Savaşın siber yüzü: En az 40 İsrailli şirketin verileri sızdırılmış
İsrail'in Gazze işgalinde 100'üncü gün geride kaldı. Savaşın hedeflerine ulaşana kadar devam edeceğini söyleyen Netanyahu "Bizi ne Lahey ne şer ekseni durdurabilir" dedi. Yorumcular ise savaşın gidişatına dair olumsuz düşüncelere sahip.
İsrail’in Gazze işgalinde 100’üncü gün geride kaldı. Bu 100’üncü gün İsrail’de çalışmaya 100 dakika ara verilmesi ve Gazze’de tutulan rehinelerin serbest bırakılması mitingleriyle geçerken Gazze’de savaşın yarattığı insani kriz iç acıtmaya devam ediyor. ABD ve Londra’da ise savaş karşıtı 100’üncü gün protestoları oldu.
Savaşın başında Hamas’ın sürpriz saldırılarında 1200 kişi ölürken ve 240’tan fazla İsrailli rehin alınırken savaşın 100’üncü gününde İsrail’in “misilleme” dediği, dünyanın ise “soykırım” olarak adlandırmaya başladığı karşı saldırıda 23 binden fazla Gazzeli hayatını kaybetti.
İsrail’de işçi sendikaları konfederasyonu Histadrut’un lideri Arnon Bar-David Tel Aviv’de düzenlenen protestolarda “İsrail korkunç bir kabusun ortasında ve ben bu korkunç kabustan uyanıp yeni bir İsrail yaratmak istiyorum. Yok etmeye çalıştıkları her şeyi yeniden inşa edeceğiz” dedi. Kudüs, Tel Aviv ve diğer büyük şehirler normal hayata geri dönse de birçok mağaza ve restoran kapalı kalmaya devam ediyor. Çünkü yüz binlerce kişi yedek asker olarak savaşa katıldı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu cumartesi günü televizyondaki açıklamasında Hamas’a karşı savaşın “sonuna kadar, zafer kazanılana kadar” devam edeceğini söyledi ve ekledi: “Hamas’ı ortadan kaldırmak, tüm rehinelerimizi geri almak ve Gazze’nin bir daha İsrail için tehdit oluşturmamasını sağlamak gibi hedeflerimize ulaşana kadar savaş devam edecek.”
Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasında Uluslararası Adalet Divanı’nın “saldırıları durdurma” kararı almasına uymayacaklarını da söyleyen Netanyahu “Kimse bizi durduramaz. Ne Lahey, ne şer ekseni ne de başka biri” dedi.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da Netanyahu’nun sözlerini tekrarlayarak İsrail ordusunun “tarihteki en adil savaşı verdiğini” iddia etti ve Hamas’ı yenene kadar durmayacaklarını söyledi. Savaşta şimdiye kadar ölen Filistinlilerin sayısı 23 bin 900’ü geçti. Bu can kayıplarının yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor. Ayrıca enkaz altında kalanlar çıkarılamadığı için bu ölü sayısının çok daha fazla olduğu düşünülüyor.
Netanyahu Güney Afrika’nın gündeme getirdiği soykırım iddiasının “ikiyüzlüce bir saldırı” olduğunu söyleyerek bunun “Yahudilere karşı yeni bir Holokost planlayanların talimatıyla yapıldığını” iddia etti. İsrailli lider açılan davanın “uluslar tarihinde ahlaki çöküşün dik âlâsı olduğunu” da sözlerine ekledi.
Gazze’deki tünellerde Adolf Hitler’in “Kavgam” kitabının baskılarına rastladıklarını söyleyen Netanyahu Gazze’deki bir evde kilit ekranı Hitler fotoğrafı olan bir tablet bulduklarını da sözlerine ekledi. Netanyahu’nun bahsettiği tablet, muhtemelen sosyal medyada sıkça paylaşılan şarjı tam tablet. Ancak sorun şu ki bu tablet savaşın çok ileriki dönemlerinde, hava bombardımanlarında hasar görmüş bir evin içinde bulundu. İsrail savaş başladığından bu yana bölgeye verdiği elektriği kesti. Dolayısıyla tabletin şarjının tam olması o kadar da mümkün görünmüyor. Kaldı ki şarjı tam olsa bile hava bombardımanlarında zarar görmüş bir evde sapasağlam kalabilmiş olması da tesadüfün bu kadarı dedirtiyor.
