‘Çin usulü İslam’ buymuş: Hak örgütünün raporu yüzlerce caminin kapatıldığını gösteriyor
Çin'in Pasifik üzerinde bir süredir devam eden hareketliliği Japonya'nın hava sahasının ihlaliyle sonuçlandı. Japonya güvenlik tehdidi olarak algıladığı bu tavra karşı önlemleri artıracak.
Japonya Savunma Bakanlığı bir Çin Y-9 istihbarat uçağının Japonya hava sahasını ihlal ettiğini bildirdi. 1958’den bu yana ilk kez yaşanan bu durum Pasifik sularını yeniden ısıttı. Bakanlık uçağın “Nagasaki’deki Danjo adaları açıklarındaki hava sahasını ihlal ettiğini” ve bunun Japonya’yı “acil bir şekilde savaş uçaklarıyla” harekete geçmeye sevk ettiğini söyledi. Japonya durumu “kesinlikle kabul edilemez” bir güvenlik tehdidi olarak değerlendirdi. Çin Dışişleri Bakanlığı ise Çin’in herhangi bir ülkenin hava sahasını ihlal etme niyeti olmadığını belirtti.
Çin bir süredir Pasifik’teki Doğu Çin Denizi üzerinde tansiyonu yükseltecek askeri manevralar yapıyordu.
Japonya Hükümet Sözcüsü Yoshimasa Hayashi “Hava sahamızın Çin tarafından ihlal edilmesi yalnızca bir egemenlik ihlali değil aynı zamanda ciddi bir tehdittir” dedi. Japonya yakın zamanda hava sahası ihlallerine yönelik yeni önlemler almıştı, dolayısıyla Çin’in bu hamlesi Japonya tarafından sert bir karşılık buldu.
Hayashi Japonya’nın artık Çin’in deniz ve hava sahasındaki agresif askeri hareketliliklerine karşı mümkün olan tüm önlemlerin alınacağını söyledi. Japonya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada bakan yardımcısı Masataka Okano’nun pazartesi günü geç saatlerde Çinli diplomat “sert bir uyarı” için çağırdığı ve olayın tekrarına karşı önlem alınması çağrısında bulunduğu belirtildi.
Çin Dışişleri bakanlığı sözcüsü Lin Jian Çin’in herhangi bir ülkenin hava sahasını ihlal etmeye “niyetli olmadığını” söyledi. Lin Juan durumun Çinli yetkililer tarafından hala araştırıldığını aktardı.
Japonya ordusuna göre Nisan 2023 ile Mart 2024 arasında Japon jetleri güvenlik amacıyla 669 kez uçuş yaptı. Bu uçuşların yüzde 70’i Çin’in muhtemel hava sahası ihlallerine karşıydı. Japonya, Çin ve Rusya arasında gelişen askeri ortaklıktan rahatsız. Bu durum güneyde bulunan adaların Japonya’nın savunma stratejisinde önemli bir yer tutmasına sebep oluyor.
Çin’in Asya Pasifik bölgesinde büyüyen etki alanı, bir süredir Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve müttefiklerinin merceği altında. Japonya İkinci Dünya Savaşı sonrası “pasifist” tutumuyla askeri harcamalarını ve hareketliliklerini kısıtlamıştı. ABD son zamanlarda Pasifik üzerindeki çıkarları sebebiyle Japonya’yı savunma harcamalarını arttırması için cesaretlendiriyor. Bölgenin güçlü devletleri Japonya ve Güney Kore (İki ABD müttefiki) Çin’e karşı birleşmek için kendi aralarındaki tarihsel gerginliği dahi arkalarında bıraktı. Tokyo geçmişte olduğu gibi günümüzde de ABD’nin Pasifik’teki en büyük müttefiki olmasıyla öne çıkıyor. Avustralya ve Hindistan’la da ilişkilerini koruyor. Bu ülkelerin ittifakı, bölgede gelişmesinden endişe edilen kaçınılmaz bir Çin hegemonyasının önleme amacı taşıyor.
Çin ve Japonya arasında bulunan Senkaku adaları daha önce iki ülkenin diplomatik ilişkilerini germişti. Adalar Japon sahil güvenliği ve Çinli balıkçı botları arasında gerilime sahne olmuştu. Tokyo deniz sahasına Çin’e ait bir nükleer denizaltı girdiğini belirtmişti. Bölgede gerginliğe sebep olan bir başka yer de Güney Çin Denizi. Çin daha önce deniz üzerinde hak iddia etmişti. Filipinler Savunma bakanı Gilberto Teodoro Çin’in bölgede barışı tehdit eden en büyük unsur olduğunu söylemişti. Çin daha önce Güney Çin Denizi üzerinde hak iddia ettiğinde uluslararası mahkemeler tarafından reddedilmişti, ama askeri manevraları bu kararı kabul etmediğini gözler önüne seriyor.
ABD ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan üç gün süreyle Beijing’i ziyaret edecek ve kasım ayındaki ABD başkanlık seçimleri öncesinde ikili arasındaki gerilimleri yönetmek amacıyla Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşecek.