‘Yapıcı’ casus balon görüşmesi: ABD ve Çin’in üst düzey yetkilileri Viyana’daydı
Pasifilk'te gerilim son günlerde giderek tırmanıyor. ABD'li bir milletvekili heyeti Tayvan'ı ziyaret ederek Çin'in adayı kuşatan askeri tatbikatlara imza attığı bir dönemde Taipei yönetimine destek sözü verdi.
Çin son dönemde ilişkilerin giderek gerildiği Tayvan’da adayı çepeçevre kuşatan deniz ve hava tatbikatıyla gerilimi tırmandırdı. Bu tatbikat Çin Halk Kurtuluş Ordusu (ÇHKO) tarafından da “adada kontrolü ele geçirme provası” olarak tanımlandı. Bu durum Tayvan’a desteğini her koşulda ifade etmekten çekinmeyen ABD tarafından tepkiyle karşılandı.
Tayvanı ziyaret eden iki partili bir ABD heyeti Beijing’in kendi kendini yöneten adayı donanma gemileri ve uçaklarla kuşatmasının ardından, adanın çiçeği burnunda Devlet Başkanı Lai Ching Te’nin yanında durma sözü verdi.
Teksas temsilcisi ve Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Michael McCaul “Amerika Birleşik Devletleri Tayvan halkının güvenliğini tehlikeye atacak herhangi bir güç ya da zorlamaya başvurulmasına karşı koyma kapasitesini muhafaza etmeli. Biz bunu savunuyor ve bunu söylemeye devam ediyoruz” dedi.
Cumhuriyetçi McCaul bu hafta diğer Amerikalı milletvekillerinden oluşan iki partili bir heyetle Taipei’ye giderek ABD hükümetinin Lai ve Tayvan’ın yanında olduğunu göstermeye çalıştığını söyledi.
Hafta boyunca sürecek olan gezi gergin bir döneme denk geliyor. Lai’nin yemin ederek göreve başlamasından ve açılış konuşmasında Tayvan’ın egemenliğini savunma sözü vermesinden birkaç gün sonra Çin adayı donanma gemileri ve askeri uçaklarla çevreleyerek karşılık verdi. Milletvekilleri gelmeden önce Çin hükümeti heyette yer alan isimleri “tek Çin politikasına uymaları” ve “Tayvan’a herhangi bir kongre ziyareti planlamamaları” konusunda alenen uyarmıştı.
Tayvan Dışişleri Bakanı Lin Chia Lung pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında McCaul’a Çin’in sadece birkaç gün önce “Başkan Lai’ye karşı hoşnutsuzluğu ifade etmek için Tayvan Boğazı’nda iki günlük askeri tatbikat gerçekleştirdiğini” söyledi. Lin “Bu kritik dönemde bunun güçlü bir gösteri olduğunu söyleyebiliriz” diye ekledi.
Kongre’deki pek çok Cumhuriyetçi Ukrayna’ya ABD askeri yardımının devam etmesine karşı çıksa da Tayvan’a verilen destek büyük ölçüde iki partili bir çaba olarak kaldı. Bazı muhafazakarlar ABD’nin Ukrayna’daki yatırımlarını geri çekmesi ve bunun yerine Asya-Pasifik bölgesindeki caydırıcılığını artırması gerektiğini savundu. Nisan ayında Temsilciler Meclisi 385’e karşı 34 oyla Tayvan için 8 milyar dolarlık bir yardım paketini onayladı.
McCaul “Diğer savaş alanlarıyla ilgili tartışmalar olsa da Tayvan söz konusu olduğunda Kongre’de herhangi bir bölünme ya da görüş ayrılığı olmadığını söyleyebilirim” diye konuştu.
Ancak çeşitli zorluklar da devam ediyor. Tayvan’a yeni yardım paketinin onaylanmasının önünde çok az siyasi engel bulunsa da, ABD’nin adaya verdiği silah ve askeri teçhizat siparişlerinin teslim edilmemiş tutarı yaklaşık 20 milyar dolara ulaşmış durumda. Washington’un 2020 yılında Tayvan için onayladığı bazı silah sistemleri henüz gönderilmedi.