Random house in Gaza, a random tablet of a random teenager. Want to guess who their hero is? Taylor Swift? No. This guy 👇
pic.twitter.com/kbcfuged5N— Dr. Eli David (@DrEliDavid) December 22, 2023
İsrail’deki analistler ve askeri yetkililer çatışmanın aylarca, hatta bir yıl boyunca devam edebileceğini söylüyor. Birçok İsrailli ülkenin kuzey sınırında tetiklenecek yeni bir savaşla çatışmaların genişlemesinin de mümkün olduğunu düşünüyor. Dün Lübnan Hizbullahı tarafından atıldığı tahmin edilen bir tanksavar füzenin evlere isabet etmesi sonucu iki İsrailli hayatını kaybetti.
Gazze’deki saldırılar ise 100’üncü günde de devam etti. Özellikle şeridin güneyindeki Han Yunus hedefler arasındaydı. Evlerinden edilmiş ailelerin sığındığı güneydeki Refah yakınlarındaki hava saldırısında en az 13 kişinin öldüğü biliniyor.
İsrail’de ise binlerce kişi şiddetli yağmura rağmen 24 saat süren protestolara katılarak rehinelerin serbest bırakılmasını istedi. Oğlu Gazze’de rehin tutulan Nitza Corngold savaşta yedi aile üyesinin kaçırıldığını, üçünün ise öldürüldüğünü anlatarak “Her gün rehinelerden esaret altında yaşadıkları zor koşulları dinliyoruz. Hükümete sesleniyorum. Çok geç olmadan rehineleri sağ salim geri getirin. Bu, savaşın ilk ve en önemli hedefi olmalıdır” dedi.
Netanyahu hükümeti bu zamana kadar Hamas’ı ortadan kaldırmakla rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak arasında önceliğini belirlemekte zorlandı. Geçen hafta Yedioth Ahronoth gazetesine yazan Sima Kadmon bu gidişle iki amacın da gerçekleşmeyeceğini “İlk hedef başından beri gerçekçi olmayan beklentiler yarattı. İkincisini gerçekleştirme şansımızı kaçırmadığımızı umalım” sözleriyle anlattı.
Eski bir istihbarat yetkilisi olan Amos Yadlin savaşın başında Hamas’ı rehineleri serbest bırakmak için uygulanan askeri baskının etkili olduğunu, ancak artık bu saldırıların meşru görülmediğini söylüyor.
Netanyahu şimdiye kadarki politikalarını eleştirenlere doğrudan yanıt vererek şunları söyledi: “Stüdyolarda açıklama yapan yorumcuları görüyorum. ‘Bu mümkün değil, şu gerekli değil’ dediklerini duyuyorum. O zaman ben de size şunu söylüyorum: ‘Mümkün, gerekli ve yapacağız.” Netanyahu’nun bundan sonraki siyasi geleceği seçmenleri Hamas’ın saldırısındaki istihbarat başarısızlığından sorumlu olmadığına ve dile getirdiği savaş hedeflerine ulaştığına ikna etmesine bağlı.
ABD’de “Gazze için Washington’da yürüyoruz” denen etkinlik kapsamında cumartesi günü bir protestocu grubu Beyaz Saray’a kadar yürüdü. Aralarında Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nin de olduğu grup Gazze’de ateşkesin sağlanmasını ve ABD’nin İsrail’in saldırılarına verdiği desteği sonlandırması çağrısını yaptı. ABD’li yetkililere göre etkinlik öncesinde Beyaz Saray’ın önüne ek tel örgüler yerleştirildi. Başkan Joe Biden protestolar sırasında çoktan Camp David’e gitmişti.
Benzer bir gösteri Londra’nın merkezinde de gerçekleşti. Protestocular Fleet Caddesi boyunca Parlamento Meydanı’na doğru yürüdü. Etkinliği düzenleyen Filistin’le Dayanışma Kampanyası, yürüyüşe yüz binlerce kişinin katıldığını iddia etti. Protestolar sırasında dokuz kişi tutuklandı.