Gayrimenkulde fiyat artışı ve oturum hakkı Türkleri yurtdışına yöneltti
Başbakan Antonio Costa'nın kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamaları nedeniyle istifa etmesinin ardından Portekiz erken seçime gitti. Seçimde zafer merkez sağ ittifakın oldu ama en çok aşırı sağcı Chega'nın yükselişi konuşuldu.
Portekiz’de Sosyalist Başbakan Antonio Costa dört ay önce yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya kalınca istifa etti. Böylece ülke erken seçime gitmek zorunda kaldı. Ne var ki sandıktan çıkan sonuç sekiz yıldır iktidarda olan Sosyalist Parti için bir sona işaret ederken gülen taraf sağ ittifak oldu. Sosyal Demokrat Parti ve daha az desteğe sahip iki muhafazakâr müttefikinden oluşan merkez sağ Demokratik İttifak’ın lideri Lusi Montenegro sandıktan zaferle ayrıldı. Ama bu buruk bir zafer, çünkü bu ittifak da aslında Meclis’te çoğunluğu oluşturamadı. Buna karşılık ülkenin aşırı sağ partisi Chega bu seçimin gerçek sürprizi ve galibi. Chega bir anda ülkenin üçüncü büyük partisi konumuna geldi ve Meclis’e 48 milletvekili birden soktu.
Sosyal Demokrat Parti ve onun müttefikleri, oyların yüzde 29.5’ini alarak 79 milletvekili çıkarırken onu iktidardaki Sosyalist Parti yüzde 28.7 ile 77 milletvekili çıkararak izledi. Dört milletvekilinin daha seçileceği yurt dışı oyları henüz sayılmamıştı ama Sosyalist Parti lideri Pedro Nuno Santos seçmenlerine boşa umut vermemek için oradan gelecek oyların seçimi kazanmalarına yetmeyeceğini söyledi. Nuno Santos basın toplantısı sırasında “Her şey Sosyalist Parti’nin seçimi kazanmadığını gösteriyor” dedi.
O sırada Montenegro tarafında kutlama havasına girilmişti bile. Basın toplantısında konuşan sağ ittifak lideri “Seçimi Demokratik İttifak’ın kazandığı, Sosyalistlerin kaybettiği inkâr edilemez gibi görünüyor” dedi.
1974’e kadar diktatörlüğün hüküm sürdüğü Portekiz’in Avrupa genelinde yükselişe geçen aşırı sağ furyasından etkilenmediği düşünülüyordu, ama düzen karşıtı aşırı sağcı Chega partisi 230 koltuktan oluşan parlamentodaki temsilini dört katına çıkararak en az 48 milletvekiline ulaştı. Ayrıca Chega sandıkta elde ettiği bu başarıyla ülkenin en popüler üçüncü partisi olduğunu kanıtlamış oldu. Chega’nın lideri Andre Ventura gazetecilere yaptığı açıklamada partisinin elde ettiği sonucu “tarihi” olarak nitelendirdi.
Eski bir spor yorumcusu olan Ventura Portekiz’e “istikrarlı bir hükümet” kazandırmak için Demokratik İttifak ile hükümet kurmaya hazır olduğunu söylese de Montenegro kampanyası boyunca bu olasılığı dışladı. Montenegro tek başına hükümet kuracak kadar milletvekili çıkarmadı ama ülkeyi yönetmek için Chega’nın yardımına başvurmayacağının altını çizdi. Böyle bir durumda azınlık hükümeti kurulması ihtimali doğuyor. Bu da hükümetin kısa ömürlü, yasaları meclisten geçirmenin zor olabileceği anlamına geliyor.
Yorumculara göre Portekiz diktatörlüğün yıkılmasından bu yana en parçalanmış parlamentoyla karşı karşıya. Son seçimlerin üzerinden sadece iki yıl geçmiş olmasına rağmen katılım oranı yüzde 66 ile son yılların en yüksek seviyesini gördü. Bu da ilginç çıktılardan.
Portekiz’deki seçim, haziran ayındaki kritik Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesindeki son ulusal seçimlerden biri olmasıyla da önem taşıyor. Çünkü bu seçimler Avrupa Parlamentosu’nda bizi nasıl sonuçların bekleyeceğini az çok gösteriyor. Mesela Chega’nın 2022’de yaklaşık yüzde 7 olan oy oranının bu yıl yüzde 18’i bulması, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde önemli kazanımlar elde etmeyi uman muhafazakâr ve sağcı partilere destek olması açısından önem taşıyor.
Mesela Fransa’nın aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’nin Genel Başkanı Jordan Bardella, “Portekizliler kimliklerini ve refahlarını savunuyor” diyerek Chega’yı kutladı ve “9 Haziran’da Avrupa Parlamentosu’nda görüşelim” dedi. Benzer mesajlar Almanya’da AfD, İspanya’da Vox, Macaristan’da Başbakan Viktor Orban’ın partisi Fidesz ve Avusturya’da Özgürlük Partisi milletvekillerinden geldi. Ayrıca adaylığını destekleyenler arasında Brezilya’nın aşırı sağcı eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro da vardı.
Nedir peki bu sağı yükselten şey? Son yıllarda Avrupa da enflasyondan kaçamadı, Portekiz de bir istisna teşkil etmiyor. Aşırı sağcılar ise insanların ekonomiyle ilgili kaygılarından, göç krizine karşı gittikçe büyüyen tepkiden faydalanıyor. Portekiz özelinde konuşmak gerekirse konut fiyatları son sekiz yılda iki katına çıktı, sağlık sistemine erişimde yaşanan sıkıntılar protesto edildi. Ventura vergi indirimleri, emeklilik maaşlarını artırma ve göç konusunda daha sıkı kurallar getirme gibi vaatlerde bulundu. Ventura, Portekiz’deki Roman azınlığını hedef almasıyla da ön plana çıktı. “Portekiz’in temizliğe ihtiyacı var” sloganıyla yola çıkan Chega, hazır Sosyalist Parti hükümeti lityum arama imtiyazlarıyla ilgili soruşturmaya tabi tutulmuşken yolsuzlukla mücadele edeceğini de söyledi.