Washington’daki Cato Enstitüsü araştırmacılarından Eric Gomez’e göre teslim edilmeyen envanterin en büyük kısmını 2019 yılında Trump yönetimi tarafından onaylanan 66 adet F-16 savaş uçağı siparişi oluşturuyor ve bu da birikmiş işlerin yüzde 40’ından fazlası demek. Tayvan’ın beklediği diğer ürünler arasında Harpoon kıyı savunma sistemi, HIMARS adı verilen mobil roketatarlar ve Abrams tankları yer alıyor.
Gomez Tayvan ve Asya-Pasifik bölgesi için Kongre tarafından onaylanan 8 milyar dolarlık ek askeri harcama desteğinin birikmiş iş yükünde büyük bir azalma yaratmayacağını söyledi. Bu miktar Pentagon’un ABD stoklarından Tayvan’a gönderilecek silahların önünü açmak için planlanan 1.9 milyar dolarlık bütçeyi içeriyor. Ancak Gomez ABD stoklarının bunları “gönderecek kapasiteye sahip olmadığını” söyledi.
Tayvan’ın destekçileri arasında başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerin Ukrayna ve Ortadoğu’daki diğer zorlu çatışmalarda batağa saplanacağı ve bunun da silah gönderme kapasitelerini daha da aşındıracağı korkusu sessizce artıyor.
McCaul bir röportajında “Tayvan’daki insanlar Hong Kong’da olanlara bakıyorlar, Afganistan’a bakıyorlar, Putin’e bakıyorlar. Kendi ülkelerinin sıradaki hedef olacağından endişeleniyorlar ve endişelenmeliler de” diyor.
“Kimsenin Ukrayna yüzünden Tayvan’ı destekleyemeyeceğimizi düşünmesini istemiyorum” ifadelerini kullanan McCaul “Ukrayna’ya giden malzeme eski NATO malzemesi, bunların hepsi Tayvan için yepyeni. Ancak savunma sanayi üssümüzün şu anda aşırı yüklü olduğunu ve dünyadaki bu kadar çatışmayı kaldıramayacağını düşünüyorum” diye ekliyor.
Lai ise Başkanlık Ofisi’nde yaptığı konuşmada ABD’nin Tayvan halkının “vatanı savunma kararlılığına” yardımcı olmada oynadığı kritik role atıfta bulundu.
Tayvan lideri Muhafazakarların ve özellikle de kendisinden sık sık alıntı yapan Meclis Başkanı Mike Johnson’ın favorisi olan eski Başkan Ronald Reagan’ı “güç yoluyla barış konsepti” nedeniyle övdü ve şöyle devam etti: “Sizin de desteğinizle Kongre’nin yasama faaliyetleriyle Tayvan’a yardım etmeye devam edeceğini umuyorum.”
McCaul heyetin ziyaretinin amacının milletvekillerinin bunu yapma konusundaki kararlılığını göstermek olduğunu ifade etti. Kongre’nin İsrail, Ukrayna ve Tayvan’a yönelik devasa yardım paketini kabul etmesinin ardından kendisinin ve diğer Cumhuriyetçilerin aldığı tepkinin az olmasının kendisini yüreklendirdiğini söyledi.
ABD’li vekil “Bu oylamanın etkisini burada görebilirsiniz. Bunun gerçek hayatta sonuçları var; bu kürsüde oynanan bir siyasi oyun değil. Burada da Ukrayna’da da gerçek sonuçları var” dedi.
Ziyaret heyetinde McCaul’un yanı sıra California’dan Cumhuriyetçi vekil Young Kim, Güney Carolina’dan Cumhuriyetçi temsilci Joe Wilson, California Demokrat vekili Jimmy Panetta, Kentucky’den Cumhuriyetçi temsilci Andy Barr ve Pensilvanya Demokratı Chrissy Houlahan yer aldı.
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Çan Kay Şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (KMT/Koumintag) güçleri ile Mao Zedong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri arasında yaşanan iç savaşta galip gelen Komünistler 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu tüm dünyaya duyurmuştu.
İç savaşı kaybeden Koumintag ise Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan ‘Çin Cumhuriyeti’ iktidarının adada devam ettiğini ileri sürmüş, burada geçici hükümet kurmuştu.
Beijing’in topraklarının parçası gördüğü Tayvan 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasındaki ayrılık ise hâlâ devam ediyor.
Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Beijing yönetimi adanın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımı uygulayacağını belirtmekten çekinmiyor.