Slovenya da el yükseltti: Filistin’i tanıyan ülke sayısı artık 147

İspanya, Norveç ve İrlanda'nın ardından Slovenya da Filistin'i resmen tanıdı. Böylelikle 193 üyeli BM'de Filistin'i devlet olarak tanıyan ülke sayısı 147'ye yükseldi.

Dünya 5 Haziran 2024
Bu haber 4 ay önce yayınlandı
Fotoğraf: Shutterstock

Mayıs ayı sonunda İspanya, Norveç ve İrlanda’nın eş zamanlı olarak 1967 sınırlarıyla Filistin devletini tanımalarının ardından Slovenya da bu kervana katıldı.

Slovenya hükümeti geçen hafta bir Filistin devletini tanıma önergesini onaylamış ve kararın yürürlüğe girmesi için gerekli olan nihai onay için öneriyi parlamentoya göndermişti. Parlamentoda yapılan oylamada 90 sandalyeli meclisten 52’si tanıma lehinde oy kullanırken karşı oy çıkmadı. Geri kalan milletvekilleri oylamada çekimser kaldı.

Slovenya Dışişleri Bakanı Tanja Fajon sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada “Sevgili Filistin halkı, Slovenya’nın bugünkü nihai kararı bir umut ve barış mesajıdır” dedi ve ekledi: “Sadece iki devletli bir çözümün Ortadoğu’da kalıcı bir barışa yol açabileceğine inanıyoruz. Slovenya her iki ulusun, Filistinlilerin ve İsraillilerin güvenliği için yorulmadan çalışmaya devam edecektir.”

Başbakandan Slovenya’nın bağımsızlığı hatırlatması

Başbakan Robert Golob oylamadan önce milletvekillerine yaptığı konuşmada “Müttefiklerimizle Filistin’in tanınması konusunu bu yılın Şubat ayında konuşmaya başladık” dedi ve şu ifadeleri kullandı: “O zamanki değerlendirmemiz şuydu: henüz zamanı değil. Fakat Avrupa olarak harekete geçme görevimiz olduğu konusunda müttefiklerimizi uyarmıştık.”

Golob parlamentoda yaptığı konuşmada Slovenya’nın 1991 yılında eski Yugoslavya’dan bağımsızlığını kazanmasını da hatırlattı ve şöyle dedi: “Biz Slovenler bin yıldır bu hakkın hayalini kuruyorduk. Bunu 33 yıl önce elde ettik. Ne yazık ki Filistin ulusu bu hakkı henüz elde edemedi.”

Golob liderliğindeki iktidar koalisyonu Slovenya meclisinde çoğunluğa sahip. Bu sebepten ötürü oylamaya da formalite gözüyle bakılıyordu.

Slovenya’nın ana muhalefet partisi Slovenya Demokratik Partisi ise tanınmaya karşı çıkıyor. Sağcı parti konuyla ilgili olarak oylamayı geciktirecek bir referandum talep etmiş ancak daha sonra bu teklifi geri çekmişti.

Slovenya tanıma sürecini ilk olarak Mayıs ayı başında başlatmış ancak Gazze’de devam eden savaşta durum düzelene kadar bekleyeceğini söylemişti. Golob, İsrail’in Gazze Şeridi’nin en güneyindeki Refah kentine düzenlediği ve 1 milyondan fazla Filistinlinin kaçmasına neden olan son saldırılara tepki olarak süreci hızlandırdığını açıklamıştı.

Avrupa’da Filistin atılımı: BM’nin üçte ikisi tanıyor

Bu gelişmelerden önce 27 üyeli Avrupa Birliği’nin (AB) sadece yedi üyesi bir Filistin devletini resmen tanımıştı. Bunlardan beşi, AB’ye katılmadan önce 1988’de tanıdığını ilan eden eski Doğu Bloğu ülkeleri. İskandinav ülkesi İsveç’in tanıması ise 2014 yılında gerçekleşti.

Slovenya’nın kararıyla birlikte 193 üyeli Birleşmiş Milletler’de (BM) Filistin yönetimini tanıyan ülke sayısı 147’ye yükseldi. Bu veri, BM’ye üye ülkelerin üçte ikisinin Filistin devletini tanıdığı anlamına geliyor. Son dönemde Avrupa ülkelerinden gelen bu hamleler Filistin’in diplomatik alandaki varlığını ve kabul edilebilirliğini güçlendiriyor.

İsrail ve ABD’nin baskısına ve uluslararası krizlerin daha da derinleşmesine rağmen Avrupalı devletlerden gelen bu adım, İsrail’e, Filistin topraklarındaki ihlallerinin onaylanmadığı mesajını veriyor.

Bu arada devlet olmanın gerektirdiği unsurları taşıyan Filistin, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve UNESCO tarafından da devlet kabul ediliyor.

Filistin’in, BM’de üye olmayan gözlemci devlet statüsünün bulunması, devlet olmadığı anlamına gelmiyor. BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin vetosu nedeniyle oluşan bu durum, Filistin’in BM’ye tam üyeliğiyle ilgili olup, devlet olma durumunu engellemiyor.

7 Ekim sonrası Gazze: Neler yaşandı?

Gazze’de savaş, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık

250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan 128’i Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.

Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 35 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.

Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 270 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.

İsrail çağrılara kulak asmıyor: Gazze yine yangın yeriİsrail çağrılara kulak asmıyor: Gazze yine yangın yeri

İlk adım Norveç, İrlanda ve İspanya'dan geldi: Filistin devletini tanıyacaklarİlk adım Norveç, İrlanda ve İspanya’dan geldi: Filistin devletini tanıyacaklar

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.