reuters’a konuşan Wedbush analistleri Tesla için bulmacanın eksik kalan parçası Çin’de FSD’nin bir türlü kullanıma sunulmamasıydı.
Devlet medyasına göre Musk’ın Çin ziyaretinde bir araya geldiği isimlerden diğeri de Çin’de devam eden otomobil fuarının organizatörü olan Çin Uluslararası Ticareti Geliştirme Konseyi’nin başında bulunan hükümet yetkilisi Ren Hongbin ile de görüştü. Sosyal medyada paylaşılan bir medyada Musk “Elektrikli araçların Çin’de ilerleme kaydettiğini görmek güzel. Gelecekte tüm araçlar elektrikli olacak” dediği görülüyor.
“All cars will be electric in the future.”
Elon Musk said in China today. pic.twitter.com/AsLNDFpAz2
— Tesla Owners Silicon Valley (@teslaownersSV) April 28, 2024
Bu ziyaret Tesla’nın düşen satışlar ve elektrikli araçlar için giderek kızışan fiyat savaşı nedeniyle dünya genelindeki iş gücünde yüzde 10’luk kesintiye gideceğini açıklamasının ardından gerçekleşiyor. Fiyatların bu kadar kızışmasında Çin’in etkisi büyük. Çünkü daha ucuz elektrikli araçlarla rakiplerinin önüne geçti. Bu durumdan şirketler kadar hükümetler de şikayetçi. Yellen da Almanya Başbakanı Olaf Scholz da son ziyaretlerinde Çin’in rakiplerini iflasın eşiğine getirmesinin serbest piyasaya zarar vereceğini, çeşitliliğin ortadan kalkacağını savundu.
Ancak Scholz ve Tesla’nın Beyaz Saray’dan farklı bir durumu var. Alman iş insanlarının büyük kısmının yatırımları Çin’de. Dolayısıyla Avrupa’nın Çin’e uygulayacağı bir yaptırım sadece Çinlilere değil, Alman iş insanlarına ve dolayısıyla Almanya ekonomisine verilecek bir ceza olur. Benzer şekilde Tesla’nın da Çin’de çıkarları var. Şirket 10 yıl önce Çin piyasasına girdiğinden beri söz konusu ülkede 1.7 milyondan fazla otomobil sattı. Ayrıca Şanghay’daki fabrikası dünya genelindeki en büyük üretim tesisi.
Dolayısıyla Musk’ın Çin’e küsmek yerine farklı yollara başvurması gerekiyor. Musk iki hafta önce mevcut elektrikli araç platformları ve üretim tesisleri aracılığıyla daha ucuz modeller üretmeyi planladığını söyledi. Bir diğer çıkış kapısı olarak da otonom sürüş teknolojisine sahip robot taksileri görüyor.
Blinken ve Yellen’ın bu yılki ziyaretleri, geçen yılkine göre çok daha üst perdeden gerçekleşti. Halbuki geçen yıl casus balon krizine rağmen Blinken ve Yellen oldukça ılımlı davranmıştı. Belli ki tarafların askeri iletişim kanallarını açması ABD’de yanlış anlaşılmama konusunda bir rahatlamaya neden oldu. Bu ziyaret Çin’de nasıl karşılandı?
Blinken Çin’e “davet üzerine” geldiği açıklanan tek üst düzey ABD’li yetkili oldu ve Çinliler Blinken’ın davet edilmesine epey tepki gösterdi. Uçağı Şanghay’a indiği andan itibaren Çin medyasında yer alan yorumlardan birçoğunda Blinken’ın neden Çin’e davet edildiği sorgulandı. Yellen’in ajandasında ticaret ilk sırada gelirken, Blinken’ın ajandasında Çin’in Rusya ile devam eden ticari ilişkileri baştaydı.
Örneğin Blinken iki hafta önce İtalya’daki G7 toplantısının ardından gazetecilere “Rusya’nın savunma sanayisine en çok katkısı olan ülke Çin’dir. Çin bir yandan Avrupa ve diğer ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğini iddia ediyor ama öbür yandan da Soğuk Savaş’tan bu yana Avrupa’nın güvenliğine yönelik oluşan en büyük tehdidi körüklüyor” dedi.
Blinken’in açıklamaları bu yönde olunca Çinli gazeteciler tepkilerini daha o gelmeden önce dillendirmeye başladı. Mesela sol kanattan tanınmış siyaset yorumcularından biri olan Feng Liuhen “Eğer Blinken Çin’e şantaj yapmaya geliyorsa onu ağırlamamalı, herhangi bir diyaloğa girmeden geri yollamalıyız” diye yazdı.
Peki Çin neden bu tepkilere rağmen Blinken’ı Beijing’e davet etti. Bazı Çinli analistlere göre Beijing yönetimi bununla Moskova’ya bir mesaj göndermeyi amaçlıyor. Buna göre Batı tarafından sürekli sıkıştırılan Çin her şeye rağmen ile normal ilişkilerini sürdürmeye çalışarak büyük bir bedel ödüyor. Dolayısıyla Moskova ödenenen bedeli telafi etmeli.