Davutoğlu ve Karamollaoğlu Filistin Büyükelçisi Mustafa’yı ziyaret etti
Rusya lideri Putin Kremlin'de Filistin lideri Abbas'la bir araya geldi. Gazze'deki savaşta Filistin tarafının destekçisi olarak öne çıkan Putin görüşmede olumlu mesajlar verdi.
Kremlin’in görkemli duvarlarının ardında tarihin tanık olduğu sayısız lider görüşmelerine bir yenisi eklendi. Moskova’nın rüzgarı içerideki sıcak sohbetin aksine dışarıda tüm sertliğiyle kendini hissettiriyordu. Novo-Ogaryovo başkanlık rezidansında iki lider Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dünya siyasetinin en karmaşık meselelerinden birini masaya yatırmak için bir araya gelmişti.
“Filistin’de yaşanan trajediler bizleri derinden etkiliyor” dedi Putin, konuşmasına başlamadan önce kısa bir sessizlikle o anın ağırlığını hissettirdi: “Ortadoğu’daki durumu yakından takip ediyoruz. Filistin halkının çektiği acıları göz ardı edemeyiz.”
Putin sözlerine devam ederken odadaki herkes dikkat kesilmişti. Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına göre Filistin topraklarında 7 Ekim’den bu yana 40 bini aşkın can kaybı yaşandığını, bu kayıpların büyük kısmını ise savunmasız kadınlar ve çocukların oluşturduğunu ifade etti. Sivil kayıpların artmasından duyduğu endişeyi dile getirirken, Filistin meselesinin barış yoluyla çözülmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı.
Putin’in bu sözleri Abbas’ın yüzünde buruk bir gülümseme yarattı. Yıllardır bu mücadeleyi sürdüren Abbas, Putin’in desteğinin ne denli önemli olduğunu biliyordu. “Rusya Filistin halkının en yakın dostlarından biri” dedi Abbas, sesine yansıyan minnettarlık dikkat çekiyordu. Ancak bu dostluğun bile BM’nin kararlarını hayata geçirme konusunda yeterli olmadığını belirtmekten geri durmadı. İsrail’in BM’nin kararlarına uymadığını ve Filistinlilerin zorla yerlerinden edildiğini hatırlattı.
“Gazze, Batı Şeria, Kudüs… Filistin halkı bu topraklarda özgürce yaşama hakkına sahip. Ancak bu hak yıllardır ihlal ediliyor” dedi Abbas. Filistin lideri mücadelelerine devam edeceklerini ve Rusya’nın desteğiyle hedeflerine ulaşacaklarına inandığını belirtti.
Görüşme sona erdiğinde iki lider de omuzlarında ağır bir yükle salondan ayrıldı. Bu görüşme belki de Filistin halkının geleceği için küçük bir umut ışığı yakmıştı. Ancak bu ışığın ne kadar parlak olacağı, zamanın ve uluslararası güç dengelerinin belirleyeceği bir meseleydi. Kremlin’in soğuk duvarlarının ardında bir kez daha diplomasiye dair derin bir iz bırakılmıştı.
Gazze’de savaş, Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık 250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan 110’u Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 39 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te dört günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 300 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.
Soykırım davası ve savaş suçları
Dünya Mahkemesi olarak da bilinen Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Filistin topraklarındaki yerleşim politikalarının ve doğal kaynakları sömürmesinin uluslararası hukuku ihlal ettiğini ilan etti.
Güney Afrika, Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan BM’ye bağlı mahkemede İsrail’e karşı bir soykırım davası yürütüyor. Mahkeme, İsrail’in Gazze’deki eylemlerini soykırım olarak tanımayı reddetti ancak İsrail’e Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinde askeri eylemlerini durdurması ve Filistinlilere daha fazla zarar verebilecek eylemlerden kaçınması çağrısında bulundu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han da Başbakan Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yanı sıra üç Hamas lideri hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.